AYKIRI KUAFÖR HARUN CİCİ PROJELERİNİ ANLATTI

                Spikerin kamuoyunda büyük yankı uyandıran Köye Dönüş Festivali ile ilgili olarak sorduğu bir soruya Harun Cici son 40-50 yıldır köylerden kentlere müthiş bir göç olgusu yaşandığını hatırlatarak şu şekilde cevap verdi: “Bu sosyolojik bir olay. Üretimin bittiğini ve büyük kentlere gelen genç ve üretken insanların çok cüzi rakamlarla çok ağır işlerde çalıştığını herkes biliyor. Artı istihdam ve iş piyasasını da gerileten bir şey bu durum. Ben son 10 senedir köyüme gidip gelirken bu sorunu nasıl çözebiliriz diye düşündüm ve çareyi köylerde organik tarım ve yerinde üretim olarak gördüm.  Gerçekten organik tarımın ne kadar önemli olduğunu artık herkes biliyor ve bu köylerde hala GDO’ların girmediği, ilacın girmediği tarlalar var. Şu an ekilmiyor. Devletinde desteklediği ve akraba turizmi dediğimiz; dini anlamda da sıla-i rahim denilen ve yapılmasında sevap olan bir olgu. Biz birlik beraberlik havasında bunu başlattık öyle bir gelişme oldu ki bu bizi de sevindirdi. Atatürk Üniversitesi’nden bilim insanları projeye destek verdi. Sonra bu festivale dönüştü ve ritim artıralım dedik. Hem tarım politikası oluşturmak oradaki yerel üretici ve köylülerle. Hem de genel anlamda bütün Türkiye’ye örnek olmak adına yöremizin isim yapmış ürünlerini mesela fasulyeyi üretelim. İzmir’de bu üretilen fasulyeyi isteyenlerden para toplayıp bu ürünleri pazarlayalım istedik. Hedefimiz bu. Hem üretimi artırmak hem de piyasasını oluşturmak diye bir derdimiz var. Herkes diyor ki, ben köyümün organik ürünlerini  yemek istiyorum. Bana 10 kg. lazım. Bunu yaptığın zaman ürettiği ürün köylünün elinde kalmayacak. 81 ilde ailemvar diye projesi var projesi var Atatürk Üniversitesi’nin. Bu anlamda örneğin Karadeniz’in organik fındığı, Erzurum Tortum’un kuru fasulyesi tekellerin eline düşmeden üretici ile tüketiciyi buluşturmak mümkün olacak. Artı kültürleri birleştirmek diye bir derdimiz var.”

MUĞLA’DA BARIŞ MESAJLI EĞİTİM

Öte yandan geçtiğimiz günlerde Muğla’da yapılan etkinlikle ilgili bir soruyu da cevaplandıran Harun Cici, burada Kuaförler Odası tarafından düzenlenen Dayanışma ve Dostluk Yemeği’nde kendisinin 40 yıllık tecrübelerini paylaşma imkanı bulduğunu ve gündüz yapılan eğitimlerle değerli dostu Makeup İhsan Akbulut ile birlikte katılımcı kuaförleri bilgilendirdiklerini söyledi. Cici, makyaj ve kuaförlük eğitimi sırasında ülkemizde yaşanan terör ve savaşa da vurgu yaptıklarını ifade ederek, “Terör ve savaş biraz da ona vurgu yapmak için, bir mankenimizin yüzünün yarısında savaşın etkisini verdik. Mankenin saçlarınada barışı temsil eden uluslar arası barış sembolünü oturttuk. Üç beş senedir ülkemizde barış süreci vardı, keşke devam etse. Güzel ve özenli dili kullanmaya devam edersek barışın devam etmemesi diye bir sebep yok. Beni siyasiler bağlamıyor. Kullanılan dil çok önemli, yetkililerinde, duyarlı insanların da bu güzel dili kullanmaya başlamalarıyla birlikte barış olmaması için bir neden yok. Bunu saçlarda yansıtıyoruz” ifadelerini kullandı. Harun Cici barışla birlikte bu topraklarda kardeşçe yaşamak durumunda olduğumuzu vurgu yaparak, “Terörün ve savaşın olmadığı bir Güneydoğu’da barış içerisinde dostluk içerisinde daha çok üretime, daha çok birlik ve beraberliğe yatırım yapalım,  barış için yaşayalım” mesajı verdi.

BU YAZIN SAÇ TRENDLERİ KİŞİYE ÖZEL

Saç modasına da değinen ünlü kuaför “Saçlarda da doğaya dönüş var. Sarı saçlar yine var. Sarı saçlar var ama doğaya dönüş var. Kır düğünlerinde de artış dikkatinizi çekmiştir. Her şeyde doğaya dönüş var. Önceleri insanlar büyük şehirlere geldi ve düğünler büyük salonlarda yapılmaya başlandı.  Ve şimdi kır düğünü modası başladı. Bu doğaya dönüş saça da yansıyor. Saçlarda da doğal çiçeklerle süslemeler yapıyoruz. Gelin başlarına gelince: Gelin saflıktır, temizliktir. Moda dediğimiz biraz da kendini tekrar ediyor. Aslına dönüş var. Bindallı mesela. Tv dizileriyle Osmanlı modasıyla günümüzde bindallı giysiler ve kına geceleri daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Ama kişiye özel saçları daha fazla önemsiyoruz. Eskiden biliyorsunuz hala var. Özellikle biraz daha varoşlardan gelen konuklarımız, müşterilerimiz hala televizyon dizilerinden, camın arkasından etkileniyor. Rengi müsait değil ama x sanatçının saçını istiyorum diyor. Biraz daha bilinçli olanlar kendine münhasır kendine özel saçlar istiyor. Bizde kişiye özel saçlar üretmeye çalışıyoruz” dedi.