Birgün'de yer alan habere göre Çeşme Çevre Derneği, teknik direktör Emre Belözoğlu’nun Çeşme’nin Boyalık mevkiinde, tarihi Roma hamamı kalıntılarının üzerine yaptığı inşaata dikkat çekti. Dernek, söz konusu projelerin hem tarihi değerlere hem de kamu yararına büyük zarar verdiğini vurguladı.
Dernek yaptığı açıklamada, “Söz konusu arsanın inşaatı sırasında ortaya çıkan tarihi Roma hamamı kalıntıları, alanın üçüncü derece arkeolojik sit alanı olarak tescillenmesini beraberinde getirdi. Bu durum normal şartlarda inşaat faaliyetlerinin durdurulmasını ve alanın koruma altına alınmasını gerektirirken, tam tersi bir yol izlendi. Belözoğlu, villaları temel kazmadan çelik konstrüksiyonlarla inşa ettirdi, kalıntılar cam zeminle sergilenmiş gibi gösterildi. Ancak bu durum, kalıntıların korunması değil, tarihi alanın ticari amaçlarla dönüştürülmesidir” denildi.
Konu hakkında yetkililere bilgilendirme yapıldığını ancak hiçbir yaptırım uygulanmadığı belirtilen açıklamada, şunlar aktarıldı: “İnşaatın başladığı ilk günden itibaren ilgili koruma kurullarına, bakanlıklara, belediyeye ve savcılıklara defalarca iletildi. Elimizdeki haritalar, tescil belgeleri ve arkeolojik raporlarla bu alanın inşaata uygun olmadığını belgeleriyle kanıtladık. Ancak hiçbir kamu kurumu bu konuda gereğini yapmadı, göz göre göre bir arkeolojik alan sermaye lehine dönüştürüldü.”
‘FEDA EDİLEMEZ’
Açıklamada şu ifadeler kullanıldı: “Bu olay, yalnızca tarihi değerlerin değil, kamunun bilgi alma ve denetim hakkının da yok sayıldığını gösteriyor. Satışın detayları, villaların kime ve hangi bedelle satıldığı, vergiye tabi olup olmadığı hâlâ kamuoyundan gizleniyor. Kültürel mirasların bu şekilde sermaye projelerine dönüştürülmesine sessiz kalınmamalı. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu, İzmir Valiliği ve Çeşme Belediyesi olmak üzere tüm yetkilileri göreve çağırıyoruz. Bu dosya yeniden incelenmeli, gerekli soruşturmalar başlatılmalı ve alanın eski statüsüne iadesi sağlanmalı. Çeşme, tarihiyle, doğasıyla ve kültürel mirasıyla bir bütündür. Hiç kimseye milyon dolarlık kazançlar sağlansın diye, bu bütünlük feda edilemez.”
Öte yandan konu hakkında Cumhuriyet’e konuşan Belözoğlu, ‘‘Satış esnasında aldığımız ve sattığımız bedeller tapu kayıtlarında açıkça bellidir. Bu yapının inşa sürecinde gerekli tüm resmi izinlerin alındığı belgelerle sabittir” şeklinde kendini savundu.
Yorumlar
Kalan Karakter: