CHP üzerine düşünceler (1)
Yayınlanma :
12.11.2012 15:25


Değerli Dostlar, CHP
üzerine düşünceler başlığı altında yazacaklarım bir nevi kendi kendime
konuşmalar ya da aforizmalar olarak değerlendirilebilir.
CHP Türkiye’nin mevcut
siyasi partileri içindeki en eski ve köklü partisidir.
Geleneksel köklerinden
gelen gücü ve oy tabanı, onu Türkiye’nin önemli ve asla ihmal edilemeyecek siyasi örgütü
olarak siyasi hayatımızın merkezine haşmetli bir heykel gibi oturtmaktadır.
Kurucusu ve ilk Genel Başkanı Mustafa Kemal’in kazandırdığı siyasi
hegemonya; her koşulda kendisini tekrar üretmesine ve toplumsal meşruiyetini
yaygınlaştırmasına olanak sağlamaktadır.
Bu köklü ve zengin tarihi
miras Cumhuriyet Halk Partisi’nin hem gücü hem de tehdidi olarak onun siyasi
rotasını
belirlemesinde rol oynamaktadır.
Köklü ve zengin tarihte; Amasya
Tamimi’ni, Erzurum ve Sivas Kongrelerini, Milli Kurtuluş Savaşı’nı, 1’inci
Meclisi, Cumhuriyetin ilanını, Lozan Anlaşması’nı, Şark Islahat Planı’nı, İskân
Kanunu’nu, Tunceli Kanunu’nu, Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Hakkı Kanunu’nu,
Sendikalar Kanunu’nu, Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu’nu, 12 Mart ve
12 Eylül Cuntalarına direnişleri, Kürt sorununa dair raporları, 1 Mart teskeresinin
reddini görebilirsiniz.
Cumhuriyet mitinglerini
de görebilirsiniz, 1 Mayıs’ları ve Tekel işçileri ile dayanışmayı da.
Darbelere açık net karşı duruşları
da görebilirsiniz, “sizin koruyamadığınız Cumhuriyeti biz koruyoruz”u
da.
Evrensel Sosyal Demokrasiyi
de görebilirsiniz, geleneksel içe dönük siyaset özlemlerini de.
Yeni Anayasa için ısrarlı gayretleri de
görebilirsiniz, o komisyondan derhal çekilmeliyizleri de.
Uludere de vatandaşın yanında
durmayı da görebilirsiniz, “bazen analar ağlar” ı da.
Asimilasyon suçtur “devlet
etnik kör olmalıdır” ı da görebilirsiniz, vatandaşlığı etnik kimlik üzerinden tanımlamayı
da.
Köklerinden ve tarihinden
gelen gücü ve tehdidi; bu örneklemelerdeki pozisyonların derinliklerinde
saklı olan kodları çözerek anlayabilmek mümkündür ancak.
Bu kodları çözmeye teşne,
meraklı yazar, gazeteci ve siyasetçi var olduğu sürece CHP hakkında yazılanlar
da bitmeyecektir.
Kendisi ile hiçbir yakınlığı olmayan düşünce
sahipleri tarafından bile bu kadar çok eleştirilmiş bir siyasi partinin gücünün
ve etkinliğinin de bir anlamda kabulüdür bu.
Şimdi bu köklü ve büyük
örgüt, Sayın Kılıçdaroğlu liderliğinde yeni bir yolda ilerlemektedir.
Yeni CHP kavramının parti içindeki
birçok yoldaş tarafından kabul görmemesi, sevilmemesi ve kullanılmaması partinin
yeni liderliğinin yenileşme hedefinden vazgeçmesini sağlayacak kuvvetli bir
etki yaratamamaktadır.
“Sel gider kum kalır” istiaresinin bile temenniden öteye geçemeyeceği
anlaşılmıştır.
Hal böyle ise yapılması gereken parti
içi demokrasiyi genişleterek, partinin tüm değerlerini sürece katarak “yeni”nin
altını birlikte doldurmak değil midir?
Partinin entelektüel
birikimini dinamikleştirerek ortak akılla iktidar yolunu aramak makul ve
ihtiyacımız olan değil midir?
Büyük yeni fikirlerin yaratacağı örgütsel
motivasyona parti örgütlerinin ne kadar ihtiyaçları olduğunu anlamak için
müneccim olmaya gerek yok.
ÖRGÜTLERİ DİNLEMEK YETER.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: