CHP KURULTAYI

Cumhuriyet Halk Partisi'nde bir süre siyaset yapmış olan herkes
bilir ki kurultay üyeler üzerinden ciddi bir heyecan yaratır, kulisler toplanır
ekipler kurulur dostlar düşman, düşmanlar dost olur ve siyasetin gereği bir
mücadele konulur ortaya. 18. Olağanüstü kurultay alışılmışlara göre biraz daha
sakin geçti aslında, iki genel başkan adayı sonucu belli bir yarışa giriştiler.
Sonucu belli diyorum çünkü hepimiz Kılıçdaroğlu'nun kazanacağını biliyorduk,
tahminim İnce dört yüzün üzerinde bir oy alır ise başarılı olmuş olacaktı, öyle
de oldu.

Bunun ışığı altında
kurultayın ilk gününü nasıl yorumlamalıyız;

1) Delege önümüzde ki
seçimlere kadar Kılıçdaroğlu'nu genel başkanlığa daha uygun bulmuştur, İnce
çıkışı ile büyük bir ilgi toplasa da bu yolda daha farklı doğruları yapmalı,
kendini gözden geçirmelidir.

2) Genel Başkan
Kılıçdaroğlu’na son iki seçimdeki stratejiler konusunda çok net bir mesaj
verilmiştir, bunları etraflıca değerlendirmek, genel seçim yol haritasını doğru
belirlemek gerekmektedir.

3) İki genel başkan
adayının konuşmasını çok dikkatli dinledim, İnce tribünlere daha fazla heyecan
verdi fakat bana kalırsa iki konuşmada Türkiye’nin önüne tam bir vizyon
koyamadı açıkçası, Sayın Kılıçdaroğlu’ndan bu yönde bir konuşma bekliyordum.

Sonuç olarak yaklaşık
yüz elli delege farkının tercihi ile kurultay şekillendi ve bu sonuçtan sonra
Parti Meclisi seçimlerinde Kılıçdaroğlu'nun listesinin yüzde yirmi beşinin
delineceği görüşü hepimizde hakim oldu, sonra mı ?

PEKİ İKİNCİ GÜN NE
OLDU ?

1) Hepimiz heyecan ile
anahtar listeleri bekledik, geldiğinde gördük ki kurultayın ilk günün akşamı
daha dikkatli çalışan Kılıçdaroğlu imiş. İnce’nin listesi tam bir Önder Sav
listesi olarak ortaya çıktı, ilk gün ciddi bir oy alan İnce’nin etrafında
birleşenler bu iş yenilenme değil eskinin bir şekilde devamı algısı ile dağıldı
sonuç olarak tahmin ettiğimiz bir kaç isim dışında Kılıçdaroğlu'nun listesi
rahat bir sonuç aldı.

2) Bu kurultayda da her
olayda olduğu gibi adını gündeme taşımayı başaran Sarıgül bir yenilgi daha
aldı. Yerel seçimden çok ağır bir hasar ile çıkan, fakat ciddi bir ilçe
belediyesini kontrolüne alarak hedefine ulaşan popüler adayımız bir kez daha
oyun dışı kaldı.

3) Gürsel Tekin kendisine
partinin en önemli ekiplerinin uyguladığı çizme operasyonundan çıkarak parti
içindeki gücünü bir kez daha kanıtladı.

4) Ergenekon mağduru
Tuncay Özkan’a CHP'nin bütün tarafları hoşgeldin diyerek 2011 seçimlerinin
telafisini yaptı. Küçük çaplı bir çizme işlemi gerçekleşse de Özkan partiye güçlü
bir giriş yaptı.

5) Balbay ismi şaşırttı,
aday oldu fakat hiç bir çaba göstermedi, aldığı oy ciddi bir sayıya ulaştı, hiç
bir şey yapmadan bu sayıya ulaşması dikkate alınmalı.

6) İzmir’de dengelerin
değişeceği mesajı PM ye yansıdı, tabi bu pilav daha çok su kaldırır, bana
kalırsa bu kurultayın bir diğer kaybedeni de İzmir İl Başkanı Ali Engin’dir.
Son ana kadar yapılan hamlelerin hiç birisi başarılı olmadı. Sonuçta eski
gücünden uzakta bir il başkanı var. Birlikte siyaset yaptığı isimlerde kurultaydan
istediği sonucu alamadılar.

7) İhsan Özkes'in en çok
oyu alarak PM’ye girmesi ayrılıklar üzerinden siyaset yapan CHP’lilere bir
mesajdır. CHP kökene dayalı siyaseti yapmaz, bunu DNA’sı kaldırmaz, bu mesaj
doğru algılanmalı.



Kurultay ile ilgili notlarım şimdilik bu kadar sevgili okur,
CHP bu sonucu iyi okumalı hızlı bir şekilde hedefe odaklanmalıdır. Genel
seçimde bir arada duran bir partiye ihtiyaç vardır, CHP programı doğrultusunda
ilerlemeli çok büyük sıkıntılara yol açabilecek olan ayrışmaları rafa
kaldırmalıdır.

Özellikle solculuğu etnik ayrılıklar üzerinden yorumlayarak
partiye ayar vermeye çalışanlar, ne kadar tehlikeli bir konuyla muhatap
olduklarının farkına varmalılar.

Topluma mesajının en iyi şekilde iletilmesinin yolunu
aramalı, daha sık sokağa inmelidir. Ekonomik söylem daha fazla dillendirilmeli, tüm Türkiye’de bu konu tartışılmalı paneller, toplantılar
ile nabız tutulmalı ve ortak bir söylem ile seçime gidilmelidir.