“Buluşmamız bir mayalanma hikâyesi”
Cumhuriyet mirası olan İzmir Enternasyonal Fuarı’nın 91’inci kez açılışını gerçekleştirmenin tarifsiz mutluluğu içinde olduğunu dile getiren Soyer, “Bu akşam, asırlık bir çınar ağacı kadar sağlam köklerimizle ve yepyeni bir heyecanla İzmir’den dünyaya doksan birinci kez merhaba diyoruz. 1923 yılında büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün açılışını yaptığı İzmir İktisat Kongresi’yle temelleri atılan bu fuar, bizim için yaşayan bir kültür mirası. İzmir enternasyonal Fuarı, İzmir’den dünyaya ve dünyadan İzmir’e uzanan bir köprüdür. Bu köprünün bir ucunda Anadolu’nun kadim bereket uygarlığı var. Diğer ucunda ise değişimin yeryüzündeki ayak izleri, yeni düşünceler, fikirler ve keşifler... Burası, dünyayı ve Türkiye’mizi birbiriyle buluşturan müthiş bir meydandır. Enternasyonal Fuar işte bu nedenle 8 bin 500 yaşındaki İzmir’e ve yüz yaşındaki Cumhuriyetimize çok yakışıyor. Geleceğin Türkiye’sine yön veriyor. Çünkü bu buluşmamız bir mayalanma hikâyesi. Burası çok rengin, çok sesin ve çok nefesin ortak bir ruhla güçlendiği harman yeri” açıklamasını yaptı.
“9 Eylül’ü 100 yıllık zafere yakışacak bir şekilde kutlayacağız”
Soyer, fuar etkinlikleri kapsamında 9 Eylül’ün de 100 yıllık zafere yakışacak şekilde, Türkiye tarihinin en büyük sahne performansıyla kutlanacağının altını çizerek, “Aynı akşam megastarımız Tarkan Kordon boyunda İzmir ile kucaklaşacak. Bu akşamdan 11 Eylül’e kadar ülkemizin yetiştirdiği çok sayıda sanatçı İzmir’de olacak. Ve bugün... Fuarımızı açmanın yanı sıra anadolu’nun lezzetlerini dünya sofralarıyla buluşturuyoruz. İEF’yi dünyanın en önemli gastronomi organizasyonlarından biri olan Terra Madre ile eş zamanlı olarak gerçekleştiriyoruz. Terra Madre Anadolu bizim için sadece bir lezzet fuarı değil. İnsanın yaşamla olan ilişkisini yeniden tarif ettiğimiz, iklim krizi, enerji krizi, gıda krizi, yoksulluk ve savaşlar karşısında kalıcı çözümler ortaya koyacağımız bir ortak akıl hareketi” ifadelerini kullandı.
“Bu bir hayatta kalma mücadelesidir”
‘İzmirli’ markasını kuraklık ve yoksullukla mücadelenin yepyeni bir aracı olarak dünyaya sunacaklarını vurgulayan Soyer, “İzmirli markamız ile İzmir’in meralarında üretim yapan çobanlarımızdan aldığımız sütlerden üretilen peynirleri, Türkiye ve dünyanın her yerindeki alıcılarıyla buluşturuyoruz. Hep dediğimiz gibi, İzmir’in en ücra köylerindeki küçük üreticilerimizi ve İzmir’in üretici kooperatiflerini ihracatçı haline getireceğiz. Süt ürünleri ile başlattığımız bu yerli ve milli üretim seferberliği, yine kooperatiflerimizin ürettiği zeytinyağı, tahıllar, baklagil ve üzüm gibi ürünleri de içine alarak büyümeye devam edecek. Terra Madre Anadolu ile başlayan bu çalışmamız, komşusu açken gözüne uyku girmeyenlerin, kurda, kuşa, aşa diyerek; kendisi ve doğa için aynı anda üretmesini bilenlerin seferberliği, hayatta kalma mücadelesidir” dedi.
“Bir diğer misyonumuz da umudu büyütmek”
Soyer, tüm dünya kentleri dünyanın en prestijli, en büyük fuarı olan EXPO’ya ev sahipliği yapmak istediğini belirterek, “İzmir de bunun için çok emek verdi ve vermeye de devam ediyor. öte yandan İzmir, doksan bir yıldır kendi EXPO markasını yaratmış bir şehir. Bu fuar, İkinci Dünya Savaşı yıllarının zor koşullarına rağmen binlerce ziyaretçiyi ağırlamış. İnsanlara umut olmuş. Neredeyse bir asır boyunca kapılarını hiç kapatmamış bir EXPO’dan bahsediyoruz. Bir kültür, ticaret, turizm, eğlence ve eğitim meydanı olan bu buluşmanın adı: İzmir Enternasyonal Fuarı. Bu nedenle İEF’yi gelecek nesillere taşımak ve dünyaya çok daha iyi anlatmak bu şehrin Belediye başkanı olarak benim boynumun borcu. On gün boyunca yüz binlerce kişinin ziyaret edeceği fuarımızın çok önemli bir misyonu daha var. Umudu büyütmek” diye konuştu.
İzmir dayanışmayı en iyi bilen, birbirlerine sevgiyle, hoşgörüyle, şefkatle bağlı insanların şehri olduğunu söyleyen Soyer, “Ve İzmir Enternasyonal Fuarı’nda açtığımız bu meydana gelen sevgili İzmirliler yüreğimizdeki bu umudun ve cesaretin en güzel hali sizlersiniz. Gelin, yaşamı daim kılmak ve umudu yaymak için İzmir’in bereket sofrasını büyütelim. Bu toprakların bereketini çoğaltmak ve adil bir şekilde bölüşmek için birbirimize daha da çok kenetlenelim. Terra Madre Anadolu’yu bizlerle birlikte düzenleyen Slow Food International’a, Dünya Yavaş Gıda Hareketi’ne tüm kalbimle teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.
Croce, “İzmir’in vermiş olduğu emek çok kıymetli”
Slow Food International Genel Sekreteri Paolo Di Croce ise “Eğer bir şey için teşekkür edecek olursam, bu sağlıklı bir şekilde gıda üretimine teşvik etmek için harekete geçen Terra Madre’ci mücadeleciler içindir. Sistem değişiyor gıda üretimi de kötü yönde değişiyor. Bunu değiştirebilmek için için çağrıda bulunmalıyız hem bireysel hem de yönetimler olarak. Toprak anamız için mücadele etmeliyiz, bu yüzden ismimiz Terra Madre. İklim değişikliği gerçek bu yüzden mücadelemiz çok kıymetli. Bu yüzden İzmir’in vermiş olduğu emek işte bu yüzden çok kıymetli. Seçimde bulunmak gerekiyor biz de kaliteyi seçiyoruz. Bu yüzden seçtiğimiz üretim yolunu gelecek nesillerimiz için çevreci olmalı. Bunun çağrısını her birlikte yapmalıyız" dedi.
Köşger, “Geçmişten güç alan fuarımız emin adımlarla geleceğe yürüyecek”
İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger de “İEF Sadece ekonomik anlamda değil sosyal ve kültürel anlamda da çok önemli gördüğümüz b ir buluşma. Fuarın tüm misyonlarına hizmet etmek ve amacına hizmet etmesi adına bakanlık valilik ve büyükşehirin gayretle çalıştığını görmek memnuniyet verici. İEF’i yıldan yıla daha iyi yerlere taşıyacağız. Terra Madre, Slow Food’un gelenlerine bağlı toplumuzla uyuştuğunu gördüm. Toplumumuz bu tür evrensel hareketlere de aslında hiç yabacı değil. İEF’in en büyük özelliklerinden birisi 91 yıllık geçmişi boyunca birçok krize rağmen serüvenine devam ediyor olması. Fuarımız geçmişten aldığı güçle geleceğe daha emin adımlarla yürüyecek. İnşallah bu organizasyon nice 91 yılları görür” diye konuştu.




Yorumlar
Kalan Karakter: