CHP’nin “İkinci Yüzyılda Değişim Kurultayı” başlıklı 20’nci Olağanüstü Tüzük Kurultayı kapsamında üçüncü günde gerçekleştirilen “Küresel Gelişmeler Işığında Program Çalışmaları” toplantısına katılan Sosyalist Enternasyonal Komitesi, "Ankara Deklarasyonu"nu duyurdu.
Söz konusu deklarasyon, kurultay delegeleri tarafından kurultayın kapanışında oylanacak.
"Küresel sorunları ulusal çözümlere bağlamak, geleceğin partisini tasarlamak" başlıklı Ankara Deklarasyonu şöyle:
"Demokrasilerimizi, değerlerimizi, kazanımlarımızı ve geleceğin sınamalarıyla mücadelede çok taraflı işbirliğini baltalamaya çalışan uluslararası aşırı sağ ve yükselen otoriterlik karşısında ileriye doğru bir hamle yapmalıyız. Artan eşitsizliklerin yükünü taşıyan savunmasız ve dezavantajlı kesimlere, yüzyıllar süren mücadeleler sonucunda elde ettikleri haklarına karşı bir gerileme yaşayan kadınlara, teknolojik devrim tarafından geride bırakıldıklarını hisseden bireylere, düşmanca bir ortamda başarılı olmak için çabalayan gençlere ulaşmamız gerekiyor.
İktidara giden yolu açmak için yanlış bilgilendirme, dijital propaganda, botlar ve korku siyasetini kullanıyorlar. Tabandan gelen hareketlerle bağlantı kurarak, programlarımızı ve kelime dağarcığımızı yarının dünyasına uyarlayarak, fikir savaşını kazanarak, fark yaratan politikalar uygulayarak ve öngörüyle yasama çalışmaları yaparak yanıt verebiliriz.
Aşırı sağ ve otoriter hükümetler insanların korkularından ve hüsranlarından besleniyor. Vatandaşlarımızın bazılarının komplo teorilerine inanmaya eğilimli olmalarının bir nedeni de, günlük yaşamlarını etkileyen faktörlerin birçoğunun herhangi bir ülkenin kontrolü dışında görünmesi nedeniyle kaderlerini değiştirme konusunda kendilerini güçsüz hissetmeleridir.
Bu nedenle, küreseli bölgesele ve ulusala bağlamalıyız. Günümüz dünyasının karmaşıklığını anladığımızı ve buna uygun çözümler getirebileceğimizi kanıtlamamız gerekiyor.
Hızla gelişen küreselleşmiş bir dünyada vatandaşlar, sınırları aşan sorunların sonuçlarını giderek daha fazla deneyimliyor. İklim değişikliği günlük hayatımızda görünür bir hal alıyor ve son COVID-19 salgını dünyayı üç yıldan fazla bir süre felç etmiştir. Bu zorluklar sadece çevreyi ve refahımızı etkilemekle kalmıyor, aynı zamanda yoksulluğu artırarak en savunmasız kesimlerin yanı sıra orta sınıfın da hayatını kötüleştirerek önemli ekonomik ve sosyal sonuçlar yaratıyor.
Birleşmiş Milletler, bu yılki Genel Kurul'da Gelecek için Pakt'ın lansmanını yaparak, insanlığa yönelik varoluşsal risklerin kapsamını vurgulamayı ve yönümüzü değiştirmediğimiz takdirde bunun gelecek nesiller için ne kadar büyük bir felaket olabileceğini göstermeyi amaçlamaktadır. Aynı zamanda bilgi, bilim, teknoloji ve inovasyon alanlarındaki ilerlemelerin daha iyi ve sürdürülebilir bir gelecek için atılımlar sağlayabileceği konusunda farkındalık yaratıyorlar -eğer gerekli yasal, kurumsal ve toplumsal değişiklikleri yapma konusunda bir adım önde olmayı başarabilirsek, çünkü gelecek zaten burada.
Kuşkusuz, birbiriyle bağlantılı sorunlarımız, uluslararası işbirliğine yönelik yenilenmiş bir kararlılık gerektirmektedir. Ancak bu kararlılık aynı zamanda ulusal ve bölgesel politikalarımıza ve dolayısıyla siyasi parti programlarımıza da yansıtılmalıdır. Sosyalist Enternasyonal, bu konuda katılımcı bir tartışma süreci başlatmak ve iyi uygulamaların paylaşılmasını teşvik etmek amacıyla, Türkiye'deki üye partimiz CHP'nin olağanüstü parti kongresi çerçevesinde ev sahipliğini üstlendiği “Küresel ve Ulusal Sorunlara İlerici Yanıtlar" konulu özel bir komite oluşturmuştur.
Kuşkusuz, her ülkenin farklı ulusal, ekonomik ve sosyal koşullarını göz önünde bulundurmalıyız. Ancak geniş bir düşünce laboratuvarı olarak, yaratıcı alternatifler üretmeli ve tüm üyelerimiz ve toplumun geneli tarafından anlaşılabilecek bir küresel bilinç geliştirme ihtiyacı konusunda farkındalık yaratmalıyız.
Yorumlar
Kalan Karakter: