CHP'li Çam: CHP, Bu Halk İçin Cami Duvarı Kadar Kutsaldır!

Başbakan Binali Yıldırım’ın grup toplantısında CHP’yi hedef alan ‘CHP zaten onların kayığına binmiş vaziyette, CHP’yi Allah ıslah etsin. Siz FETÖ ile PKK ile bölücü örgütlerle iş tutarak, millletin gönlüne giremezsiniz’ sözlerini eleştiren CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, “Biz her şeye rağmen tam bir sorumluluk örneği gösterirken, ötekileştirme olmasın, ayrışma olmasın referandum süreci yeni bir kavgayı yeni bir kutuplaşmayı kaldıramaz derken; birileri CHP’ye saldırmayı yalan suçlamalarla dil uzatmayı politika sanıyor. CHP, bu ülke için, bu halk için cami duvarı kadar kutsaldır. Partimiz tarihi boyunca bu memlekette yapılan her işin bir kişi ya da küçük bir zümrenin çıkarına değil, bu ülkede yaşayan milyonların yararına olsun istemiştir. Bu nedenle bağımsızlık demiştir, saltanat değil cumhuriyet, diktatörlük değil demokrasi demiştir” diye konuştu.

“Kandırıldık” Diyen Biz Değildik!

Başbakan Yıldırım’ın İzmir’de seçim propagandası yaparken Atatürkçü söylemlerini hatırlatan Çam, sert eleştirilerini şöyle sürdürdü: “O zamanlar Atatürkçü kesilmiştin! Meclis’e adım atar atmaz verdiğin ilk demeç saraya yalakalık, başkanlık sistemini savunmak oldu. Utanmadan, sıkılmadan! ‘Başkanlık sistemi gelmesi için gerekiyorsa Bin Ali feda olsun!’ dedin. Sen kendini ne sanıyorsun? Erdoğan’ın bir talimatıyla Başbakanlık koltuğuna oturtuldun, şimdi yeni bir talimatla koltuğun altından çekiliyor. Bay etkisiz elaman, bay iktidarsız bunun neresinde fedakarlık, neresinde feda var? Ne olduğuna bakmadan boyundan büyük, haddini aşan laflar ediyorsun. ‘’CHP zaten onların kayığına binmiş vaziyette, CHP’yi Allah ıslah etsin. Siz FETÖ ile PKK ile bölücü örgütlerle iş tutarak, millletin gönlüne giremezsiniz’’ ne demek. FETÖ ve PKK konusunda yıllar boyu sizi uyardık. Bunlarla iş tutan her iki terör örgütü tarafından da ‘kandırıldık’ diyen biz değildik! FETÖ ile iç içe olan sizsiniz, Oslo’da Dolmabahçe’de görüşmeler yapan sizsiniz.”

CHP’ye Saldırmanız Sizi Kurtaramayacak!

“Halkımızın huzur ve güvenliği, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü korumak için her zaman, yanlışlarınıza, basiretsiz politikalarınıza rağmen teröre karşı her türlü desteği verdik, vermeye devam edeceğimizi de kamuoyuna ilan ettik” diyen Çam, referandumun gerekçesini açıklayamamanın aczi içerisinde CHP’ye saldırmanın AKP’yi kurtarmayacağını, bu halkın tek adam diktatörlüğüne, ülkenin saraydan yönetilmesine izin vermeyeceğini dile getirdi. Yıldırım’ın halkın parasıyla yapılan yolları, köprüleri ‘evet’ politikası olarak kullandığını ancak halkın gerçekleri gördüğünü ifade eden Çam, şu açıklamalarda bulundu: “Sayın Yıldırım ‘duble yol yaptık’ sözlerine de bu halkın karnı tok. Sen duble yol nutukları atarken, Zonguldak’ta duble yol açılmadan çöküverdi… Sen ki yıllarca Ulaştırma bakanlığı yaptın, bu manzara karşısında yüzün hiç mi kızarmadı? Bunun hesabını kim verecek? İktidarınızda gerçekleştirdiğiniz kimi projeleri lütufmuş gibi pazarlayarak halkı Anayasa değişikliğine ‘evet’ vermeye zorlayamazsınız. Duble yol, hava limanı, köprülerin nasıl yapıldığı, ihalelerde döndürdüğünüz alavereler-dalavereler, duble yolsuzluklarınız bir tarafa; yapılanlar devletin kasasından, devletin olanaklarıyla, halktan topladığınız vergilerle yapılmıştır. Lütuf değildir, bunları lütufmuş gibi sunmak sahteciliktir.”

Anayasayı Geriye Değil, İleriye Doğru Değiştireceğiz

Anayasa oylaması sırasında yaşananları ört bas etme çabasıyla provokasyonlar yapıldığını söyleyen CHP’li Çam sözlerini şöyle tamamladı: “Yangından mal kaçırır gibi Anayasa değişikliğini tartışmadan meclisten kaçırdınız. Anayasayı, yasaları ve meclis iç tüzüğünü çiğnediniz. Kendi milletvekillerinize güvenmediniz. Oylarına ipotek koydunuz, gizli olması gereken oylamayı açık oya çevirdiniz. Ve tüm sahteciliğinize rağmen AKP meclisteki oylamada fire verdi! Şimdi de halkın ne olup bittiğini anlamaması için ortalığı karıştırmaya, provoke etmeye çalışıyorsunuz. Halkımızın zorunlu olarak kabul ettiği bu anayasa elbette ki değişecek. Ama geriye doğru, 12 Eylül cuntalarına rahmet okutur yönde değil; daha demokratik, daha özgürlükçü bir anayasa yapma yönünde ileri doğru değişecek, değiştireceğiz!”