Cumhuriyeti kuran iradeyle, onu yeni bir kalıba dökmek isteyen irade
arasında bir yol ayrımında olduğunu ifade eden CHP’li Susam, “Terör sorunun
çözülme süreci karşılıklı anlayış içinde değil devletin silah zoruyla masaya
oturtulması şeklinde ortaya çıkmıştır. Terörle mücadele noktasından bugün
gelinip teröre teslim olunmuştur. Bu noktaya gelinirken Kürt hareketi içinde de
barışçı çözüm arayan kişi ve kurumlar bastırılmış; terör örgütü Kürtlerin
sözcüsü gibi gösterilmiştir” dedi.
Cumhuriyet’i
kuran iradenin gönüllü birlik temelinde oluştuğunu hatırlatan Susam, “Türk,
Kürt, Çerkez, Laz hep beraber bir ulus olmaya karar verdik. Gönüllü kararımızın
altında emperyalizme karşı mücadele, ülkemizi savunma ve bağımsızlığımızı
koruma anlayışı vardı. Ülke bütünlüğü içinde çağdaş, gelişmiş bir ülke kurup
refah içinde yaşamak için yola çıktık. Herkesin inancına ve etnik kimliğine
saygı duyduk ama bir ulus olup ‘Ne mutlu Türküm diyene’ dedik” diye konuştu.
partiyiz, sorumluluğumuz var
CHP’nin
süreçte suskun kaldığı söylemlerine karşı çıkan Susam, “Bizim
Türkiye’nin geleceğiyle ilgili tarihi sorumluluğumuz vardır. CHP 5-10 yıllık
değil bir parti değil; 90 yıllık Cumhuriyet’in kurucu partisidir. Sorumlu ve
duyarlı tutum sergilemesinin altında bu neden yatmaktadır” dedi.
İmralı’da yürütülen görüşmelerin hatalarla dolu olduğunu
söyleyen CHP’li vekil, sözlerini şöyle sürdürdü:
“İmralı’da
devlet, AKP ve Öcalan arasında; BDP’nin taşeron olduğu bir görüşme şekli
yürütülmektedir. Böyle bir görüşmeden barış da çıkmaz, sonuç da çıkmaz. Bundan
sadece sorun çıkar. Bu barışı sağlamak istiyorsanız toplumun her kesimi önünde
açıkça tartışacaksınız. Neyin tartışıldığını, neyin pazarlığının yapıldığını
söyleyeceksiniz. Sorunun bitmesi için önce demokratikleşmeyi, insan haklarına saygıyı,
hukukun üstünlüğünü, basın özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğü tamamlamak
gerekir.
Kimse
karşı tarafı yendiğini düşünmemeli
Yarın
barış ortamı oluştuğunda, kimse karşı tarafı yendiği hissi içinde olmamalıdır.
Bu barış süreci insanların kendini eşit bir yurttaş olarak hissettiği,
Cumhuriyetin laik demokratik yapısının sürdüğü sonucuyla tamamlanmalıdır. Barış
sürecinden sonra ayrılık tohumları atıldığı fikri oluşmamalıdır. Silah gücü
kullanılarak barış masasına oturtulduğu gibi bir anlayış ortaya çıkmamalıdır.
Herkes
ikna edilmeli
Bu süreçte
herkes ikna edilmek zorundadır. Kimse çocuğunun askerde niye öldüğünü
sorgulamak zorunda kalmamalıdır. İnsanları ikna etmeden, sorunu başka
minvallerden alınan yol haritalarıyla çözmeye kalkarsanız, ameliyat edilen
hastanın içinde aleti kalmış gibi olur; orada yara yapar. Bu nedenle konu
Parlamento’ya getirilmelidir. Sivil toplum kuruluşları, kanaat önderleri
sürecin içine dahil edilmelidir.”
Yorumlar
Kalan Karakter: