İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından başlattığı 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin 64'üncüsünü İstanbul Esenyurt'ta gerçekleştirdi.
Belediye Başkanı Ahmet Özer'in tutukluluğunun 1'inci yılında gerçekleşen miting için Esenyurt halkı Cumhuriyet Meydanı’na akın etti.
CHP GENEL BAŞKANI ÖZGÜR ÖZEL KONUŞTU
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, dün 29 Ekim törenleri nedeniyle bu akşamki mitinge düşük katılım olacağına ilişkin iddiaların olduğunu dile getirerek "'Siz Esenyurt'u tanımıyorsunuz' dedim" sözleriyle konuşmasına başladı. Özel, Esenyurt Belediyesine yönelik yapılan operasyonun ardından 1 yıldır demokrasi nöbetinin tutulduğunu hatırlattı. Özel konuşmasına şu şekilde devam etti:
"Prof. Dr. Ahmet Özer, ömrünü Türk-Kürt kardeşliğine adamış bir bilim insanı. Buradan Türkiye'ye Esenyurt İttifakının sesini duyurduk, kardeşliğin kazandırabileceğini gösterdik. Yüzde 51 oyla Esenyurt'u Ahmet Özer'e teslim ettiniz. Bizi göreve çağıran, halkçı bir belediyeciliğin Esenyurt'un hak ettiğini düşünen vatandaşlarımızdır. Özer 209 günde, aşevi açtı, kreş açtı, 600 öğrenciye eğitim desteği verdi, 3 bin öğrenciye kurs hizmeti verdi, 23 okulun onarımını üstlendi, 100 bin ton asfalt attı, Kıraç ve Sanayi Bölgesindeki imar sorununu çözdü, planladığı 5 festivalin 3'üne katılabildi. 'Teröre destek veriyor' diye tutukladılar. Kent uzlaşısı suç sayıldı. "Batıda belediye kazanacak gücü olmayan Kürtlerin oyu alınmış ve onlara temsil imkanı tanınmıştır." denildi. Diyorlar ki, 'Kürtlere hak etmedikleri bir temsil verdiniz' Bu bir suçsa bu suçun sahibi benim. Açıkça ifade ediyorum, DEM kendi siyaseti olan, saygn siyasetçileri olan bir partidir. Ama Kürtler DEM'den, DEM Kürtlerden ibaret değildir.
Diyorlar ki bir hemşerisi ölmüş, anneleri ölen kişiye 'Anneniz sizin gibi çok kıymetli evlatlar yetiştirdi' demiş. O evlatlardan biri terör örgütüne kayıtlıymış. Taziye ya. Taziye verilen başka kardeş, örgüte kayıtlı başka kardeş. Eğer o telefondan terör örgütü üyesi çıkıyorsa AKP'lilerden daniskası çıkar.
Belediye Başkanı Yardımcısı İbrahim Halil Çalış hakkında Siyami Ersek Hastanesi kalp kapakçığının değişmesini söyledi. Tutukluyken yapılmasın deniliyor. Tenzip tutanağının son gününü bekliyoruz. Hepsi için tutuksuz yargılama bekliyoruz.
Ahmet Hocayı sözde terörle alıp tutukladılar. Geçen sene 1 Ekim itibariyle süreç başladı. Adına bir şey de koymadılar. Biz cesaretle desteklemeye devam ediyoruz. Ahmet Özer'in tutukluluğu kalkacak diye onun tutukluluğunu yedeklediler. Terör dosyasından derhal beraat bekliyoruz."
59 araç AK Parti İl Başkanlığı’na verilmiş, buna İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı takipsizlik verdi. Devlet malı kullanılmış ‘takipsizlik veriyorum’ diyorsun. Sen bunu takip etme ama ben bu dosyayı da AK Parti kayırmacılıklarını da ömrüm yettiğince takip etmezsem, yakandan elimi çekersem namussuzum.
Bu Hüseyin Gün denilen kişinin Ekrem İmamoğlu'yla sadece bir fotoğrafı var. Oysa AKP'li milletvekilleriyle birlik İngiltere'de Lordlar Kamerası'na gidip, orada Türkiye oturumuna katılmışlığı var.
Türkiye'de herkesin bilgileri internetten satılıyor. 4 milyon İstanbullu ‘İstanbul Senin’i’ kullanmış bunun serveri yurt dışındaymış. Bütün devlet bankalarının verileri yurt dışındaki bulut hesaplarında tutuluyor, bunu herkes biliyor ama utanmadan İstanbul'a bu karayı çalarak İBB Başkanımıza ‘casus’ demeye kalkıyorlar."
EKREM İMAMOĞLU: YENİLGİYİ BİR TÜRLÜ HAZMEDEMEDİLER
Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da mitinge mektup gönderdi. Önceki mitinglerde olduğu gibi İmamoğlu'nun mesajlarını CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okudu.
Esenyurt’un seçilmiş Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer’in tam 1 yıl önce tutuklandığını hatırlatan İmamoğlu, “Bir yıldır milli irade, bir yıldır hukuk, bir yıldır demokrasi ayaklar altına alınıyor. Geçtiğimiz bir yılda her geçen gün daha da zalimleşen bir iktidar var karşımızda. Milletin vermediği meşruiyeti yabancı güçlerden dilenen, koltuğunu korumak için taviz üstüne taviz veren bir iktidar bu,” dedi.
“Dürüst ve adil bir seçimden, mertçe, yiğitçe bir mücadeleden o kadar korkuyorlar ki, beni saf dışı bırakabilmek için her yalana, her yılana sarılıyorlar,” diyen İmamoğlu, “Beni ve arkadaşlarımı casus ilan etmeye kadar getirdiler işi. İşte, açıkça itham ediyorum: Kim, siyasi rakibinden kurtulmak, milletin iradesini baskı altına almak için, casusluk gibi en ciddiye alınması gereken konuları bile alçakça istismar ediyorsa, bilin ki o millet ve devlet aleyhine çalışıyordur. Ben, aziz milletimin iyiliği için her türlü yükü omuzlamaktan, her mihnete katlanmaktan asla geri durmamış, bundan sonra da geri durmayacak bir vatan evladıyım, katıksız bir yurtseverim,” şeklinde mesaj gönderdi.
İmamoğlu, Çelik aracılığıyla seslendiği mektubunda şunları söyledi:
“Silivri’den Esenyurt’a kocaman bir merhaba. Uzun yıllar, rant odaklı imar anlayışıyla büyük bir şehircilik katliamı yaşatılan Esenyurt, 2019’dan itibaren Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkçı ve icraatçı sosyal belediyeciliğiyle tanıştı. Böylece Esenyurt; sosyal yardımlardan kreşlere, öğrenci yurtlarından bölgesel istihdam ofislerine, kent lokantalarından yaşam vadilerine kadar her alanda hizmet ve yatırım almaya başladı. Rantçı belediyecilik yerini halkçı belediyeciliğe bırakınca, Esenyurtlu kıymetli hemşerilerim de nihayet rahat bir nefes alır oldu. 2024’te değerli yol arkadaşım Prof. Dr. Ahmet Özer, her iki kişiden birinin oyuyla hizmet bayrağını teslim aldı ve canla başla görevine sarıldı.
Ama yenilenler, yenilgiyi bir türlü hazmedemediler. Önce akademik kariyerini, ömrünü, barışa ve bilime adamış Ahmet Özer hocamızı terörle irtibatlı ilan etmeye kalktılar ve tutukladılar. 2024 yerel seçimlerinde Esenyurtluların iradesinin yönetime en demokratik biçimde yansıyabilmesi için sergilenen çabayı suçmuş gibi göstermeye çalıştılar. Ortaya koydukları sözde kanıtların hukuken, mantıken hiçbir geçerliliği yoktu. Suç ve suçlu yaratmak için uydurulmuş şeylerdi. Sonra, iftira ve kumpasla, tehdit ve şantajla örülmüş, tamamen siyasi amaçlı bir başka dava dolayısıyla Ahmet Özer hocamızı ikinci kez tutukladılar.
“MEŞRUİYETİ YABANCI GÜÇLERDEN DİLENEN, KOLTUĞUNU KORUMAK İÇİN TAVİZ ÜSTÜNE TAVİZ VEREN BİR İKTİDAR BU”
Bugün, Esenyurt’un seçilmiş başkanı, değerli yol arkadaşım, Ahmet Özer hocamızın tutukluluğunun birinci yıl dönümüdür. Bir yıldır milli irade, bir yıldır hukuk, bir yıldır demokrasi ayaklar altına alınıyor. Geçtiğimiz bir yılda her geçen gün daha da zalimleşen bir iktidar var karşımızda. Milletin vermediği meşruiyeti yabancı güçlerden dilenen, koltuğunu korumak için taviz üstüne taviz veren bir iktidar bu. Kendi çıkarları uğruna ülkemizin doğal kaynaklarını, nadir toprak elementlerini yabancılara peşkeş çeken bir iktidar bu. Milletimizin artık onlara tahammülünün kalmadığını, bir daha asla sandıkta seçim kazanamayacaklarını çok iyi biliyorlar. Onun için, yargı eliyle rakibi saf dışı bırakarak seçim kazanmaya uğraşıyorlar.
"BEN GEREKİRSE CANIMI VERMEKTEN TEREDDÜT ETMEM"
Dürüst ve adil bir seçimden, mertçe, yiğitçe bir mücadeleden o kadar korkuyorlar ki, beni saf dışı bırakabilmek için her yalana, her yılana sarılıyorlar. Beni ve arkadaşlarımı casus ilan etmeye kadar getirdiler işi. İşte, açıkça itham ediyorum: Kim, siyasi rakibinden kurtulmak, milletin iradesini baskı altına almak için, casusluk gibi en ciddiye alınması gereken konuları bile alçakça istismar ediyorsa, bilin ki o millet ve devlet aleyhine çalışıyordur. Ben, aziz milletimin iyiliği için her türlü yükü omuzlamaktan, her mihnete katlanmaktan asla geri durmamış, bundan sonra da geri durmayacak bir vatan evladıyım, katıksız bir yurtseverim. Ben, bu cennet vatan uğruna gerekirse canımı vermekte asla tereddüt etmem. Benim milletime, vatanıma, bayrağıma olan sevgimi, bağlılığımı en iyi milletim biliyor.
Sevgili hemşerilerim; koltuklarını korumak için itibarlarını, milletin sevgisini ve güvenini kaybedenler, yolun sonuna geldiler. Onlar yolun sonunda, ama biz daha yolun başındayız. Onlar sandıktan, milletten köşe bucak kaçıyor, biz ise sandığa, millete koşuyoruz. Hep birlikte, canla başla, umutla cesaretle, yılmadan hedefe yürüyoruz. Hedefimiz; bu cennet vatanı, herkes için, her yerde adaletin ve hürriyetin hakim olduğu… Bolluk ve bereketin kardeşçe pay edildiği… Huzurlu ve mutlu bir ülke haline getirmektir. Amacımız; milletçe, Atatürk’ün önümüze koyduğu hedefe doğru yürümek ve Türkiye’yi çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmaktır. Bu hedefe hep birlikte ulaşacağız. Hiçbir güç bizi yolumuzdan döndüremeyecek. Çünkü vakti gelmiş bir değişimin önünde hiçbir güç duramaz! Yılmayacağız, yorulmayacağız ve mutlaka başaracağız. Her şey çok güzel olacak. Ekrem İmamoğlu. Silivri zindanı.”
Mitingin açılışında tutuklu bulunan Belediye Başkanı Ahmet Özer’in mesajı okundu. Özer’in kızı ve oğlunun okuduğu mektupta şu mesajlar yer aldı:

AHMET ÖZER'İN MEKTUBU OKUNDU
Tutuklu Belediye Başkanı Özer'in mektubunu kızı Seraf Özer okudu. Özer'in mektubu şu şekildeydi:
"Değerli Halkımız,
Hepinizi en içten duygularımla Silivri Zindanından selamlıyorum.
Kardeşlerim, karanlıklar korkakların sığınağıdır, hükmü cesurlar ortaya çıkıp ışığı yakana kadardır. Siz bugün bu meydanda bu ışığı yaktınız.
Zira özgürlük ve demokrasi mücadelesinin bir insanın en onurlu mücadelesi olduğunu biliyorsunuz.
Selam olsun özgürlük için mücadele edenlere, selam olsun insanlık onurunu yüceltenlere…
Değerli Kardeşlerim,
2024 Ekim ayında Esenyurt’ta başlayan operasyonun üstünden tam bir yıl geçti. Bizim seçimi kazanmamızı içlerine sindiremeyenler, Kürt seçmenle CHP arasında bir köprü kurmamızdan korkanlar, Esenyurt’ta yıllara sığacak hizmetleri kısa sürede gerçekleştirerek halkın gönlüne girmemizi ve bir Kürdün gelip İstanbul’da Türkiye’nin en büyük ilçesini yönetmesini hazmedemeyenler harekete geçtiler.
Hukuku sopa gibi kullanarak içi boş düzmece bir dosya ile beni gözaltına alıp jet hızıyla tutukladılar. Yerime kayyım atadılar.
Halkın iradesini gasp ettiler. Ama bilmedikleri bir şey var. Biz asla baş eğmeyiz. Biz bu yolu başımız dik, direncimiz yüksek bir biçimde yürüyoruz.
Zira bizi zindana tıkanlar bedenlerimizi hapsedebilirler ama ruhumuzu asla. Çelik irademizle adalet ve özgürlük için akıl, sabır ve dirayetle halkımıza olan sorumluluğumuzun bilinciyle 12 metrekarelik bir hücrede direniyoruz.
Kıymetli Esenyurtlu Kardeşlerim,
Kayyum darbesine karşı açtığımız davada, mahkeme bizi haklı bularak dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne gönderdi. Bundan çıkacak sonuç sadece Esenyurt için değil tüm Türkiye için örnek ve emsal olacaktır.
Dostlarım, bu baskı ve zulüm günlerinde asla korkmadım, sinmedim, geri çekilmedim. Haksızlıkların ve hukuksuzlukların üstüne cesaretle gittim. Cesaretimiz, haklılığımızdan geliyor.
İşte bu noktada cesur ve kararlı duruşu ile Genel Başkanımız Özgür Özel bize umut oldu. Yol arkadaşı olmaktan onur duyduğum, Cumhurbaşkanı Adayımız Sn. Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere bizler mahkeme salonlarını bu hukuksuzlukları teşhir etmenin, insan onurunu korumanın platformlarına çevirdik.
Her Şey Daha Özgür Bir Gelecek İçin Kardeşlerim!
Mücadelemizi ve direnişimizi sadece kendimiz için değil bizi seçen yüzbinlerin, yani sizlerin, Esenyurt halkının hakkını hukukunu korumak içindir. Bu mücadeleyi insanların insanlık onuruna yakışır düzeyde yaşaması için veriyoruz. Eşitlik için, daha adil bir dünyada yaşamak için veriyoruz. Daha özgür bir gelecek için mücadelemiz devam edecek.
Bu çerçevede barış sürecini yürekten destekliyor, başarısı için üstümüze düşen her şeyi yapmaya hazır olduğumuzu bilmenizi istiyorum. Ayrıca bu süreçte verdikleri destek ve üstlendikleri rol nedeniyle CHP Genel Başkanı Sn. Özgür Özel, DEM Eş Genel Başkanları Sn. Tuncer Bakırhan ve Sn. Tülay Hatimoğulları başta olmak üzere emeği geçen bütün partilerin temsilcilerine teşekkürlerimi iletiyorum.
Değerli Dostlar,
Bir yıldır içerideyim. Bu süre içinde Silivri Zindanında dört duvar arasında 12 metre² bir hücrede hep dik durdum, eğilmedim, çünkü haklı olduğumu ve siyasi hesaplarla burada tutulduğumu çok iyi biliyorum.
Sizlerin bana verdiği değerli emaneti asla yere düşürmedim. Mahkemelerde savunmalarımı Esenyurt halkı adına da yaptım. Beni bu göreve layık gören sizleri asla mahcup etmedim. Her zaman gururla, başım ak, alnım açık yürüdüm ve yürümeye devam ediyorum.
En büyük üzüntüm Esenyurt için gece gündüz demeden son sürat çalışırken, (ki bunu Esenyurt halkı en yakından şahittir) bir anda önümüzü kesip bizi hizmet yapmaktan alıkoymalarıdır.
Nietzsche, “Beni öldürmeyen acı, güçlendirir” diyor. Ben de buradan daha güçlenerek ve daha donanarak çıkacağıma inanıyorum.
Burada yattığım her gün Esenyurt’u düşündüm, Esenyurt’u takip ettim, Esenyurt için yeni projeler geliştirdim.
Yeni hedefler, yeni projeler, yenilenmiş kadrolarla yola daha da motive bir biçimde devam edeceğimiz günler yakındır.
İnanıyorum ki Esenyurt halkı da bizi bekliyor.
Sözlerimi şöyle sonlandırmak istiyorum.
Kıymetli Kardeşlerim,
Demokrasi ve özgürlük mücadelesi bir insanın en onurlu mücadelesidir. Böyle dönemlerde ağır bedelleri oluyor. Bu bedelleri ödemekten geri durmayanların sayesinde eşitliğe, adalete ve özgürlüğe dair umutlarımız hep diri kalıyor. Bu umutları boşa çıkarmamak için mücadelemiz devam edecek.
Tarih bize diyor ki haklı olanlar mutlaka kazanırlar.
Bizler de haklıyız ve mutlaka kazanacağız.
Karanlık koyulaştığında şafak yakın demektir.
Ülkemizin özgürlük şafağında özgür günlerde buluşmak dileğiyle…
Kurtuluş yok tek başına; ya hep beraber ya hiçbirimiz!
Silivri 9 Nolu,
Prof. Dr. Ahmet ÖZER-Esenyurt’un Seçilmiş Belediye Başkanı"
Yorumlar
Kalan Karakter: