Ege Karadenizliler Kültür
Vakfı’nın (EKAV) düzenlediği “Başkanlar konuşuyor – Hayaller ve Gerçekler”
konulu panel, İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Panele, Cumhuriyet
Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, CHP Genel Sekreteri
Bihlun Tamaylıgil, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Eskişehir Büyükşehir
Belediyesi Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Ege Karadenizliler Kültür Vakfı Yönetim
Kurulu Başkanı Prof. Dr. Suat Çağlayan, CHP İzmir İl Başkanı Ali Engin, ilçe
belediye başkanları, meclis üyeleri ve vatandaşlar katıldı.
Toplantının açılışında
konuşan CHP Genel Başkan Yardımcısı Adnan Keskin, “Bütünşehir Yasası”nı eleştirerek, “Anket yaptırdığımız AKP’li
beldelerde bile halkın yüzde 90’a yakını beldelerinin kapatılmasına karşı
çıktı. Beldeler kapanınca uzaktaki köy ucuz, kaliteli ve hızlı hizmeti nasıl
alabilecek? Vatandaşa hangi yükler gelecek?” dedi.
İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin çalışmalarını da öven Adnan Keskin, “20 – 30 tane İçişleri
Bakanlığı müfettişinin aylardır karargah kurduğu yerde o başkan huzur içinde
gerekli kaynakları bulup nasıl çalışsın? Önce o kelepçeleri kaldırın, yapay
belgelerle polislerin baskın yapıp başkan ve personelini kodese tıkma
gayretinden vazgeçin. Başkanlarımız en güzel hizmeti İzmir halkına sunuyorlar.
Her birisi ahlak abidesi ve hesap verecek şekilde görevlerinin başında dimdik
duruyorlar” diye konuştu.
“Yeni metro projelerini 1,5 yıl önce gönderdik”
İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin projeleri ve çalışmaları hakkında bilgi veren Başkan Aziz
Kocaoğlu, Büyükşehir Belediyesi’nin yeni metro projelerini Ulaştırma Bakanlığı’na
1,5 yıl önce gönderdiğini hatırlatarak “Sanıyorum Sayın Bakanımıza eksik bilgi
verilmiş” dedi. Başkan Kocaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sayın Bakan ‘Projeleri
Büyükşehir yapacaktı, yapmadı’ diye bir söylem geliştirmiş. Biz Üçkuyular ve Narlıdere
metrolarının projesini ihaleye çıkacak şekilde yaptırdık ve 1.5 sene önce Bakanlığa
teslim ettik. Yine Halkapınar ve Otogar projesini de ihaleye çıkacak şekilde
teslim ettik. Buca tramvay projesini Büyükşehir Belediyesi olarak yapıyorduk ama
‘biz yapacağız’ dedikleri ve onlara ait olan eski demiryolu hattını bize
vermedikleri için, bu işin projeleri ve evrakları da onların elinde. Yapmamaları
için, ihaleye çıkmamaları için hiçbir neden yok. Sayın Bakan’ın ‘Bize proje
yapacaklardı’ sözünün kendisine yanlış – eksik bilgi verildiği için söylendiğini
düşünüyorum ve bunun altını çizmek istiyorum”.

Büyükşehir Belediyesi’nin Üçkuyular-Halkapınar
ve Karşıyaka’da gerçekleştireceği tramvay projelerinin DLH’da onaylandığını
ancak dış kredi yolunu açacak Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) onayının bir
türlü gelmediğini vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu, “DPT, yatırım programına
alınmamasına gerekçe olarak, ‘projede saatte taşıyacağı yolcu miktarı tutmuyor’
diyor. İzmir gibi 4 milyonluk kentte tutmayan sayılar 300 - 400 bin nüfuslu
kentlerde nasıl tutuyor da tramvay projeleri yapılıyor; onu da kamuoyunun
dikkatine sunuyorum. Bunların mutlaka İzmir kamuoyu tarafından bilinmesi
gerekir” dedi.
Ulaştırma Bakanı ile en az
haftada bir görüştüklerini belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu,
“Kendisi bize takip ettiğini söylüyor. Ben de iyi niyetinden kuşku duymuyorum Ama
tramvay ihaleleri bir an önce DPT’den geçer, biz de yatırıma başlarsak, kent
için ciddi bir adım atmış oluruz. Projelerin kaynağını bulmuş durumdayız.
Lastik tekerli ulaşımından kaynaklanan kamburu ancak raylı sistemle belirli bir
noktaya çekebilirsiniz” diye konuştu.
Planlamaların yerelden
daha sağlıklı yapılabileceğini vurgulayan Başkan Aziz Kocaoğlu şöyle devam
etti:
“Burada şehir içindeki, Liman’daki
AVM’lere karşı çıktığımızı bir kez daha söylemek istiyorum. Kenti büyütecek,
ilerletecek projelere destek verirken, kenti tıkayacak, esir alacak ve kenti
yaşanmaz hale getirecek projelere karşı çıkıyoruz, çıkmaya da devam edeceğiz.
Hiçbir kurum İzmir Büyükşehir Belediyesi kadar kenti bilemez, tanıyamaz, proje
üretmez ve yaşama geçiremez. Yerel yönetimlerin yaptığı projeler tabir-i caizse
kente ‘cuk’ oturur. Ama Ankara’dan, kağıt üzerinde, İzmir’i bilmeden yapılan projelerin
çoğunluğu hem öncelik sıralaması konusunda hem de projenin verimliliği
konusunda birçok mahsuru bünyesinde taşır” dedi.
Yirmi verip sıfır almak
İzmir’i her yıl merkezi
yönetime ciddi miktarda vergi geliri gönderdiğini kaydeden Başkan Aziz
Kocaoğlu, “İzmir hükümete yılda 27 - 28
milyar lira para veriyor. İzmir’deki tüm kamu kurum ve kuruluşlarında
çalışanların maaşları ve yatırımları dahil ettiğinizde, bu paranın sadece 7.5
milyar lirasını geri alıyor. Yani İzmir her yıl 20 verip 0 alan bir kent. Bu
kent eli yüzü sümüklü kent ‘değildir. Bir genel başkan yardımcısının gelip bu
tür sözler söylemesi doğru değil. İzmir dünyada 200 metropol arasında en çok
büyüyen ve yatırım yapılabilecek 4. metropol oldu. Bunu bile sahiplenmek
istiyorlar. Sahiplenmek güzel de, bu iş için ne yaptın, ne yatırım koydun diye
oturup düşünülmesi gerek. Sahiplenmeden önce ne yaptığına bakacaksın” diye
konuştu.
“Yerel yönetimler etkisizleşecek”
Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nden geçen “Bütünşehir” yasasına da değinen Büyükşehir Belediye Başkanı
Kocaoğlu, yasanın pek çok sakınca ve sıkıntıyı beraberinde getirdiğini ifade
etti. Büyükşehir, ilçe ve belde belediyelerin görev ve sınırlarının net olarak
belirlenmesi gerektiğini söyleyen Başkan Kocaoğlu, belediyelere görev
verilirken son imzanın her zaman il müdürüne, bölge müdürüne ya da Bakanlar
Kurulu’na bırakılmasını da eleştirerek şöyle konuştu:
“Her seferinde yetki
alınıyor. Şimdi de bir valinin başkanlığında izleme ve koordinasyon merkezi
gibi bütçesi olan bir yapı kuruldu. Buraya öncelik sıralamasında sizin 5 sene
sonra gelecek yatırımı ‘lüküs hayat’ çerçevesinde istediği yere yapmak
isteyecek. Vali beyi arayacak, Vali bey bunu yapacak ve benim ödeneğimden
kesecek. Bu yerelleşmekten daha başka bir şey. Bu yerel yönetimlerle futbol
topu gibi oynamaktan başka bir şey değil. Benim yaptığım şeye Vali müdahale
edecek, benim paramdan kesecek. Bunu bakanlarla da konuşuyorum. Bu yasa senin
için çıkarılmadı diyorlar. Öyle ama uygulanırsa da bana uygulanacak. Biz tek
adam yönetimine gidiyoruz. Bugün bu gidiş yerel yönetimleri etkisiz eleman
haline getirecek. Bir hamle daha yapılırsa hiç yetkimiz kalmayacak; yukarıya
gideceğiz, imzalarlarsa yapacağız, imzalamazlarsa yapamayacağız. Türkiye’nin idari
sistemi temelden sarsılıyor. Ama biz şikayet etmeden mücadele etmek, çalışmak,
üretmek ve hakkımızı aramak zorundayız.
Alabilirsek alacağız, ama alamazsak elimizdeki imkanlarla yetineceğiz. Bizim
planlama çalışmaları belli kesimlerce eleştirilse de kolaycılığa, popülizme,
ranta kaçmıyoruz. Kentin geleceğini planlayarak, yaşanılası bir kenti ve insana
dönük bir kenti sürdürülebilir şekilde gerçekleştirmek üzere yolumuza devam
ediyoruz.”

Eskişehir Büyükşehir
Belediye Başkanı Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen ise yaşadığı sıkıntıları dile
getirerek “Bütünşehir” yasasına karşı olduğunu söyledi. Yeni yasayı “tek adama
vekalet sistemine gidiş provası” olarak adlandıran Büyükerşen, vatandaşları
“yeni vergilere hazır olun” diyerek de uyardı. Büyükerşen sözlerine şöyle devam
etti:
“160 kilometre ilerde
köyüm var benim. Hazır olun yeni vergiler geliyor. Eskişehir’de 400 köy var,
bunların finansmanı şehirdekilerin ve köydekilerin sırtına binecek. Şehirlerde
tarım yapamazsınız, hayvancılık yapamazsınız. Köyde oturan bir vatandaş
bulunduğu yere bir göz ilave etmek isterse; şehre gelecek para ödeyerek mimara
çizdirecek, para ödeyerek yapı denetim firması bulacak, inşaat ruhsatı – iskan
raporu alacak. Köylü de henüz farkında değil. Çok sorunlar bekliyor. Eskişehir
merkez nüfusu 760 – 770 bin civarında ve 17 belediye meclis üyesi seçiyor. Bize
bağlanan dışarıdaki ilçeler, 400’e yakın köy, yani toplam 130 bin nüfus ise 30
kişi seçiyor. Şimdi Eskişehir’de Meclis 47 kişiden oluşacak. Bunun 30’u ise
kırsal kesimi temsil edecek geri kalan 17’si şehir merkezini temsil edecek. Bütün
planları, çizimleri projeleri bu Meclis onaylayacak. Büyük sıkıntı yaşanacak”
dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: