GÜLPERİ TİBİN-GERÇEK HABERCİ/ÖZEL HABER- Ekonomik darboğazın günden güne etkisini hissettirdiği Türkiye’de, aralık ayısının gelmesiyle birlikte asgari ücrete ilişkin tartışmalar da başladı. 2026 yılında işçilere verilecek en düşük ücret olan asgari ücrete ilişki çeşitli senaryolar gündeme geldi. Mevcut enflasyonist ortamın devam ettiği bugünlerde, asgari ücretin yüzde 28,5 oranında zamlanması durumunda net 28 bin 404 lira, brüt 33 bin 417 lira olması; yüzde 30 oranında zamlanması durumunda net 28 bin 735, brüt 33 bin 807 lira olması bekleniyor. Öte yandan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (DİSK) asgari ücrete ilişkin beklentisi de belli oldu. Konuyla ilgili konuşan DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, iki kişinin çalıştığı bir hanede, yoksulluk sınırı kadar ücret alınması gerektiğini ifade etti. Çerkezoğlu, asgari ücretin de buna göre belirlenmesini söyledi. Ekonomist Bülent Ayhan Toptaş, asgari ücret tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Toptaş, “Yüzde 28,5 ya da yüzde 30’luk zam psikolojik olarak ücretli çalışanları da sendikaları da tatmin etmez. En az enflasyon kadar yükselmesi karşısında sendikaların ve işçinin hakkını alabileceğini düşünüyorum. Yani yüzde 30’un altında olamaz. Yüzde 31 – yüzde 32 oranlarında zam bekliyoruz enflasyona göre. Yüzde 30’luk bir zam uygun olabilir. Yani yıllık enflasyon kadar, yüzde 30’luk bir yıl sonu enflasyonu bekleniyor. Onun karşılanmış olması gerekiyor işçi için. Fakat tabii bir tarafta da sıkıntılı işveren tarafı var. Onların üzerinde de gerginlik yaratacak bir zam olduğu görünüyor” diye konuştu.
YİNE İSTENEN AMACA ULAŞILAMAYACAK
DİSK’in asgari ücrete ilişkin talebini de değerlendiren Toptaş, asgari ücretin yoksulluk sınırının yarısı seviyesine çekilmesinin işveren üzerinde de baskı yaratacağını söyledi. Toptaş, bu durumun yeni işsizlikler doğurabileceğini belirttiği konuşmasında, “Şu an 97 bin lira olarak biliyorum yoksulluk sınırını, yani yaklaşık olarak 50 bin lira gibi bir asgari ücret olmasından bahsediliyor ancak bu bir temenni. Çünkü şöyle bir şey var, siz asgari ücreti 50 bin lira yaptığını zaman bu sefer iş verenler onu karşılamayacaklar. Sonucunda da işveren ya iş yerini kapatmak ya da işçi çıkarmak durumunda kalacak. Şu ekonomik koşullarda böyle bir talep gündeme geldiği zaman da kayıt dışılık da artabilir bunların yanında. O zaman yine istenen amaca ulaşılamayacak. Burada bir zorluk var, asgari ücreti çok da yükselttiğiniz zaman işveren işçiyi işten çıkarıyor da ya kayıt dışılar artıyor” ifadelerini kullandı.
ALIM GÜCÜNÜ POZİTİFE ÇEVİRMEZ
Toptaş, söz konusu zam oranlarının vatandaşın alım gücüne pozitif yönde bir etki etmeyeceğini belirtti. Yeni yılın dar gelirli çalışanlar için çok zor bir yıl olacağını kaydeden Toptaş, konuşmasına şöyle devam ettiği: “Bu oranlar vatandaşın alım gücünü pozitife çevirmez. 2026 çalışanlar için yine çok zor bir yıl olacak; dar gelirli çalışanlar için. Asgari ücretliler bizim ücretli kesimimizin neredeyse yarısını oluşturuyor. Bu da tabii bir sorun. Bilim ana sorunumuz verimliliği artırmak. Bunu aşabilmemizin çaresi bu. Biz her yıl bunu tartışabiliriz, yüksek olunca çelişkiler çıkıyor aşağı çekince insanlar geçinemiyor. Bunu aşabilmek için verimliliği artırmamız lazım. Yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli sektörlere geçmemiz, devletin bunlar için yönlendirme yapması gerekiyor. Yoksa bu şekilde 400 – 500 dolar civarındaki rakamları tartışmaya devam ederiz. Ama bizim bir reform yapmamız gerekiyor. Yapısal reformlara, kamuda tasarrufa ihtiyacımız var, yüksek teknolojiye ihtiyacımız var. Bunları yapmamız lazım, yapamadığımız sürece 5 bin lira aşağı 5 bin lira yukarı bir tartışma oluyor. Ancak bu vatandaşımızın işine yaramıyor. Biz bunu 2001’le 2013 arasında verimliliği, refah seviyesini biraz artırabildik ama olmadı sonrasında sistem yozlaştı. İnsanlar yine hayatta kalmak için çalışmaya devam edecek. Bizim hayatımızı değiştirecek olan şey yüksek teknoloji, reform ve kamuda tasarruf. Aksi takdirde biz her yıl bu dönemler bu tartışmaları yaşayacağız.”
BUNUN YARATTIĞI STRESİ İKTİDAR İSTEMEYEBİLİR
Son olarak asgari ücrete 6 ayda bir zam yapılmasına ilişkin tartışmaları ve talepleri de değerlendiren Toptaş, değerlendirmesini şöyle noktaladı: “Ara zam gündemde olmalı. Bizim yaşadığımız yüzde 30 enflasyon, normal bir ülkenin 10 yıllık enflasyonu. Yaşadığımız aylık bir enflasyon normal bir ülkenin 1 senelik enflasyonu. Dolayısıyla bu değişimleri gözlemlemek ve yıl ortası için açık kapı yaratmak gerekiyor diye düşünüyorum. Ama tabii bunun yarattığı stresi iktidar istemeyebilir. Ama bence 3 ayda bir bile yapılsa yeridir. Ancak bunlar küçük detaylar asıl mesele bu değişimi gerçekleştirebilmek gerekiyor. Sonuçta bu hamleler refah seviyesinde değişimler sağlayamıyor. En sonunda insanların tatmin olmadığı tatsız bir ortam devam edecek.”
Asgari ücrette kronik döngü: Reform yoksa kriz var!
Önümüzdeki yıl için gündemde olan asgari ücret zam oranlarını değerlendiren ekonomist Bülent Ayhan Toptaş, “Bizim hayatımızı değiştirecek olan şey yüksek teknoloji, reform ve kamuda tasarruf. Aksi takdirde biz her yıl bu dönemler bu tartışmaları yaşayacağız” dedi.
Yayınlanma :
03.12.2025 16:58
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: