CHP'li Özdemir: Bankacılık Kanunu teklifiyle ilgili büyük eksiklikler var
Çin'in Ankara Büyükelçisi Dıng Li, yeni tip koronavirüs salgınında taburcu oranının yüzde 11'e ulaştığını belirtti. Li, virüsün ülke ekonomisine yapacağı olumsuz etkinin "aşamalı ve geçici" olduğunu ifade etti
Yayınlanma :
12.02.2020 18:01


Geçtiğimiz hafta, AKP'li milletvekillerinin imzasını taşıyan Bankacılık Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Teklifin içerik ve kapsamının Avrupa Birliği’ne uyum müktesebatı ile yakından ilişkili olduğunu ifade eden CHP İstanbul Milletvekili ve AB Uyum Komisyonu Üyesi Sibel Özdemir, "Teklifle ilgili olarak TBMM AB Uyum Komisyonumuzun bir önerisi alınmadı. Bu ciddi bir eksiklik. Çünkü bu kurumların reforme edilmesinin çıkış noktası, AB’de özellikle de üyelik müzakerelerimizin yolunu açan önemli düzenlemelerken, şimdi bütün bu kazanımlarımızdan biz geriye gidiyoruz" dedi.
Sibel Özdemir şöyle konuştu:
"BDDK'yı birçok ‘manipülatif’ eylemlerde ve işlemlerde yetkili kılıyoruz. Yine, yarın öbür gün Cumhurbaşkanı çıkıp "Bizim dediklerimizi zaten yapmıyordu, onu da görevden alıyoruz" derse ne Özdemir, “Teklifin gerekçesine bakıldığı zaman hazırlık aşamasında düzenleyici ve denetleyici kurumlarla ilgili uluslararası kuruluşların yapmış olduğu değerlendirmelerin dikkate alındığı söyleniyor.
Güvenilirlik, şeffaflık, etkinlik, istikrar, rekabetçilik gibi kavramlardan sürekli bir vurgu yapılıyor. Fakat baktığımız zaman ki en önemli kurumsal değerlendirme, en son AB Türkiye 2019 Raporu'nda yapılıyor. Kopenhag Siyasi Kriterlerindeki muazzam derecede gerilemeler kaydedildikten sonra ekonomik kriterlerdeki gerileme yaşandığı ve bu ekonomik kriterlerdeki gerilemede en büyük vurgunun da düzenleyici ve denetleyici, bağımsız işleyen kurumsal yapılarda olduğu tespiti dikkate alınmalıydı.
Rapor’da özellikle piyasa ekonomisinin varlığına ilişkin endişelerin derinleştiği kaydediliyor. Özellikle BDDK, Merkez Bankası, SPK gibi düzenleyici ve bağımsız denetleyici kurumların atama, yönetimlerin belirlenmesi, atama yöntemleri, özellikle görevleri, yetkileriyle ilgili yapılan düzenlemelerin güven vermediğiyle ilgili çok önemli değerlendirmeler yapılıyor.”
Özellikle AB Türkiye Raporu’nda değindiği önemli nokta, yeni yönetim sistemiyle birlikte yasama ve yargının üzerinde yürütmenin gücünün artması, kurumların siyasallaşması, şahsileşmesi, düzenleyici ve denetleyici kurumlar üzerinde Cumhurbaşkanlığının belirleyici güce sahip olması ve ekonomide bağımsız işleyen kurumlarla ilgili çok önemli tespitler ve bu önemli tespitlerin giderek derinleştiği de belirtiliyor. Düzenleyici ve denetleyici kurumlarla ilgili reform süreci 2000'lerin başından itibaren başladı. Gerçekten kapsayıcı ve ciddi reformlar yapılmışken, bugün geldiğimiz noktada, yine AB kriterlerinden şiddetle uzaklaştığımız ortaya konuluyor.
Bunun sorumluları kimler? Bu sistemin bu kadar kişiselleşmesinin ve bu kurumların bu kadar tahribata uğramasının sorumluları kimler?
Özellikle Merkez Bankası, BDDK gibi kurumlar en çok güven kaybının yaşandığı kurumlar arasında yer almaktadır. Moody's'in yapmış olduğu son bir raporda, Türkiye'de kurumların direncinde süregelen kayıp tespiti ve uyarısı yapılıyor. Öte yandan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisinde Türkiye'nin denetim sürecine alınmasının temel gerekçesi olarak, Türkiye'de Demokratik Kurumların İşleyişi Raporu'na atıfta bulunularak denetim sürecine alınmış olmamız önemlidir. Güven ortamından giderek uzaklaşılırken, bankacılık ve finans sektörü gibi ciddi yapısal sorunlar ortadayken bu teklif aceleyle hazırlanarak gündeme getirilmiştir. Ciddi yapısal sorunlar çözülmeden bankacılık ve finansal sektörle ilgili bu geçici çözümlerle bir yere varılamayacağı ortadadır.
Örneğin Gümrük Birliğinin güncellenmesi AB’de tartışılırken AB Konseyi bir koşul koydu ve "Türkiye'de hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, ifade özgürlüklerinde geriye gidiş söz konusu olduğu sürece, komisyona bu konuda bir yetki verilmeyecek." dedi. Yani bankacılık ve düzenleyici denetleyici kurumlar ile ilgili bir düzenleme yaparken temel yapısal noktalarda bir ilerleme kaydedemediğimiz sürece, burada saatlerce bu yasaları yapmamızın uluslararası yatırımlar noktasında, uluslararası güvenilirliği sağlama noktasında bir etkisi olmayacaktır.”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: