Büyük İzmir Konferansı

Değerli
Dostlar, geçtiğimiz hafta sonu CHP İzmir İl Başkanlığı ve CHP İzmir Bilim
Yönetim ve Kültür Platformunun düzenlediği Büyük İzmir Konferansı yapıldı.

Konferansa, CHP Genel
Başkan Yardımcıları Prof.Dr.Sencer Ayata, Umut Oran, Gökhan Günaydın ve Parti
Meclisi üyesi Murat Karayalçın’da katıldılar ve kendi konularındaki oturumlarda
konuşma yaptılar.

Bu konferansın ilk
örnekleri aylar önce Bakırçay, Menderes ve Yarımada Konferansları adı altında
Bergama, Ödemiş ve Urla’da düzenlenmişti.

Büyük İzmir
Konferansı, bu üçlemenin tamamlanması ve taçlandırılmasıydı.

Ben işlerin doğru yapılmasından
ziyade doğru işlerin yapılmasına çok daha fazla önem atfederim.

Gerek Bergama, Ödemiş ve
Urla’da yapılanlar gereksede Büyük İzmir Konferansı doğru işlerdir.

Bu işlerin planlamasında ve
uygulanmasında emeği olan tüm partilileri tebrik ediyorum ve onları alkışlıyorum.

Bu konferanslar; yenilikten
söz ediyorsak yeniliktir.

Siyaset yapma biçiminin değişmesini
talep ediyorsak bu talebin doğru adresidir.

Birlikte düşünüp birlikte
üreteceksek bunun toplantı masalarıdır.

Prof.Dr.Sencer Ayata,
konuşmasında parti olmanın önemini vurgularken; “fikir üretmek”
ve “propaganda” yapabilme kapasitesi gibi iki kritik öneme haiz kavramın
üzerinde durdu.

İzmir Bilim Yönetim ve Kültür
Platformu “fikir üretimi” ihtiyacını karşılamak üzere 2010 yılında Rifat
Nalbantoğlu’nun İl Başkanlığı döneminde kurulmuştur.

Ne kadar doğru iş
yapıldığı ürünleri ile bugün tartışmasız ortadadır.

Siyasi propaganda yapmak
içinse iyi yetişmiş parti üyelerine (militan) ihtiyaç vardır.

Sencer hoca, partinin
örgütlenme modeli olarak “sandık bazlı” modelin
uygulanacağını söyledi.

2009 yılında
İzmir İl Başkanlığı, bu ihtiyacın karşılanması için SDEP (sandığa
dayalı eğitim projesi) isimli büyük ve iddialı bir örgütlenme ve eğitim
projesi başlatmıştı.

Görüldüğü üzere
aklın yolu birdir.

Bugün Cumhuriyet Halk
Partisi’nde örgütlenme, eğitim ve propaganda alanlarında doğru işlerin yapılması
partinin iktidar yolunu açacak kritik mihenk noktalarıdır.

Değerli
dostlar, iki gün süren konferansta; kadından eğitime, engellilerden kültür
sanata, EXPO’dan tarıma ve ekonomiye, kentsel dönüşümden ulaşıma kadar birçok
konuda akademisyenler, uzmanlar, yerel yöneticiler, siyasetçiler bildiri ve
poster ile İzmir’in sorunlarına, fırsatlarına ve geleceğine dair görüşlerini
dile getirdiler.

Soru cevap bölümlerinde yazılı
soruların tümü konuşmacılar tarafından yanıtlandı.

Ben, konuşmaların sonunda
tartışma bölümünün olmasını, seyircilerin soru, görüş ve önerileri ile aktif bir
şekilde konferansa katılmış olmalarını tercih ederdim.

Benim gözlemlerime göre
Büyük İzmir
Konferansı parti üyelerinin katılımı ile sınırlı kaldı.

Kuşkusuz böyle planlanmamış
olabilir ama katılımcıların profili bu sonuca yol açtı.

Neki bu durum Büyük İzmir
Konferansının değerine bir halel getirmez.

Onun önemini azaltmaz.

Eğer İzmir’de doğru bir siyaset
modeli ile siyaset yapmak ve rol model olmak gibi bir hedef varsa; CHP İzmir İl
Örgütü bu kalitatif işlere devam etmelidir.

Fikir üretmeli, toplumu
örgütlemeli ve siyaseti bu dinamikler üzerinden yapmalıdır.

Vatandaşı kente dair tüm
süreçlere müdahil edecek imkânları araştırmalı, bulmalı ve uygulamalıdır.

Bundan
sonraki hedef sadece parti üyeleri ile değil;
İzmir için, demokrasi ve özgürlükler için, daha yaşanası kent için bende, bizde
varız diyen örgüt ve kişilerle bir konferans düzenlemek olmalıdır.

Katılımcılık
çıtasının yüksekliği bu olmalıdır.

İzmir siyasetine liderlik yapmak
böyle mümkün olabilir ve CHP bunu yapabilecek güçte bir partidir.

Yeni olmak yeni şeyler
söylemek ve söylediklerini yapmakla mümkündür.





Çok daha büyük İzmir
Konferansları umuduyla.