Ege'ye Bakış'tan Ömer Faruk Altın'ın haberine göre AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener’in Çeşme Projesi'ni raftan indirerek yeniden tartışmaya açarken, Çeşme Çevre Derneği Başkanı Dr. Ahmet Güler’den İzmir Büyükşehir ve Çeşme Belediyeleri’nin 243 hektarlık alanın imara açmasıyla ilgili önemli bir iddiayı gündeme taşıdı.
Çeşme'de son yapılan imar değişikliği ile Çeşme Projesi'nin parsel parsel devreye sokulduğunu iddia eden Güler, “Esasında bu, Çeşme Turizm Kanal Projesi’nin bir devamı. “Madem orada ilerleme kaydedemedik, böyle parsel parsel bu işi halledelim” düşüncesiyle hareket ediliyor.” dedi. Ayrıca Güler, konuşmasının devamında, özel firmaların bölgenin imara açılacağını önceden bildiklerini varsaydıklarını ve son bir yılda ilgili bölgeden arsa topladıklarını da ifade etti.
AK PARTİLİ KAYA, ‘HAYATA GEÇİRELİM’ ÇAĞRISI YAPMIŞTI!
AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, 22 Eylül’de katıldığı bir törende yaptığı konuşmada, "İzmir'i, Avrupa'nın turizm başkenti haline getirelim. İzmir'de turizmin gelişmesini istiyorsak ortak vizyonla, ortak akılla birlikte Çeşme turizm planını hep birlikte hayata geçirelim." ifadelerini kullanmıştı.
BİR DESTEK DE İZTO’DAN GELMİŞTİ!
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener ise AK Partili Kaya’dan yalnızca iki gün sonra 24 Eylül tarihinde İZTO Meclis Toplantısı’nda, Çeşme Projesi’ne ilişkin, “Çeşme Projesi ile İzmir'den uluslararası direkt uçuşların da artacak olması ve buna bağlı olarak kentimizi ziyaret edecek yabancı turist sayısında yaşanacak yükselişin de göz ardı edilmemesi gerekiyor. Bu bağlamda; çıtamızı daha yükseğe taşımak için İzmir'in dışa açılma hamlesi olacağına inandığımız Çeşme Turizm Projesi'ni desteklememiz gerektiğine inanıyorum.” şeklinde konuşmuştu.
BÜYÜKŞEHİR VE ÇEŞME BELEDİYELERİ DAHA ÖNCE KARŞI ÇIKMIŞLARDI!
243 hektarlık alanı imara açılmasına sebep olan plan daha önce hem Çeşme Belediyesi hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından çokça eleştirilmiş ve kamuoyundan gelen yoğun itirazlara maruz kalmıştı.
“BİZ BUNU MAHKEME KARARIYLA İPTAL ETTİRDİK”
Çeşme projesinin sürecine ilişkin konuşan Güler, “Turizm Bakanlığı’nın Şifne Turizm Projesi’ydi bu. Güzel bir projeydi aslında, fena değildi; revizyona ihtiyacı vardı. Ama bu, 2018’den neredeyse 2025’e kadar bir şekilde Büyükşehir tarafından dikkate alınmadı, işlem de görmedi. Bakanlığın birçok önerisi var; çoğu dikkate alınmıyor ya da uygulanmıyor. Ama ne hikmetse bir anda bu planlar revize edilerek Büyükşehir Belediyesi’nden bu ayın 9’unda kesin kararla imara açılması geçti. 9’unda yapılan imar değişikliği planlaması çok büyük bir olay. Ama nedense çok fazla yankı almadı. Bu, zaten Cumhurbaşkanlığı’nın Çeşme Turizm Projesi’ydi; 2000 senesinde başlatılmıştı. Biz buna karşı çıktık. Çeşme Çevre Derneği olarak bunun öncüsü olduk ve Odalar Birliği ile 146 kurumla birlikte biz bu projeyi mahkemeye verdik.
Orada söz konusu alan 160 milyon metrekareydi. İşte, yok efendim 20 tane golf sahası, 4 tane liman ve işin en ilginç tarafı, Atatürk’ü her yerden silen anlayış, “Atatürk Köyü Projesi” kuracaktı. Bu, “Çeşmeliler ve İzmirliler Atatürk’e karşı bir şey demez” diye konulmuş bir projeydi. Biz bunu mahkeme kararıyla iptal ettirdik. En sonda da 4 ay önce sonsuza kadar Çeşme talan projesini tarihe gömdük” dedi.
“MADEM ORADA İLERLEME KAYDEDEMEDİK, BÖYLE PARSEL PARSEL BU İŞİ HALLEDELİM”
Büyükşehir’in imara açtığı alanın aslında Çeşme Turizm Kanal Projesi’nin devamı olduğunu ve bakanlığın yapamadığı projeyi belediye yoluyla önünün açıldığını dile getiren Güler, “Bizim oradaki bilirkişinin gerekçesi şuydu: “Kamu yararı yoktur, ekolojik denge tamamen bozulacaktır.” CHP o güne kadar destek veriyordu; onlar da tavrını değiştirdiler ve karşı çıktılar.
Bu imara açılma olayı, ki burası da imara açılan kısım az buçuk bir yer değil, 2 milyon 480 bin metrekare, yani 243 hektar. Esasında bu, Çeşme Turizm Kanal Projesi’nin bir devamı. “Madem orada ilerleme kaydedemedik, böyle parsel parsel bu işi halledelim” düşüncesiyle hareket ediliyor. Bunun Çeşme’de başka örnekleri de var” diye konuştu.
“YENİ YAPILAŞMA DENİZDEKİ KİRLİLİĞE DE KORKUNÇ BİR ŞEKİLDE ARTIRACAKTIR”
İlgili alanda altyapısının yetersiz olduğunu ve projenin ekolojik zararlarından bahseden Güler, “Bizim bilirkişi raporunda tüm bu bölgeler ele alındı. Ve 20 golf sahası için şu söylendi: “Buraya o kadar su lazım ki, İzmir’in tüm su kaynaklarını buraya bağlasak sulamaya yetmiyor.” Bu sene yaşadığımız bir su krizi var. Zor bela Karareis Barajı’nı bağlattık. Şimdi bu yeni imara açılan bölgede kesinlikle kanalizasyon yok, su yetersiz. Bölge doğal bir dokuya sahip, bu da gidecek. Trafik konusunda da çok zayıf bir yer; doğru dürüst yol yok. Deniz zaten şu an çok yüksek bir kirliliğe sahip. Şimdi bu yeni yapılaşma, denizdeki kirliliği de korkunç bir şekilde artıracaktır.
242 hektar bir yer az buçuk bir yer değil. Burada iki katlı evler olmayacaktır; muhakkak rezidanslar, çok katlı binalar, otel kisvesi altında yapılacak apartmanlar yükselecektir. Burada böyle bir şehirleşmenin ortaya çıkaracağı atıklar nereye atılacak? Çeşme’de şu an doğru dürüst bir arıtma tesisi yok. Yani arıtmadığımız suları şu an Gerence Körfezi’ne basıyoruz. Buna ilave, önümüzdeki dönemde binlerce insanın yaşayacağı bir ortam yoğunlaşırsa Gerence Körfezi denize girilmeyecek hale gelecektir. Deniz canlılarının çoğu gitti; denizin dibinde bir şey kalmadı, ekolojik yaşam orada tamamen dumura uğramış durumda” dedi.
“SON BİR YILDA BURADAN ARSA TOPLAMIŞLAR”
“Son bir yıldır buranın imara açılacağını bildiklerini varsayıyoruz” diyerek özel firmaların bölgeden arsa topladıklarını dile getiren Güler, “Büyükşehir Belediyesi, “Bunu bize bakanlık zorla dayattı, bakanlığa biz itiraz ettik. Bakanlığın zorlamasıyla, kanuni şartlar gereğince biz bunu geçirmek zorunda kaldık” şeklinde savunmasını yaptı Cemil Tugay. Ama biz biliyoruz ki 20 senede burada birçok şirket kurulmuş ve bu şirketler topladıkları arazi miktarını 200 bin metrekareye yaklaştırmış durumda, bizim tespit edebildiğimiz kadarıyla. Toplam 274 arsa var burada. Bu 274 arsanın 647 bin metrekaresi hazineye ait. Ama 270 bin metrekaresi özel şirketlere ait. Şahısların üzerine kayıtlı arsaların hangi şirkete ait olduğunu bilmiyoruz. Son bir yılda buranın imara açılacağını bildiklerini varsayıyoruz, çünkü son bir yılda buradan arsa toplamışlar. Ve buraların metrekaresi 3 bin–5 bin TL arasında gidiyordu. İmara açılınca 20–40 bin TL’lik bir arsa değerine ulaştı. Birileri bir gecede sermayesini 10’a katladı” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: