gerçekleştirilen sohbet toplantısına katılan Yıldırım, bakanlığının yaptığı
yatırımları kalem kalem anlattı. Yıldırım, çözüm sürecine kuşkuyla bakanların bulunduğuna,
şehit yakınlarını anladıklarına değinerek, “Şehit yakınlarını anlayabiliriz,
onların yüreği yanıyor. Onların duygusal tepki vermesi insanidir ve
anlaşılabilirdir. Siyaset yapanların duygusal davranmaması gerekir. Ülkemizin
geleceği için daha mutedil ve sorumlu davranmalarını bekliyoruz. ‘Ne pazarlığı
yaptınız’ diyorlar. Biz de diyoruz ki biz bir pazarlık yaptık doğru. Tek
devlet, tek millet tek bayrak, tek vatan. Bunun dışında pazarlığımız yok” diye
konuştu.
Yıldırım, terör nedeniyle 30 bin insanın kaybedildiğini, 400
milyar dolar gittiğini bunun yatırıma harcanması durumunda 400 Boğaziçi Köprüsü
yapılabileceğini belirterek, şunları söyledi:
“Bu dönemi kimsenin istismar etmemesi lazım. Bu çok önemli
bir aşamadır. Bu kardeşliğimizin birliğimizin beraberliğimizin gücümüzün
ülkemizin geleceği için yapılan çok önemli bir süreç. Bunu siyaset üstü
düşünmek ve sürece herkesin elinden geldiğinde katkı sağlaması doğru bir
davranış olacaktır. Terör nedeniyle 400 milyar doları aşan bir kaynağımız yok
olmuş. Bu kaynak bir hiç uğruna gitti arkada birçok gözyaşı bıraktı. Bu 400
milyar dolar yatırıma harcansaydık biz 10 yılda yatırımlara 150 milyar dolar
harcadık 400 tane Boğaziçi köprüsü yapardık ya da 100 bin kilometre demiryolu
yapardık. Bundan sonra bu beladan kurtuluruz ve kaynaklarımızı ülkemizin
geleceğine aktarırız.”
“KRİZİ YATIRIMLA ATLATTIK”
Seyahat, iletişim ve ulaşım olmadan ekonomik faaliyetlerin
gerçekleştirilemeyeceğini vurgulayan Yıldırım, “Dünya küresel kriz yaşadı,
2008'de yaşadı hala devam ediyor. Amerika'da kısmen soğudu, Avrupa da etkileri
sürüyor. Bir de bunun üzerine bölgesel yönetim krizleri geldi. Arap baharıyla
başlayan ve güney komşumuzda devam eden iç savaş var. Bunları göze alınca
Türkiye hem batıdan hem güneyden müthiş bir baskı altındaydı son bir kaç
senedir. Tüm ekonomi uzmanlarının hesapları Türkiye hem batıdaki kriz hem
komşusundaki kriz nedeniyle bu işin içinden çıkamayacağı yönündeydi. Ama
olmadı, müthiş performans göstererek, asgari etkilenerek bu krizden çıktı.
Bunun yatırımlarla ulaşımla çok yakından ilişkisi olduğunu tespit ettik. Bizde
bu süre içerisinde yatırımıza hız verdik. Şimdi, bizim bu dediğimizi G20’ler
söylüyor. Krizin dorukta olduğu 2009’da en yüksek yatırımı yaptık. İç piyasada
kriz algısını yok etti. Bu görüntü 'Türkiye’de kriz yok’ algısını yerleştirdi.
Dolayısıyla kriz rüzgarını ülkemizse sokmadan savuşturduk” dedi.
Ülkenin bu krize koalisyon hükümetiyle yakalanması durumunda
Türkiye'nin darmadağın olacağını kaydeden Yıldırım, istikrarın önemini bildiklerini
söyledi.
35 İzmir 35 proje hedefinde birçok projeye başladıklarını
bildiren YIldırım, “Metroyla ilgili Halkapınar-otogar, Üçyol- Buca- 9 Eylül var
gündemimizde. Sonra da Narlıdere-Fahrettin Altay bölümü var. Şu anda projeleri
yok. Belediye bize devretmek istiyor, biz de alacağız. Projeleri yapılacak.
Üçyol-Üçkuyular Metrosu'yla bizim alakamız yok. Çok uzadı maalesef. Ege ray
belediyeyle ortak bir projedir. Aliağa'dan Cumaovasına kadar çalışıyor.
Bergama’ya ve Selçuk'a kadar uzatacağız. 188 kilometre olacak.
Cumaovası-Torbalı arası altyapısı kısmı bitti. Körfezin temizlenmesi
çalışmaları da belediye ile ortak yürüttüğümüz bir çalışma. Torbalı Bayındır
kiraz bölünmüş yolunun 20 kilometresi bu yıl içinde bitecek. Tamamı 92 kilometre. Sonuç
olarak, ulaşım altyapısı kendi başına bir ticaret değil, ama ülkenin kalkınması
için çok olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Türkiye’de bu alanda son yılda Cumhuriyet
tarihini rekorlarını altüst eden rekorlarını yakaladık” diye konuştu.
3.5 EMSAL İMAR İÇİN “AMANSIZ BİR ÇELİŞKİ” DEDİ
Bakan Yıldırım, kruvaziyer limanına yapılacak AVM’ye tepki
gösterenlerin limanın 100
metre ötesine 3.5 emsal imar verdiğini belirterek, “
İzmir’de körfez şehir içi ulaşımı beledie yapıyor. Belediyenin yeni vapur
siparişleri var. Onlar devreye girerse belki iyileştirme olacak. Kruvaziyer
limanı yapmak istiyoruz ama karşımıza klasik itirazlar çıkıyor. Ağzı yüzü
düzgün bir liman olsun, görsel olarak da rahatlatıcı bir yer olsun istedik.
İçinde AVM ve ticari alan var diye bir kampanya başlatıldı. İsteklilerin keyfi
kaçtı istediğimizi bulamadık. Limanda bu kadar alan olmazsa adam bu yatırımı
neden yapsın. ‘Burada trafik yükü olacak’ diye itirazlar oldu gerçi onların
hepsi çalışıldı, edildi ancak bir yandan bunları söylerken 100 metre ötesine 3.5
emsal imar verdiler. Düşünebiliyor musunuz bu amansız bir çelişki böyle bir şey
olamaz İzmir’in bunu sorgulaması lazım” dedi.
BMC’DE SORUNUN ÇÖZÜMÜ İÇİN İŞVERENİN ŞEFFAF OLMASI LAZIM
Yıldırım, basın mensuplarının sorusu üzerine aylardır
maaşlarını alamadığı için eylem yapan BMC işçilerinin sorunuyla
ilgilendiklerini, sıkıntının işverenin finansal yönetiminden kaynaklandığını
belirterek, “Biz işin hiçbir yerinde yokuz. İzmir’in konusu olduğu için doğal
olarak ilgilenmek durumundayız. Geçenlerde sendika yürüyüş yaptı. Ben devreye
girdim. Bir miktar ödeme yaptırdık. Çok ihtiyacı gören bir şey değil. İşverenle
çalışanlarla görüştük. BMC’ye iş yapan alt yüklenicilerle de görüşeceğiz. Sorun
işverenin finansal yönetiminden kaynaklanıyor. Sipariş sorunu pek görünmüyor.
Finansal sorunlar diğer yönetim sorunlarını tetikliyor. Zaman geçtikçe durum
daha kötüye gidiyor. İşveren ‘bir ortak arayışı içindeyim’ dedi. En son verdiği
tarih, ‘geçen ay sonu bir çek firması ile anlaşacağız’ dedi ama bir şey
çıkmadı. Biz bu sorunun çözümü noktasında gayret gösteriyoruz ama tek başına
bizim gayretimiz yeterli gelmiyor. İşverenin şeffaf olması bilgilerini tam
paylaşması lazım ki çözüm üretmek kolay hale gelsin. Sendika ile yakın
temasımız devam ediyor. Asıl gayreti göstermesi gereken işverendir. Onu
zorlamaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Yıldırım, PTT’nin yeniden yapılandırılmasına yönelik yasanın
komisyondan geçtiğini önümüzdeki hafta meclisten çıkmasını beklediklerini
belirterek, kimsenin işten çıkarılmayacağını söyledi.
Yorumlar
Kalan Karakter: