Can Holding'e düzenlenen operasyon ve sonrasında holdinge bağlı şirketlere TMSF tarafından el konulması, kamuoyunda tartışmalara yol açtı.
Eski MASAK Başkan Yardımcısı Ramazan Başak ve gazeteciler Seyhan Avşar ile Alican Uludağ'ın sosyal medya paylaşımları, soruşturmanın zamanlaması ve benzer olayların geçmişte de yaşanması gibi konulara dikkat çekti.
Bu nedenle soruşturmanın zamanlaması soru işaretlerine neden oldu.
'MASAK raporlarına rağmen satışa neden izin verildi?'
Eski MASAK Başkan Yardımcısı Ramazan Başak, TMSF tarafından el konulan Can Holding ile ilgili savcılık ve MASAK raporlarında çok ciddi tespitlerin olduğunu belirtti. Başak, bu kadar ciddi iddialara rağmen Show TV ve Habertürk'ün Aralık 2024'te Can Holding'e satışına neden izin verildiğini sorguladı.
Benzer bir durumun Payfix'e el konulmasında da yaşandığını hatırlatan Başak, soruşturmalar devam ederken Erkan Kork'a, Bank Pozitif ve Flash TV satış izinlerinin verildiğini belirtti. Başak, bu olayların bir tesadüf olup olmadığını sordu.
Alican Uludağ: Flash TV'nin satış sürecinde de benzer durum yaşandı
Gazeteci Alican Uludağ da Can, holdinge yönelik soruşturmanın eski bir tarihe dayandığını ancak siyasi iktidarın önce bu satışa izin verdiğini, ardından operasyon düzenleyerek şirketlere TMSF aracılığıyla el koyduğunu iddia etti. Uludağ'a göre, Turgay Ciner'in geçen yıl Ciner Yayın Holding’i, Can Holding'e satmasının ardından, bugün Can Holding'e kara para aklama iddiasıyla operasyon yapıldı ve 121 şirkete TMSF tarafından el konuldu.
Alican Uludağ, Flash Haber TV'nin satış sürecinde de benzer bir durumun yaşandığını hatırlattı. Uludağ, Flash Haber TV'yi Halk TV'nin satın almak istediğini ancak siyasi iktidarın araya girerek kanalı Erkan Kork'a sattırdığını belirtti. Kısa süre sonra Erkan Kork'un yasa dışı bahis ve kara para aklama suçlamalarıyla tutuklandığını ve Flash Haber'e TMSF tarafından el konulduğunu ifade etti. Uludağ, Erkan Kork hakkındaki soruşturmanın da satıştan yıllar önce bilindiğini, ancak buna rağmen satışa izin verildiğini vurguladı.
Soruşturmayı yürüten savcılık ve dosyanın kapsamı
Gazeteci Seyhan Avşar, Can Holdin'e yönelik hazırlanan dosyanın yeni olmadığını, sadece bekletildiğini iddia etti. Avşar, bu kadar büyük bir operasyonun Küçükçekmece Başsavcılığı tarafından yapılmasının dikkat çekici olduğunu söyledi. Şirket merkezinin Küçükçekmece'de olmasını bir açıklama olarak kabul etmediğini belirten Avşar, yargı pratiğinde bu tür durumların nasıl işlediğini bildiklerini ifade etti.
Soruşturmanın temelinde 254 milyon liralık bir kara para aklama tespiti olduğunu söyleyen Avşar, daha sonra şirketin 2000-2021 yılları arasında 86 milyar liralık kaynağı belirsiz bir para girişi yaptığının görüldüğünü ekledi.
Avşar ayrıca, soruşturmanın avukat Rezan Epözdemir ile ilgisi olduğunu yazanlara da değindi. Soruşturmanın Epözdemir'in dosyasından ayrı ve daha eski olduğunu belirten Avşar, Epözdemir'in gözaltına alınmasının sıradan bir olay olmadığını ve tüm taşları yerinden oynattığını ifade etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: