ZMO'dan Üretim Reformu Yasası'na Tepki
Ziraat Mühendisleri Odası Üretim Reformu Kanun Tasarısı'na tepki gösterdi.
Yayınlanma :
23.05.2017 12:49


İşte o açıklama:
Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından hazırlanan ve bir süredir bekletilen ''Üretim Reformu Kanun Tasarısı Taslağı''. Mecliste komisyon görüşmelerine başlandı.
Yasa tasarısı ile tarımsal üretimi, çiftçiyi ve tüketiciyi ilgilendiren değişiklikliler yapıldığını görüyoruz. Bunlar neler;
Birincisi; 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunun 20. Maddesi değiştiriliyor.
İkinci değişiklik; 4342 Sayılı Mera Kanunun 14. Maddesi ve 30. Maddesi değiştiriliyor.
Üçüncü değişiklik; 4634 Sayılı Şeker Kanunun Şeker kotasını düzenleyen 3. maddesi değiştiriliyor.
Dördüncü değişiklik; 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa geçici bir madde ekleniyor.
Bu değişikliklere baktığımızda; Tarımı çiftçiyi tüketiciyi ilgilendiren yukarıda saydığımız yasalardaki değişiklikler niçin Gıda Tarım Ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından değil de Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yapılmaktadır.
Genel olarak baktığımızda yapılan değişikliklerin tarımsal üretimi çiftçiyi tüketiciyi düşünmediğini görüyoruz. Tam aksine yapılan değişikliklerin amacının, inşaat, sanayi maden ve enerji alanlarındaki tırnak içerisinde ''yatırımların'' bizim için ise ''rantın ve talanın'' önünde engel olarak görülen ilgili yasaların değiştirilmesi gerekliliği olduğunu görüyoruz.
ZEYTİNCİLİĞİMİZ DİNAMİTLENİYOR...
Yasa tasarısının ilk maddesi ne tesadüftür ki bu iktidar döneminde 6 kez değiştirilmeye çalışılan 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun'da değişiklik getiriyor. Değiştirilmek istenen 20. madde zeytincilik kanunun temelini oluşturan bir madde. Zeytinciliğin doğanın çevrenin koruma zırhı. Bu nedenle bugüne kadar madencilik lobisi tarafından 6 kez değiştirilmek istenen ancak geri çevrilen değişiklik 7. kez gündeme getiriliyor.
Bu ne iştahtır? Bu ne gayrettir?
Madde 20 ne diyor? Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığının iznine bağlıdır.
Zeytincilik sahaları daraltılamaz. Ancak, belediye sınırları içinde bulunan zeytinlik sahalarının imar hudutları kapsamı içine alınması halinde altyapı ve sosyal tesisler dahil toplam yapılaşma, zeytinlik alanının % 10'unu geçemez. Bu Kanunun yayımından önce zeytinlik alanlarına ilişkin kesinleşmiş imar planları geçerlidir.
Yasa tasarısı ile Birinci ve üçün fıkraları değiştiriliyor ikinci fıkrası ise kaldırılıyor.
Yeni haliyle maddede ;...Zeytinlik sahalarına en az 3 km mesafede... kimyevi atık bırakan toz ve duman çıkaran... tesis yapılamaz ve işetilemez hükmü, ''Zeytinlik sahalar içinde zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegetatif ve generatif gelişmesine mani olacak tesis yapılamaz ve işletilemez.'' olarak değiştiriliyor. Bu da zeytinlik sahaların dinamitlenmesi, idam fermanının imzalanması anlamına geliyor. Bu da zeytinliklerin bitişik parselinde taş ocağı termik santrali, maden ocağı, kimyevi vb. tesis ve faaliyetlerin yapılabilmesi demek.
Yine getirilen değişiklikle illerde ‘’Zeytinciliği Koruma Kurulu’’ oluşturuluyor. Bu bize 5403 sayılı yasa ile getirilen ve tarım toraklarını korumak yerine toprak dağıtma kurulu gibi çalışan ‘’İl Toprak Koruma Kurullarını’’ hatırlatmaktadır. Toprak koruma kurullarında büyük bir mücadele veren TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası’na Zeytincilik Koruma Kurulu içinde üye olarak yer verilmemesi, niyeti açıkça ortaya koymaktadır.
İlave edilen ''Ancak Bakanlıklarca alınacak Kamu Yararı Kararı Gereğince yapılacak Yatırımlar kapsamında zeytinlik sahaları içinde kurulacak tesisler bu hükümden müstesnadır. Bu durumda yatırımın yapıldığı alan içinde bulunan zeytin ağacının iki katı kadar zeytin ağacının Bakanlık tarafından gösterilen yere dikilmesi zorunludur. Bu yükümlülüğe aykırı hareket edenler ağaç başına İki yüz Türk Lirası para cezası uygulanır...'' hükmüyle ise iki yüz Türk Lirasına yüzlerce yıllık zeytinlerimiz kurban edilmekte zeytinciliğimiz dinamitlenmektedir. Dinamitlenen sadece zeytinciliğimiz değil doğamız ve nefes alma alanlarımızdır.
NİŞASTA BAZLI ŞEKER ÜRETİMİNDE KOTA KALDIRILIYOR MU?
Kanun tasarısı ile getirilmek istenen önemli değişikliklerden bir tanesi de tasarının 46. maddesi ile 4634 Sayılı Şeker Kanunun Şeker kotasını düzenleyen 3. maddesi değiştiriliyor. Nişasta kökenli şekerler tanımı yerine Glukoz ya da polimerlerinden üretilen ve kuru madde bazında ağırlık itibariyla %10 ve daha fazla oranda fruktoz içeren nişasta kökenli izoglikoz tanımı getiriliyor.
Glukozun kota kapsamından çıkarılması ile; toplam kotanın bugüne kadar glukoz tarafından karşılanan kısmı izoglukoza tahsis edilmiş olacaktır. İzoglukoz, PANCAR ŞEKERİNİN BİREBİR İKAMESİDİR ve böylelikle izoglukoz kotasındaki ve dolayısıyla arzındaki artış; pancar şekerinin pazarını, başta TÜRKŞEKER olmak üzere pancardan şeker üreten yerli şirketlerin üretimlerini ve yerli pancar üreticisinin üretimini daraltacaktır. Glukozun tüm formlarının (likit ve kurutulmuş) kota kapsamı dışında bırakılması ile, bugüne kadar 60 000-100 000 ton düzeyindeki üretim tamamen kontrol dışı bırakılmaktadır.
Uygulanan kotalar nedeniyle Türkiye’de şeker pancarı üretimi 2000 yılında 18.759 milyon ton iken, 2015 yılında 15.951 milyon tona geriledi. Ekim alanı ise aynı yıllarda 408 bin 367 hektardan, 272 bin 990 hektara geriledi. Ancak artan nüfusa bağlı olarak şeker tüketimimiz azalmadı sürekli olarak arttı. 2003 yılında 1,9 milyon ton olan şeker tüketimimiz, 2015 yılında 2,4 milyon tona yükseldi. Artan tüketim ise uygulanan kotalarla Nişasta Bazlı Şeker’den karşılandı. Bu da sağlık sorunlarının artmasına neden oldu.1998 yılında 450 bin olan şeker pancarı üretici sayısı, 2014 yılında 125 bine düştü. Buna Şeker sanayisinde işsiz kalan on binlerce işçiyi ilave temek gerekir.
USULSÜZ OLARAK TARIM DIŞINA ÇIKARILAN TARIM ALANLARINA AF
Kanun tasarısının 66 maddesi ile; 5403 Sayılı Yasaya geçici madde eklenmiştir. Bu geçici değişiklikle 11/10/2004 tarihinden önce gerekli izinler alınmadan tarım dışı kullanıma açılmış olan arazilerin istenilen amaçla kullanımı için 8 Türk Lirası ödeme şartıyla bu usulsüz kullanım yasal hale getirilmektedir. Bu usulsüz kullanımlara baktığımız da buraların daha fazla sanayi ve konut imarına verildiği görülecektir. Yüksek rantlar elde edilen bu kullanımlar için bu kadar düşük bir ücrete buraların yasal hale getirilmesi de tarım arazilerinin ranta peşkeş çekilmesi anlamına gelecek ve bundan sonraki usulsüz kullanımları özendirecektirusulsüz kullanımlarda, nasıl olsa ileride yine bir af değişikliği gelir ve biz bundan yırtarız beklentisi oluşacaktır.
MERALARIMIZDA TEHDİT ARTIYOR
Tasarının 20. Maddesi ile 4342 sayılı Mera Kanunu'nun 14. maddesinin birinci fıkrasına i bendi eklenmiştir. Bu değişiklikle Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının talebi ile OSB'ler ile Yerleşim yerleri içinde bulanan sanayi siteleri ve münferit işletmeler için tahsis amacı değişikliği yapılır hükmü getirilmektedir. Bu son yıllarda krizden bir türlü çıkamayan hayvancılığımız için büyük bir tehdittir. Aynı zamanda iktidarın son dönem de ''Milli'' Tarım Projesi ile ortaya koyduğu ve bizim de önerdiğimiz ve önemsediğimiz hayvancılıkta maliyetlerin düşürülmesi mera hayvancılığının geliştirilmesi hedefiyle büyük bir çelişki oluşturmaktadır.
Sonuç olarak, Üretim Reformu adı altında yapılan değişiklikler, zeytinciliğimizi ranta ve talana açarken, doğamızı nefes alma alanlarımızı yok edecek, tarım alanlatrımız ve meralarımızın amaç dışı kullanımını artıracak, şeker pancarı üretimimize ve üreticilerimize darbe olacak, işsizliği artıracak tarımda dışarıya bağımlılığımız derinleştirecektir.
TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi olarak bu yasanın çıkmaması için tüm bölge milletvekilleri örgütler sivil toplum örgütlerini birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: