Çakır: “Kadın şiddetin sebebi toplumsal cinsiyet eşitsizliği”
GERÇEK HABERCİ, Kadın kuruluşlarının, kadına şiddet ve İstanbul Sözleşmesi konusundaki görüşlerini aktarıyor. Röportaj dizimizin bir diğer konuğu Üniversite Kadın Meclisi…
Yayınlanma :
12.02.2021 16:21


Kadına yönelik şiddetin temel nedenleri sizce neler ve Türkiye’de dünyanın diğer ülkelerine göre bu konuda nasıl bir durum söz konusu?
Kadına karşı şiddetin temel nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Fiziksel, psikolojik, cinsel, günümüzde artan dijital şiddette de vardır. Kadınlar kendilerini yüklenen toplumsal rollerin dışına çıktığında o inşa edilmiş kalıpları aştığında şiddettin birçok türüyle karşılaşıyor. Her ülkede kadınların şiddetle karşılaşma durumu farklıdır. Ülkelerin toplumsal yapısına, geliştirilen kadın politikalarına, yasalara göre değişiklik göstermektedir.
Kadına şiddette toplumdaki algılar nasıl değişir?
Toplum yapısının değişmesi zordur bu zaman alır. Bireylerin tek tek kadına şiddet algısını da değiştiremeyiz. Öncelikle kadın ve erkeğe biçilen toplumsal rolleri kaldırmamız gerekiyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması eğitimin her kademesine eklenmesi, devletlerin politika geliştirmesiyle sağlanacaktır. Bunu sağlayacak olan da İstanbul Sözleşmesi’nin tam ve etkin uygulanmasıdır.
Kadına şiddet ve kadın cinayetlerinin önüne geçebilmek için sizce toplumsal olarak neler yapılmalı?
Bunların çözülebilmesi kadın cinayetlerinin azalması ve hatta durması için devletlerin kapsamlı politikalar geliştirmesi gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’ne 2011 yılında imza attık. Türkiye ilk imzacı olmakla övünüyor ama hala sözleşme uygulanmıyor. Kadına şiddeti ve kadın cinayetlerini önlemek için bütünlüklü, devletin uygulayacağı politikalar gerekiyor. Bu sayede birkaç kadın değil bütün kadınlar şiddetten kurtulacak ve istedikleri gibi yaşayacaktır.
Erkeklerin kadına karşı şiddete başvurma sebebi nedir sizce?
Kadınlar şiddetin birçok türüyle karşılaşıyor. Şiddet faili olan erkekler kadınların yaşamına karışmayı, türlü bahanelerle şiddete başvurmayı hak olarak görüyor. Şiddete başvurmasının asıl nedeni toplumsal cinsiyet eşitsizliğidir. Bu eşitsizlikle kendini ‘ konforlu’ gören bana bir şey olmaz diyen erkeklerdir. Bu “bana bir şey olmaz ,yaptım yine yaparım” diye söyleyebilmeleri de faillerin etkin cezaların olmaması kimi zamanda serbest bırakılmalarıdır. Bu cezasızlık faillere cesaret veriyor.
Türkiye'de erkek şiddetinin hukuken önüne geçmek neden mümkün olamıyor?
Bu var olan yasaların uygulanmasıyla mümkündür.6284 sayılı kanunun ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasıyla kadınlar yaşayacak diyoruz. Türkiye’de kadınların mücadelesinin kazanımlarından olan yasa etkin uygulanıyor olsa kadınlar şiddetten korunur.
Dizi ve filmlerde aile içi şiddetin, istismarların bu kadar fazla gösterilmesi çok tartışılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Diziler ve filmler topluma etki etmenin en ulaşılabilir yollarındandır. Buradaki konuların nasıl işlendiği de önemlidir. Dizilerde işlenen kadına şiddettin ele alınış şekli sorunludur. Kadınları mağdur olarak gösteren şiddet faillerinin sadece psikolojik sorunlarını öne çıkaran ögeler vardır. Şiddettin, istismarın açıkça gösterilmesi kimi zaman da faili yücelten profillerin çizilmesi çok sorunludur. Dizi ve filmlerin çoğu böyledir. İçlerinden doğru ele alan bu konuları düzgün işleyen yapım azdır.
Kadına yönelik şiddete karşı nasıl bir anlayış çerçevesinde politikalar geliştirilmelidir? İdam cezası bu soruna çözüm getirebilir mi?
Politikaların devlet tarafından kapsamlı ve sürdürülebilir olması gerekiyor. Şu an yürürlükte olan 6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin uygulanması asıl hedefimizdir. Devletin kadın düşmanı ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren uygulamalara son vermesi gerekiyor. İdam, hadım cezası gibi kişinin beden bütünlüğünü bozacak ceza şekillerini doğru bulmuyoruz. Asıl yapılması gereken kamusal çözümlerin getirilmesidir.
Şu an Üniversite Kadın Meclisi olarak aktif bir şekilde yürüttüğünüz kadınlarla ilgili bir proje var mı?
Biz özellikle genç kadınların karşılaştığı sorunlara çözüm bulmak üzere mücadele ediyoruz. Üniversitelerde kurduğumuz kulüplerimiz, il meclislerindeki çalışmalarımız ve düzenlediğimiz eylemlerle beraber mücadeleyi sürdürüyoruz.
İstanbul Sözleşmesi konusunda düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
İstanbul Sözleşmesi’ni kadınların eşit yaşaması için bizim en büyük kaynağımızdır. Sözleşme’nin devletlere birçok sorumluluk yükler. Kadınları şiddetten korunması ve şiddetle karşılaşmayacağı bir toplum yaratmayı hedefler. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması için kamusal, bütünlüklü politikalar üretmeyi amaçlar.
İstanbul Sözleşmesinin aile yapısını bozduğu yönündeki eleştiriler için ne düşünüyorsunuz?
Sözleşmeden aile yapısını bozuyor, bozacak gibi çıkarımların yapılması tamamen saldırı amaçlıdır. İstanbul Sözleşmesi kadına yönelik ayrımcılığın ortadan kalkması kadın ve erkeğin fiili, hukuki eşitliğinin sağlanmasını hedefler. Tüm bunlar içinde devletlere yüklediği sorumluluklar önemlidir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: