Aday Belirlemede Yaşanan Perişanlık
Yayınlanma :
31.01.2014 23:33


düğünü nedeniyle yaklaşık iki aydır Ankara’dayım. Ankara eğitimimin ve iş yaşamımın
önemli yıllarını geçirdiğim bir şehir olmasına rağmen, eş dost ve arkadaş
guruplarının, farklı şehirlere yayıldığı, giderek artık yabancı kaldığım bir
yer haline gelmiş. Böyle olunca ev dışında gidilecek yerlerin başında partinin
genel merkezi, il ve tanıdık ilçe örgütlerini ziyaretle günlerimi geçirmeye
çalışıyorum. Öncelikle İzmirlileri kutluyorum. CHP İzmir İl Örgütü’ndeki
canlılık maalesef Ankara İl Örgütü’nde görülmüyor. Bir miktar Çankaya ve
Yenimahalle örgütlerinde, bir canlılık yaşanmakta. Biraz da kimsenin umut
etmediği şekilde Mamak ve Etimesgut örgütlerinde halkın ciddi bir ilgisi
olduğunu gözlüyorum. Aslında Keçiören’de CHP’nin diğer partiler arasındaki oy
dağılımından kaynaklanan bir avantajının olabileceğini sanıyorum. Ancak bu
ilçemizde de ne yazık ki henüz adayımız belirlenememiştir.
Sıklıkla
gittiğim genel merkezde, her gidişimde ciddi üzüntü duydum.
Aday adaylarımızın
kapı kapı dolaşarak kendilerini tanıtma ve benimsetme seremonileri tam bir
perişanlık. Yönetim bilimi açısından gözlediğimde, durumu nasıl adlandıracağımı
bilemiyorum. Gözlemlerimi eleştirel bir gözle değerlendirdiğimde duruma perişanlıktan
başka bir tanım bulamıyorum.
Değerli
okuyucular çalışma hayatımın otuz yılı orta ve üst düzey işletme yöneticisi
olarak geçti. Bunun beş yılı da yurt dışında. Yurt dışında çalıştığım
işletmenin çalışan sayısı sekizyüzelli kişiydi. Yurt içinde çalıştığım üç işletme
de ülkenin ilk beş yüz büyük şirketleri sıralamasında yer alırdı. Bu
işletmelerin yurt dışı dahil insan kaynakları bölümüyle gerek çalışanları yıllık
bazda değerlendirmede gerekse ihtiyacımız olan kadrolara iş müracaatlarını
değerlendirmede kişi sayısı 1000-1500 kişiden az olmazdı. Yani bu işin çok
kolay üstesinden gelinecek bir iş olmadığını biliyorum. Fakat CHP genel
merkezinde gördüğüm manzaranın da hiçbir tarifi yok. Durum gerçekten rahatsız edici.
Parti Genel Sekreteri ile birlikte dört Genel
Başkan Yardımcısından oluşan beşli değerlendirme komitesi, karşılarında
buldukları kalabalık aday adayı gruplarıyla gerçekleştirdikleri görüşmenin
faydalı olmasını bir yana bırakın bıkkınlık düzeyinde aynı soru ve cevaplarla
bir birlerini anlamaktan çok uzak bir diyalog yaşanmaktadır. Oysa bu
görüşmelerin temel amacı halka hizmette en başarılı ve partiye en yüksek oyu sağlayacak
adayları belirmektir.
Bu amaca ulaşılamadığını sanırım bütün aday
adayları kabul edecektir. Bazı aday adayı partililer ise çok özel görüşmeler
yaptıklarını ileri sürerek henüz Genel Merkeze gelmemiş olanları da tahrik
ederek kalabalıkları iyice arttırmaktadırlar.
Yani yaşanan kargaşa ve dargınlıklara ek harcanan zaman ve para da işin
cabası.
Tüzükteki
haklarını savunamayan partili ve örgüt liderleri, ister istemez parti
oligarşisinin elinde ser sefil olmaya mahkum olur. Üstelik partideki bu oligarşiyi
etkilemek için hiçbir zaman partiye destek olmamış üyesi olmayı bırakın oy dahi
vermemiş, ülkede bilinen tanınan etkili kişi ve guruplardan, ulaşabildiklerini
de devreye sokarak kendilerini atatmayı çoklukla denemektedirler. Bu
denemelerin başarı şansını bilmiyoruz ama, parti tabanında yaygın bir söylenti
olarak taraftar bulmaktadır.
Parti
oligarşisi sanırım bu eziyet verici süreci partideki egemenliklerini
pekiştirmek için yapmıyorlardır. Genelde telafuz ettikleri gerekçeleri örgütün
ve üye yapısının sağlıklı olmaması söylemi. Ama aynı yapının kendilerini
belirlemede hiçbir sakınca bulmuyorlar. Bu çelişkiyi izah etmek hepimizi üzer.
Mesala ilçe kongreleri sürecinde belirledikleri ön seçim delegeleri niye
belirleniyor hiçbir izahı yok. Dört-beş
yılda görev yapacak partinin bu deneyimli üyelerine yerel yönetimlerde ve
parlementoda parti öncülerini seçme görevi verilmeyecekse tüzükte neden böyle
bir seçim ön görülüyor anlamakta gerçekten zorlanıyorum.
Peki bu seçim için Parti Meclisi’nde kabul
edilen yöntemler uygulanamazmıydı? Elbette uygulanırdı. Ben bu konuda en
doğru yöntemin şu ya da bu olabileceği iddiasında değilim. Ama bu kalabalıkları
parti genel merkezine paralarını ve zamanlarını zayi ederek gelmeye zorlayan
çaresizliğe, ülkeyi yönetmeye talip bir parti mutlaka en doğru yöntemi bulup
uygulamalıdır.
Parti Meclisi’nde kabul edilen şu yöntemlerin
her hangi bir ya da bir kaçı birlikte uygulanabilir. En ideali; hakim
nezaretinde ön seçim delegeleriyle ön seçim. İkincisi Partili üyelerinin katılımıyla
eğilim yoklaması. Ek olarak; eğilim yoklaması sonucunda ilk üçe ya da beşe
giren adayları kamuoyu yoklamasıyla ikinci bir elemeye tabi tutup en son
süreçte de bugün genel merkezde yaşanan sefaleten uzak, başa baş görüşme ile
adayı tanıma olanağını bulmaktır. Bence komite öncelikle yöntem konusunda
anlaşmalıydı.
Bir de 9 Şubat’ta yapılması düşünülen belediye
meclis üyeleri için yapılacak eğilim yoklaması. Yarısını üyeye seçtirecek bir
yöntem diğer yarısını da yine parti üst kademe yöneticilerine seçtirerek baştan
uyum ve ihtiyaç sorununu dışlayan bir tavırdır. Buca’da beş yıldır yaşanan
sorun hiç mi ders alınacak nitelikte değil. Belediye bütçesinin onaylanması için ilçe
başkanının çabalarına şahit olan biri olarak bu tezlerimi ifade ediyorum.
Belediye
başkanıyla birlikte bu yöntem doğru olabilir. Başkanını bilmeyen, kiminle çalışacağını bilmeyen belediye meclis üyesi
niye bu göreve talip olur bunu da anlamak zor. Ayrıca Bütünşehir yasasıyla
belediyelerin yeni yeni sorunları olacağı, ihtiyaca göre yeni örgütlenme
modelinin gündemde olacağı bu yeni durum
konusunda açıklayıcı bilgilendirici
hiçbir etkinliğin yapılmaması, ihtiyac dahi duyulmaması bence düşündürücü ve
hazırlıktan habersiz olmaktır.
Hepimize kolay gelsin
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: