CHP’nin saha çalışmaları kapsamında Bolu’da görevlendirilen CHP Parti Meclisi Üyesi Engin Özkoç, “Bizim için tek bir hedef var; iktidar. Bizim için tek bir hedef var; zindandaki arkadaşlarımızı milletimizle kucaklaştırmak. Bizim için tek bir hedef var; milletimizin tekrar zengin, müreffeh ve refah içerisinde yaşamına dönüştürmek. Hukuk ve adalet sistemini tekrar Türkiye'ye yerleştirmek. Güvenilir bir ülke olarak milletimizi dünyayla barış içerisinde entegre etmek” açıklamalarında bulundu.
CHP Grup Başkanvekillerinin imzasıyla milletvekillerine iletilen “Ağustos Ayı Çalışma Programı”na göre, CHP’nin 137 milletvekili, ağustos ayının dört haftası boyunca 81 ilde görevlendirilerek saha çalışmalarına başladı. Bu kapsamda CHP Parti Meclisi Üyesi Engin Özkoç, CHP Rüzce Milletvekili Talih Özcan, Kocaeli Milletvekili Muhip Kanko ve Karabük Milletvekili Cevdet Akay, Bolu’da görevlendirildi. CHP’li Özkoç, Bolu’da yapacakları çalışmalara ilişkin CHP Bolu İl Başkanlığı’nda yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bu çalışmanın içeriği öncelikle Cumhurbaşkanlığı ofislerimizin milletimize doğru tanıtılması, görevlerinin ne olduğunu, milletimizle ofisteki arkadaşlarımızın bir birliktelik içerisinde bu çalışmaları nasıl yürüyeceği konusunda bilgilendirme sağlayacağız. İkincisi, hükümet programı ile ilgili çalışmalarımızın hangi aşamada olduğunu ve milletimizin hükümet programındaki beklentilerinin ne olduğunu öğrenerek rapor haline getirip genel merkezimizi bilgilendireceğiz. Üçüncüsü, parti programımızla ilgili gerekli çalışmaları yapıp örgütümüze danışıp, CHP’nin bu süreçte nasıl bir mücadele içerisinde olması gerektiği konusundaki fikirlerini bir rapor haline getireceğiz ve genel merkezimize bildireceğiz.
"Tüm Türkiye'nin benimseyeceği ve kucaklayacağı bir mücadele alanına dönüştüreceğiz"
Bu süreç içerisinde ben ve Cumhuriyet Halk Partisi'nde görevlendirilmiş arkadaşlarımızın hiçbir tanesi milletimizle olan buluşmamızda ‘biz onlara şunu yapacağız, bunu yapacağız, şöyle yapacağız’ demeyecek. Biz, milletimizin sesini en yükseğe, en yukarıya götürüp, bunun bir iktidar mücadelesine dönüşmesi için elimizden gelen görevi layığıyla yerine getirmeye çalışacağız. O yüzden milletimizi dinleyeceğiz. O yüzden onların bize verdiği sesi alacağız, en yukarılara, tüm Türkiye'nin benimseyeceği ve kucaklayacağı bir mücadele alanına dönüştüreceğiz.
"Biz bu darbeye karşı milletimizle birlikte sonuna kadar mücadele edeceğimize söz veriyoruz"
Ancak milletimizin de kısaca bilmesi gerekenleri şimdi ifade etmek istiyorum. 19 Mart darbesi, Cumhuriyet Halk Partisi açısından başka bir mücadelenin başlangıç safhası olmuştur. Ancak Türkiye açısından da bir yıkım olarak gerçekleşmiştir. 19 Mart darbesi, sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Ekrem İmamoğlu'na karşı yapılan bir müdahale değildir. Türkiye'nin özgürlüğüne, demokrasisine, hukukuna yapılan bir müdahaledir ve bu müdahale aslında Türk milletine yapılan bir müdahaledir. Biz bu darbeye karşı milletimizle birlikte sonuna kadar mücadele edeceğimize, asla yılmayacağımıza, vazgeçmeyeceğimize ve birlikte bu mücadeleyi iktidarla taçlandıracağımıza buradan söz veriyoruz.
Sayın Ekrem İmamoğlu alınmadan önceki Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve Türkiye'nin manzarasını size kısaca ifade edeyim. Yerel seçimleri bitirmiş, kurultayını tamamlamış Cumhuriyet Halk Partisi, hem yerelde iktidar olmuş hem de Türkiye'nin birinci siyasi partisi konumuna gelmiştir. Biz yerel seçimlerde iktidarı ve birinci siyasi partiyi de kazanan bir siyasi parti olarak genel başkanımızın, MYK'mızın, parti meclisimizin, belediye başkanlarımızın, milletvekillerimizin, örgütümüzün, bütününün, hepsinin çalışması iktidara yönelince iktidar büyük bir korku içerisine düşmüştür.
"Milletimiz hızla gerçekleri görmüş, Cumhuriyet Halk Partisi'nde büyük bir örgütlülükle birleşmeye başlamıştır"
Aciziyet içerisinde olan iktidarın yaklaşık 23-24 yıldan beri yönettiği Türkiye'de 2023 hedefleri diyerek başlattığı kampanyasından hiçbir tanesini gerçekleştirmemiş olması, ekonomide tamamen iflas etmiş olması, doların, dövizin en üst seviyelere çıkmış olması, işsizliğin, enflasyonun en üst seviyelere çıkmış olması, Türkiye'nin dünyadaki ileri gelmiş, ekonomideki ileri gelmiş ülkelerin tamamen gerisinde kalmış olması aslında onların niyetinin millet olmadığını da milletimize göstermiştir. İş böyle olunca milletimiz hızla gerçekleri görmüş, Cumhuriyet Halk Partisi'nde büyük bir örgütlülükle birleşmeye başlamıştır.
"Yaptıkları şey hukuku rafa kaldırıp darbe yapmak"
Fakat daha yerel seçimler başlamadan önce o dönemdeki İçişleri Bakanı’nın ifadesiyle ‘Efendim İstanbul'u alacaklarmış, alsınlar görelim. Ankara'yı alacaklarmış, alsınlar görelim. Bakalım hizmet yapabilecekler mi’ sözünü milletimiz asla unutmasın. Meğerse daha o günden itibaren Cumhuriyet Halk Partisi'nin Bolu'da da örneği olduğu gibi bütün yerel yönetimlerde nasıl bir başarı elde edebileceğini tahmin eden iktidar, kendi beceriksizliklerinin de su yüzüne çıkacağını görerek belediyelerimizi çalıştırmama, hatta gerekirse hukuk dışına çıkarak onlara darbe yapma kararını almıştır. İşte bu 19 Mart darbesi planlı, Türkiye üzerinden oynanan bir oyunun sahneye konmasıdır. Yaptıkları şey hukuku rafa kaldırıp darbe yapmak.
"Neden sadece CHP'li belediyeler üzerinde bu kumpası kurarken bir tek AKP'li belediye dahi denetlenmiyor"
Milletimin gözü önünde milletvekillerimle beraber bir kere daha ifade ediyorum ki, Cumhuriyet Halk Partili belediyeler anamızın ak sütü gibi tertemiz, helal süt emmiş, hizmet eden, halkıyla bütünleşen ve milletinin menfaati için çalışan belediye başkanlarımız ve belediye meclis üyelerimizdir. Neden sadece Cumhuriyet Halk Partisi belediyeler üzerinde bu kumpası kurarken bir tek AKP'li belediye dahi denetlenmiyor?
"Siz onlardan hiç duydunuz mu milyarlarca liralık ayakkabı kutularında paralar sakladığını"
16 milyon insanın oyu ile seçilen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Adana sevdalısı Zeydan Karalar’ımız, Antalya'da hizmetleriyle milletle kucaklaşan Muhittin Böcek’imizi ve diğer ilçe belediye başkanlarımızı içeri alıyorsunuz. Daha yargılamadığınız halde, suçlu bulunmadıkları halde, hukuken onların beraat etmesi gerektiği halde, onlara 4 gün hatta 5 gün boyunca neden işkence ettiniz? Yandaş medyanızdan aslı olmayan iftiralar atarak neden kamuoyu yaratmaya çalıştınız? Neden onların hakkını ve hukukunu gözetmediniz? Onların da aileleri var. Onların da çocukları var. Onların da hayatları var. Onların da Türkiye için hayalleri var. Siz onlardan hiç duydunuz mu milyarlarca liralık ayakkabı kutularında paralar sakladığını? Peki şimdi soruyoruz; başarabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Türk milleti sizin gibi zulmedenleri çok gördü. Türk milleti sizin gibi halkına karşı olanları da çok gördü. Asla yılmadı, yılmayacak. Çünkü bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün ve onun kurduğu Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve onlara inanan Türk milletinin bir tek neferi dahi kalsa bu zulümle bu darbe anlayışıyla mücadele edecek.
Bu doğrultuda Cumhuriyet Halk Partisi içeride tutuklu değil tutsak bulunan Sayın Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanımızın bilgileri doğrultusunda genel başkanımızın Cumhuriyet Halk Partisi'nde MYK'sı ile ve Parti Meclisi ile yaptığı çalışmalar doğrultusunda Cumhurbaşkanlığı Ofisi'ni Ankara’da açmıştır. İstanbul'da da olacaktır. Ancak Cumhurbaşkanlığı Ofisimiz sadece İstanbul'da ve Ankara'da değil, Türkiye'deki bütün örgütlerimizde, tüm bileşenlerimizle birlikte Türkiye'nin bütün yerlerinde mücadele etmeye kararlıdır.
Bizim için tek bir hedef var; iktidar. Bizim için tek bir hedef var; zindandaki arkadaşlarımızı milletimizle kucaklaştırmak. Bizim için tek bir hedef var; milletimizin tekrar zengin, müreffeh ve refah içerisinde yaşamına dönüştürmek. Hukuk ve adalet sistemini tekrar Türkiye'ye yerleştirmek. Güvenilir bir ülke olarak milletimizi dünyayla barış içerisinde entegre etmek.”
Yorumlar
Kalan Karakter: