Zekeriya Öz: İspat edin istifa ederim!
Yayınlanma :
08.01.2014 18:57


Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına atanan İstanbul
Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz, tehdit edildiğini belirterek,
"Bursa'da bir otelde görüştüğüm bu kişiler Sayın Başbakanın bana çok
kızgın olduğunu, hakkımda ağır laflar ettiğini, bir mektup yazarak kendisinden
özür dilemem gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların derhal
durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun sonuçlarının benim için
ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi, bunun herkesi çok kızdırdığını
söylediler" dedi.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına atanan İstanbul
Cumhuriyet Başsavcı Vekili Zekeriya Öz, hakkındaki iddialar yazılı bir açıklama
yaparak yanıt verdi. "Hakkımdaki iddialara cevap" başlığı ile yapılan
açıklamada Zekeriya Öz, yanıtlarını 10 madde halinde sıraladı. Zekeriya Öz'ün
10 maddelik açıklaması şöyle:
İSPATLANIRSA İSTİFA
EDERİM
"1- Önce Sayın Başbakan tarafından basın mensuplarına
açıklanan sonrasında da bazı gazeteler tarafından yayınlandığı üzere bugüne
kadar 22 kez yurt dışına çıktığım hususu kesinlikle gerçek dışıdır. Bu konudaki
gerçek bilgiler, hakkımda 2802 sayılı Kanun gereğince soruşturma yapma
yetkisine sahip HSYK tarafından ortaya çıkarılacaktır. Eğer iddia edildiği gibi
bu güne kadar 22 kez yurtdışına çıktığım ispatlanırsa mesleğimden aynı gün
istifa edeceğimi ilan ediyorum. İddiaların asılsız çıkması halinde aynı erdemli
davranışı bana bu tür suçlamaları yapanlardan da bekliyorum.
2- Bir kişinin yurtdışına giriş çıkış kayıtları devletin
resmi kurumlarında muhafaza edilen ve ancak bir soruşturma sırasında
sorgulanabilecek kayıtlardır. Hakkımda herhangi bir adli ya da idari soruşturma
bulunmayan dönemde usulsüz ve yetkisiz olarak yurtdışına giriş çıkış
kayıtlarımın sorgulandığı ve bunun neticesinde kişisel veri niteliğindeki bu
bilgilerin (üstelik kesinlikle yanlış olarak) Sayın Başbakana iletildiği ve
Sayın Başbakan tarafından da basın mensuplarına açıklandığı gazete haberleriyle
ortaya çıkmıştır. TCK'nın 134, 136, 137 ve 257. maddeleri kapsamında suç teşkil
eden bu eylemlerden dolayı gerek yetkisiz olarak sorgulama yapan kamu
görevlileri gerek bunları yetkisiz olarak açıklayanlar hakkında yasal yollara
başvuracağım.
3- Devletin resmi
kayıtlarında bulunan bu bilgilerin bile kamuoyuna abartılarak ve yanlış şekilde
açıklanması sadece görevimi hukuka uygun olarak yapma gayreti içinde olduğum
için tarafıma yöneltilen husumetin boyutunu gözler önüne sermektedir.
ALİ AĞAOĞLU ÖDEMEDİ
4- 16-22 Ekim
tarihleri arasında Dubai'de tatil yaptığım ve bunun 77 bin 500 TL bedelini Ali
Ağaoğlu isimli işadamına ödettiğim hususu da gerçek dışıdır;
a- HSYK tarafından
yapılacak soruşturmada yurt dışı giriş çıkış kayıtlarım sorgulandığında da
anlaşılacağı üzere ailem ve bir meslektaşım ile birlikte Dubai'deki otele giriş
tarihim 17 Ekim 2013, çıkış tarihim ise 20 Ekim 2013’tür. Bu yurtdışı seyahati
kendisi ile 5 yıldır tanıştığım ve samimi dostum olan Halil İbrahim Demirhan
tarafından organize edilmiştir. Halil İbrahim Demirhan, uzun yıllar Dubai'de
yaşayan ve bu ülkede tanındığım ve sevildiğini bildiğim bir işadamıdır. Bu güne
kadar kendisinin benden adli konulara ilişkin herhangi bir talebi olmamıştır.
Konunun iddia edildiği gibi yolsuzluk operasyonu olarak bilinen soruşturmanın
şüphelilerinden Ali Ağaoğlu ile bir ilgisi bulunmamaktadır. Gerek seyahat öncesi
gerekse sonrasında kendisiyle herhangi bir görüşmem olmamıştır.
b- Dubai'de
karşılanmamız ve şehirde dolaştırılmamız Halil İbrahim Beyin kardeşi İdris
Demirhan tarafından yapılmıştır.
c- Uçak biletleri
tarafımdan nakit para ile bir seyahat acentasından alınmış, geziye daha
sonradan katılmaya karar veren çocuğumun uçak bileti ise kendisine ait kredi
kartı ile alınmıştır.
d- Gezinin tüm
masrafları tarafımdan ve geziye benimle birlikte katılan meslektaşım tarafımdan
ödenmiştir.
e- İddia edildiği
gibi otelde oda servisi olarak yediğimiz herhangi bir yemek bulunmamaktadır.
Oteldeki ücretlere sabah kahvaltısı dahil olup bunun dışında kaldığımız 3 gün
boyunca otelde sadece bir öğün yemek yenilmiştir.
f- Otel ücreti
basına abartılı olarak yansıtıldığı şekilde değildir. Gezinin maliyeti uçak
biletleri dışında ailemle birlikte şahsım için 4 bin 250 dolar, meslektaşım ve
ailesi için 3 bin 500 dolardır. Bunlara ilişkin bilgi ve belgeler yapılan
inceleme sırasında ibraz edilecektir.
h- Gazete
haberlerinde verilen fatura vb. belgeler gerçek dışı olup ne şekilde temin
edildiği soruşturma sonucunda ortaya çıkacaktır. Henüz yurtdışına çıkmadığım ve
yurda döndükten sonra otelde kalmam fiilen imkansız olduğuna göre bu belgeler
gerçeğe aykırıdır ve şahsımı yıpratmak için sonradan temin edilmişlerdir.
Kanunla kendilerine verilmiş görevleri yapmaları gereken kurumlar ve bunların
yöneticilerinin işlerini bırakarak bizzat bu tür belgeleri temin ile
uğraşmaları ve bazı medya organlarına servis etmeleri de dikkat çekicidir.
BAŞBAKAN 2 KİŞİ
GÖNDERDİ
5- Hakkımdaki bu
iddialar Sayın Başbakan tarafından açıklanmadan önce Yüksek Yargı kökenli olan,
daha önceden tanıştığım ve saygı duyduğum 2 kişi bizzat Sayın Başbakan
tarafından bana gönderilmiştir. Bursa'da bir otelde görüştüğüm bu kişiler Sayın
Başbakanın bana çok kızgın olduğunu, hakkımda ağır laflar ettiğini, bir mektup
yazarak kendisinden özür dilemem gerektiğini, hükümete yönelik soruşturmaların
derhal durdurulmasını, aksi takdirde zarar göreceğimi ve bunun sonuçlarının
benim için ağır olacağını, emniyete neden gittiğimi, bunun herkesi çok
kızdırdığını söylediler.
BAŞIMA GELEBİLECEK EN
KÖTÜ ŞEYİN ÖLÜM OLDUĞUNU SÖYLEDİM
5- Tehdit niteliğindeki bu haberi getiren değerli kişilere;
Soruşturmanın benim dışımda vicdanları ve kanunlar çerçevesinde görev yapan
savcılar tarafından yürütüldüğünü, kaldı ki kuvvetli deliller bulunduğunu,
emniyet müdürlüğünü yeni atanan personelin şüphelilere sorulmak için hazırlanan
soruları değiştirdiği yolunda bir ihbar yapılması üzerine gittiğimi ve
sorulacak soruları kapalı zarf içinde mühürlü olarak teslim aldığımı, başıma
gelebilecek en kötü şeyin ölüm olduğunu, görevim nedeniyle ölmem halinde de görev
şehidi olacağım için bunun benim için şeref olacağını ifade ettim. Bu
cevabımdan sonra çok zarar göreceğim tarafıma söylendi. Daha sonra kamuoyunda
2. yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen dosyada ilgili savcılarla
görüşerek bu soruşturmaya müdahale etmem gerektiğini, işin farklı boyutlara
kaydırılmasını, bu konuda yardımcı olmam gerektiği söylendi. Ben de, o
soruşturmadan bilgimin olmadığını,
soruşturmanın TMK 10. Maddesi ile yetkili Başsavcı Vekilliği tarafından
yürütüldüğünü belirttim. Bu görüşmeden bir gün sonra Sayın Başbakan tarafından
şahsıma yönelik gerçek olmayan iddialar dile getirildi. Bazı basın yayın
organları da bundan sonra şahsıma yönelik yıpratma kampanyasına başladı ve
halen bu saldırılar devam etmektedir. Bu konuda gönderdiğim tekzipler de
yayımlanmamaktadır.
6- Bu görüşmeden
sonra tarafıma tahsis edilen koruma aracı, önceden hiçbir tebligat
yapılmaksızın, bilgi verilmeksizin ve gerekçe de gösterilmeksizin 6 Ocak 2014
tarihinde alınmıştır. Yürüttüğüm Ergenekon soruşturmasında aldığım sayısız
tehditler nedeniyle tarafıma tahsis edilen koruma aracının alınmasından sonra
şahsımın ve ailemin başına gelebilecek her türlü olayın sorumlusu bu usulsüz
işlemi yapanlardır.
7- Hakkımdaki
asılsız haberleri yayınlama konusunda öncülük yapan bazı gazetelerin
sahiplerinin kamuoyunda 2. yolsuzluk operasyonu olarak isimlendirilen
soruşturma kapsamında tüm malvarlıklarına mahkeme kararıyla tedbir konulmuş
olması aslında bütün yapılanların nedenini ortaya koymaktadır.
8- Tüm bunların
yaşandığı günlerde çıkan asılsız basın haberlerine dayanılarak hakkımda
başlatılan inceleme daha sonuçlanmadan aynı gün tayinimin çıkarılması
üzerimdeki baskının artacağını göstermektedir.
9- Ümraniye’de bir
gecekonduda yakalanan el bombalan üzerine başlayan Ergenekon soruşturması
nedeniyle bugüne kadar şahsımın ve tüm ailemin maruz kaldığı tehditlere bugün
yenilerinin eklenmesini ve bunun Ergenekon Terör Örgütünün ve faaliyetlerinin
büyük oranda deşifre edilmesinin sağladığı huzur ortamında varlığını her geçen
gün güçlendirerek sürdüren kesimlerden gelmesini aziz milletime havale
ediyorum.
HATIRALARIMI YAZMAYA
BAŞLADIM
10- Bu yaşananlardan sonra Ergenekon soruşturmasını
yürüttüğüm sırada gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak şahsıma iletilen ancak
yerine getirmediğim için husumet beslenen hukuka aykırı taleplerle ilgili
hatıralarımı yazmaya başladığımı belirtirim. Bugüne kadar olduğu gibi bundan
sonra da haksızlıklar karşısında yılmayacağımı, hukuka uygun olarak haksızlık,
hukuksuzluk ve yolsuzlukların üzerine korkmadan gideceğimin herkes tarafından
bilinmesini istiyorum. Kamuoyuna saygılarımla arz ederim."
ODADA POLİS KRİZİ
Öte yandan yazılı açıklama öncesi Öz'ün kabulü ile yaklaşık
20 gazeteci Başsavcı Vekili Öz’ün makamına geçti. Basın mensupları ile sohbete
başlayan Öz’ün bu sırada telefonu çaldı. Öz telefondaki kişiye, "şu
anda buradalar mı" diye sorduğu ve
telefonu kapattı.
Öz, daha sonra,
“Odadaki sivil polisler kim?” diye sordu. Kimseden ses çıkmaması üzerine Öz bir
daha, “Polisler ellerini kaldırsın” dedi. Bunun üzerine, odadaki üç kişi elini
kaldırdı. Bunun üzerine Öz, “Niye giriyorsunuz? Eskiden sadece gazeteciler
gelirdi, şimdi polisler de geliyor.
Giriyorsanız niye polis olduğunuzu söylemiyorsunuz?” dedi. Polislerden
biri, "Şişli Güvenlik Büro'dan geliyoruz. Biz basın açıklaması olacak diye
geldik” şeklinde konuştu.
BASIN AÇIKLAMASINI
TAKİP EDECEKLERDİ
Odadan ayrılan 3 polisin adliyede basın açıklamalarını takip
etmekle görevli olduğu anlaşıldı.
GÖREVİM GEÇİCİ
Atamasına ilişkin kendisine sorular yöneltilen Başsavcı
Vekili Öz, atama tebligatının kendisine ulaştığını bildirerek,
"Bakırköy’deki adliyede yarın göreve başlayacağım" dedi.
Bir gazetecinin, "Odanızı yarın mı
toplayacaksınız?" sorusu üzerine Öz, “Eşyalarımı toplamaya gerek
duymuyorum. Geçici bir atama olduğunu düşünüyorum. Geri geleceğim“ ifadelerini
kullandı
Hakkındaki iddialara ilişkin yapacağı yazılı açıklamayı
hazırladığını belirten Öz, “Bugün de bazı iddialar var. Henüz açıklamamı
bitiremedim ama hazırlıyorum. Son şeklini verip size bildireceğim. Bazıları
hakkında suç duyurusunda bulunacağım” dedi.
Basın mensuplarının, “Bu kadar hızlı bir atama bekliyor
muydunuz?” şeklindeki sorusu üzerine Öz, "Ben daha hızlı bir atama
bekliyordum. 1 Ocak itibarıyla atanacağımı düşünmüştüm. Önce yıpratma hareketi
yaptılar, sonra zıplatma hareketi yaptılar" ifadelerini kullandı.
"TEHDİTLE FATURA ALDIKLARINI DUYDUK"
Haber yapanlar ve bu bilgileri sızdıranlar hakkında suç
duyurusunda bulunacağını belirten Öz, “Tehditle seyahat firmasından fatura
aldıklarını duyduk. Bu işi kimlerin organize ettiğini çok iyi biliyorum. Ben
ayın 21’inde göreve başladım. Gazetedeki belgeye göre safariye gitmişim” diye
konuştu.
Adalet Bakanın kendisi hakkında soruşturmaya izin vereceğini
ancak Turan Çolakkadı ve Selami Altınok ile ilgili soruşturmaya izin
vermeyeceği yönündeki açıklamanın hatırlatılması üzerine Öz, “Vermesin.
Doğrular ortaya çıkar” dedi.http://gundem.milliyet.com.tr/zekeriya-oz-un-odasinda-kriz/gundem/detay/1819106/default.htm
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: