yenilenerek, modern bir görünüme kavuşan Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosu’nun
açılış töreni ile başladı. Karşıyaka’nın kültür ve sanat merkezleriyle
geliştiğine dikkat çeken Başkan Durak, “Aydınlık yüzlü Karşıyaka’da İzmir’e
yakışan projeler hayata geçiriyoruz. Her kat ettiğimiz yolda Karşıyaka’nın bir
ihtiyacını daha karşılamış oluyoruz. 2013 bizim için seçim yılı değil
yatırımlarımızın sürdüğü yıl olacak. Yeni projelerin açılışlarında veya temel atma
törenlerinde hep birlikte olacağız“ diye konuştu.
Başkan Durak ve Suat Taşer’in eşi Huriye Taşer ve kızı Işık
Taşer ile birlikte, açılır-kapanır çatı ile yepyeni bir görünüme kavuşan Suat
Taşer Tiyatrosu’nun açılışını yaptı. Açılışın ardından, tiyatroda düzenlenen
basın toplantısında konuşan Başkan Durak, “9 yılda 550 milyon liralık
yatırımla, orantısal olarak, Türkiye’nin en fazla yatırım yapan ilçe belediyesi
olmanın gönül rahatlığını taşıyorum” dedi.

“28 Mart 2004 günü Karşıyaka Belediye Başkanlığı’na
seçildiğimde, hiçbir şeyi önümde bulmadım. Çünkü, 40 yıldır yaşadığım bu kenti
çok iyi biliyordum. Daha adaylığım döneminde ortaya koyduğum hiçbir proje, “bu
da olsa güzel olur” diye, seçim bildirgesini süslemek üzere hazırlanmadı.
Hepsi, çok uzun yıllar süren bir hazırlığın ürünüydü.
Bu kente, belediye başkanı olmak üzere yola çıkarken, yol
arkadaşlarımla birlikte Karşıyaka’nın eksiklerini, sorunlarını, ihtiyaçlarını
tüm ayrıntılarıyla hesaplayıp, bir vizyon ortaya koyduk.
İşimiz çok zordu. Bunu da biliyorduk.
Yıllarca ihmal edilmiş bir Karşıyaka’yı, geleceğe hazırlamak
gibi bir sorumluluğu üstlenmiştik.
O gün, yola çıkarken duyduğumuz heyecan, 9 yıl boyunca hiç
eksilmedi. Aksine, her geçen gün artarak, devam ediyor.
Karşıyaka’yı bir “dünya kenti” yapma hedefine doğru
yürürken, her şey güllük gülistanlık olmadı bizim için… Beklenmedik engellerle
karşılaştığımız, önümüze setler çekilmeye çalışılan zorlu günlerimiz de çok
oldu.

Bu kenti ilklerle buluştururken, ya da belediyeye, yatırım
yapabilme kabiliyetine sahip bir bütçe yaratmaya çalışırken, dirençlerle
karşılaştık. Ne yaptığımızı, ne yapmaya çalıştığımızı anlamak istemeyenler
oldu. Eleştirildik. Haksızlıklara uğradık.
Ama, bunlar bile bizi yıldıramadı. Çünkü, Karşıyaka için
çaktığımız her bir çivinin, attığımız her bir temelin, biten her projenin
Karşıyakalılardan aldığı alkış, yaşadığımız bütün o zor günleri unutturmaya
yetti.
Bizim için önemli olan da buydu.
Yüreğimizi ortaya koyarak, Karşıyaka için verdiğimiz
mücadelede başarımız 2009 seçimlerinde, yüzde 65’e çıkan oy oranımızla
tescillendi.
Ancak, yaptığımız işte, bizi azimlendiren, daha çok
çalışmaya teşvik eden, bu rakamlar olmadı hiçbir zaman. Sokağa çıktığımızda
elimizi sıkan, boynumuza sarılan Karşıyakalıların “teşekkürü”ydü heyecanımızı,
coşkumuzu arttıran…
Hayata geçirdiğimiz projelerin, ulusal ve uluslararası
platformlarda ödüllendirilmesi, alkışlanması elbette gururlandırdı. Ancak,
bizim için önemli olan Karşıyakalıları mutlu görmekti. Onların takdiri bizim
için bütün ödüllerden çok daha kıymetli oldu her zaman…
9 yılda, merkezi iktidarın baskısını da, her daim üzerimizde
hissettik. Yıl içinde eksik olmayan müfettişler tarafından denetlendik.
Belediye çalışmalarından tutun da, benim ve çalışma arkadaşlarımın, ailelerinin
her bir ferdine kadar incelendik. Bugüne kadar onlarca teftişten geçtik. Hiçbir
tanesinden tek bir olumsuz sonuç çıkmadı. Aksine, bizi denetlemek üzere gelen
müfettişlerden bile övgü aldık. Bu övgüler bile, üzerimize sıçratılmaya
çalışılan çamurları alıp götürmeye yetti.
Karşıyaka’yı sosyal demokrat belediyeciliğin
ayrıcalıklarıyla tanıştırmak üzere göreve geldiğimizde, hareket kabiliyetini
kaybetmiş bir kent vardı karşımızda… Öncelikle, bu zinciri kırmalıydık. Bu
nedenle de; işe belediyenin işlevselliğini arttırmak ve kurumsallaştırmakla
başladık. Sanayisi olmayan, merkezi iktidardan aldığı pay ve vergi gelirleri
sınırlı bütçemize kaynak yarattık. Küçük adımlarla başladığımız yürüyüş,
zamanla uzun soluklu bir maratona dönüştü.
Biz, artan bir tempoyla koşarken, soluğumuzun kesildiği
anlar da olmadı değil. Göreve gelir gelmez kucağımızda bulduğumuz 5216 ve 5393
sayılı “garebet” yasalarla, hizmet verme kabiliyetimiz sınırlandırıldı. Bugün,
Karşıyaka için hayal ettiğimiz bazı projeler, her iki “garabet” yasanın
beraberinde getirdiği yetki karmaşası ve sınırlamasının cenderesine sıkışıp
kalmış durumdadır.
Traji-komik olan ise; AKP’nin Karşıyaka’daki muhalefet
argümanları, yine bu projelerdir. Yetkilerimizi alıp, yaptırmadıkları projeler
için “neden yapmıyorsunuz?” diye sormak, bir “kara mizah” örneğidir.
Konuşmamın başından bu yana olumsuzlukları ortaya koyduğumu
biliyorum. Ama, 9 yılda Karşıyaka’da yapılanların önemini vurgulayabilmenin bir
başka yolu da yoktu. Zira, bütün bu olumsuzluklara rağmen, 9 yıl içinde 550
milyon lira yatırımla, 300’ün üzerinde projeyi hayata geçirebilmek çokta kolay
bir iş değildir.
Bu nedenle; bugün, bu başarının en büyük mimarları olan, yol
arkadaşlarıma, belediye personelimize, meclis üyelerimize, Kent Konseyi
üyelerimize, gönüllü kadınlarımıza ve muhtarlarımıza gönül dolusu
teşekkürlerimi sunuyorum.
Onlarla, çok uzun bir yolu birlikte yürüdük. Ve inanıyorum
ki, bundan sonra da, yine omuz omuza yürümeye devam edeceğiz.
Konuşmamın başında da belirttiğim gibi, göreve geldiğimizde,
Karşıyaka için bir vizyon ortaya koyduk.
Sanayisi ve tarımı olmayan bir sahil kenti için çizilecek en
doğru yol “Kültür ve Turizm Kenti” vizyonuydu. Demokratik bakış açısıyla,
sorgulama ve itiraz kültürüne sahip Karşıyakalılara yakışan da bu olur diye
düşündük.
Karşıyaka’nın sahip olduğu değerleri gözeterek, bir kent
kimliği yaratmaya çalışıyoruz. Karşıyaka’yı, sadece İzmir veya Türkiye’de
değil, dünyada farklı bir yere oturtabilmek çabasındayız.
Sosyal demokrat belediyeciliğin temel ilkesi olan insanı
merkezine alan çalışmalarımızda önceliğimizi sosyal projelere verdik.
Yaptığımız her bir fiziki yatırım, sosyal projelerin hayat bulduğu mekanlar
oldu.
Bu vizyon doğrultusunda, kenti bir bütün olarak planlarken,
bir amacımız daha vardı. O da, Kent Aidiyeti yaratmak. Karşıyaka’da doğmuş,
büyümüş, ya da her ne sebeple olursa olsun, bugün, bu kentte yaşayan herkesin,
“Ben Karşıyakalıyım” diyerek, bu kente aidiyetini ortaya koyması istedik.
Hiçbir kimsenin, Karşıyaka sınırları içinde, ötelenmesine,
dışlanmasına, ötekileştirilmesine izin vermedik. Herkesi, aynı duygularla
kucakladık. Gençlerimizin, kadınlarımızın, engellilerimizin, yaşlılarımızın,
sosyo-ekonomik koşullar nedeniyle toplumsal yaşamın dışında kalmaması için
çalıştık.
Toplumun tüm kesimlerini, kültürümüzün tüm renklerini,
kentlilik, “Karşıyakalılık” ruhuyla
bütünleştirdik.

görünümünden sıyrılıp, modern, sağlıklı, güvenli bir kent olabilmesi için
kökten çözümler üzerine yoğunlaştık. Kentsel Yenileme ve Dönüşüm projelerine,
bu kadar önem vermemizin nedeni de budur.
Mevcut yapı içerisinde, günübirlik çözümlerle, bu kentin
daha fazla ilerleme şansının olmadığını biliyorduk. Karşıyaka’yı yeniden
planlamak zorundaydık. Öyle de yaptık.
Bir ilçe belediyesi olarak ilk kentsel dönüşümü gerçekleştirmiş
olmamız da, başardığımız ilklerden biridir. Mavişehir’in, hemen yanı başında
gecekondulardan oluşan Yalı Mahallesi’ndeki dönüşüm, bölgenin cehresini tamamen
değiştirmiştir. Yalı Mahallesi, birazdan izleyeceğiniz film ve elinizdeki
kitapta da göreceğiniz üzere, bugün Karşıyaka’ya yakışır bir görünüme
kavuşmuştur. 9 yıl önce, orada barakalarda yaşayan 462 aile ise, Zübeyde Hanım
Mahallesi’nde yaptığımız, modern konutlarda, yaşamını sürdürmektedir.
Diğer dönüşüm ve yenileme projelerinde ise, ilçe belediyesi
olarak, yetkilerimiz doğrultusunda, alt yapıyı hazırladık. Sıra artık, bu
projeleri hayata geçirme yetkisini elinde bulunduran kurumlarda, onların
yetkililerindedir.
Burada, özellikle altını çizmek isterim ki; kentsel yenileme
ve dönüşüm projelerimiz başta olmak üzere, yetki alanımız dışında kalan
projelerimizde “yetkimiz buraya kadar” diyip, kenarı çekilmedik. Stat, tramvay
ve marina projelerinde olduğu gibi, gerek Büyükşehir Belediyemizde, gerekse
ilgili bakanlıklarda, projelerimizin takipçisi olduk.
Karşıyaka’yı yapısal olarak yenilerken, temel ilkemiz,
kentin sosyal, sağlık, eğitim ve yeşil alanlarının, konut alanlarıyla orantılı
olarak dağılımını sağlamak oldu.
Bugün hayata geçirdiğimiz bütün fiziki yatırımlar, işte bu
ana fotoğrafın bir parçasıdır.
Karşıyaka’yı fiziki olarak yenilerken, sosyal yaşamı da geri
planda bırakmadık. “emekli kenti” özelliğiyle öne çıkan Karşıyakamızı, 24 saat
yaşayan bir kent yapma çabamız da, bugün karşılık bulmuştur. Müzeleri, benzeri
bulunmayan rekreasyon alanları, kültür sanat merkezleri ve sosyal tesisleriyle
Karşıyaka artık, “gelip geçilen” değil, “gelip, gezilen, vakit geçirilen” bir
kent olmuştur.
Bizim temel görevimiz, bu kentte yaşayan insanların günlük
yaşamlarını kolaylaştırmak ve mutluluklarını arttırmaktır. Bu bilinçle;
doğumdan ölüme uzanan yaşam yelpazesinde, Karşıyaka’yı tüm Karşıyakalılar için
yaşanılır bir kent yapmaya çalışıyoruz. Çocuklarımız için okul öncesi eğitim
sınıfları, gençlerimiz için KARGEM, kadınlarımız için Kadın Danışma Merkezleri,
yaşlılarımız için Bilge Çınarlar Kulübü, Geriatri merkezi gibi projeleri hayata
geçiriyoruz.
Toplumumuzun yüzde 12’sini oluşturan engellilerimizi de
unutmuyoruz. Engelsiz İzmir “Kırmızı Bayrak” yönetmeliğine uygun binalar inşa
ediyor, mevcut binalarımızı engellilerin kullanabileceği hale dönüştürüyoruz.
Sosyal demokrat belediyecilik anlayışının en iyi örneklerini
hayata geçirirken, gururla söylüyorum ki, kendi ayaklarımız üzerinde durduk.
Projelerimizi, belediyenin kendi kaynaklarıyla gerçekleştiriyor olmamız,
uluslararası platformlarda da övgü topluyor. Bu da bizi gururlandırıyor.
Bugün, görevde 9. yılımı tamamlıyorum. Önümüzde bir seçim
süreci bizi bekliyor. Ancak, biz, 2013’ü bir seçim yılı olarak planlamadık.
Geçtiğimiz 9 yıldan farklı bir yıl olmayacak bizim için.
2013’de yepyeni projelerin temellerini atıyor, bitenleri
açıyor olacağız. Hemen hemen her hafta bir temel atma, bir açılış töreninde
Karşıyakalılarla bir araya geleceğiz. Bu açılışlardan birine, biraz önce hep
birlikte tanıklık ettiniz.
Bildiğiniz gibi, Türkiye’nin en kapsamlı Sosyal Yaşam
Kompleksi’nin temelini de, geçtiğimiz günlerde attık. Karşıyaka Belediyesi’nin
ilk yüzme havuzunun, 750 kişilik Konser Salonu’nun ihalesini yaptık. Temelleri
önümüzdeki günlerde atılacak.
Türkiye’de benzeri bulunmayan bir yeşil alan düzenlemesi
olan Sosyal Yaşam Alanı’nın yapımı, eski lunapark olarak bilinen bölgede hızla
devam ediyor. Önümüzdeki aylarda açılışını yapacağız. Açılış yapacağımız bir
başka proje ise, Karşıyaka’ya yaptığımız 10. kültür sanat merkezi olacak.
Merhum Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Piriştina’nın adını taşıyan Kültür
Merkezi’ni, başkanımızın 9. ölüm yıldönümü olan 15 Haziran’da açacağız.

Merkezi, Kurban Satış Yeri, Balık Pazarı, Arşiv Binası, Milli Mücadele Müzesi
ve Parkı, Zübeyde Hanım ve Mustafa Kemal Mahallesi pazaryerleri de 2013 yılında
kurdelasını keseceğimiz yeni tesisler olacak.
“Kültür ve Turizm Kenti” vizyonumuzun öne çıkan unsuru
müzelerimize 6 yeni müzeyi daha ekleyeceğiz. Sağlık Müzesi, İletişim evi, Kent
Müzesi, Doğa Müzesi, Emektar Belediye Araçları Müzesi ve Doğa Müzesi ile butik
müzelerimizin sayısı 10’a ulaşacak.
Kısacası, Karşıyaka’nın “Kültür ve Turizm Kenti” olma
yolundaki yürüyüşüne, “seçim molası” vermeyeceğiz.
İnşaat mühendisi olmam nedeniyle, fiziki yatırım yapmaktan
haz aldığımı düşünenler olabilir. Ancak, bu çok da doğru bir algı değil. Çünkü,
her şeyden önce, ben bir sosyal demokratım. 36 yıldır siyaset yaptığım partimin
bayrağını Karşıyaka’da dalgalandırırken, onun sahip olduğu sosyal demokrasinin
evrensel ilkeleri rehberim oldu. “Önce İnsan” ilkesiyle “Yaşamdan Alacaklı Son
Yüz Gülene Dek Çalışacağız” felsefesini benimsemem de, bu inancın gereğidir.
Biz, 9 yıldır bir sevdayı yaşıyor ve yaşatıyoruz. Evet,
Karşıyaka bizim için bir sevdadır. Bu sevdanın peşinde geçen her bir gün,
güldürdüğümüz yüzlerle daha da bir anlam kazanmaktadır.
Şunu hiç unutmuyoruz; Biz Karşıyakalıyız… İzmir’in
karşı-yakasının Atatürkçü, demokrasiye inanan, aydınlık yüzlü insanları için,
Cumhuriyet’in 100. Yılına yakışır bir Karşıyaka yaratmak bizim en büyük
sorumluluğumuzdur.
Bu sorumlulukla dün olduğu gibi, yarın da çalışmaya devam
edeceğiz.
Bugün, 550 milyon liralık yatırımla, orantısal olarak,
Türkiye’nin en fazla yatırım yapan belediyesi olduğumuz iddiasını ortaya
koyabiliyor olmanın gönül rahatlığıyla, sizleri selamlıyor;
Gelecek güzel günlerde buluşmak dileğiyle huzurunuzdan
ayrılıyorum.”
Yorumlar
Kalan Karakter: