Önceki yıllarda herkesin beraberlik içinde kutladığı fakat
hükümetin belirli alanlar dışında bu kutlamaların yapılmasını yasaklaması ve
anıtlara çelenk koymayı engellemesinin üzerine yaşanan gerilim İzmir'deki 29
Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarına da damgasını vurdu. CHP İzmir
Milletvekilleri Mustafa Moroğlu, Musa Çam, Alaaddin Yüksel, Hülya Güven ile CHP
İzmir İl Başkanı Ali Engin Cumhuriyet Meydanı'ndaki törenler öncesinde yapılan
uygulamanın kanunsuz olduğunu belirtti. Ankara'daki yürüyüşe katılmak için
İzmir'den hareket edecek yaklaşık 10 otobüsün polis zoruyla otoparka çekilip,
sudan sebeplerle cezalar yazıldığını anlatan Moroğlu, “Burada vatandaşlarımız
saatlerce aç, susuz otobüslerin içinde tutulmuştur. Araçların tüm evraklarının
tam olmasına karşın seyahat etmesine izni verilmedi. Yaşanılan bu olayın
sorumluları bulununcaya kadar resmi törenlere katılmayacağız” dedi.

Dün akşamdan beri herkesin tanık olduğu bir biçimde İzmir’i
yönettiğini iddia eden yöneticilere yakışmayan tutumlarla karşılaştıklarını
açıklayan Moroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugüne kadar ülkemizde
uykularımızı kaçıran çok baskılarla karşılaştık. Ama dün akşam saat 03.00’a
kadar Emniyet Müdürü’nün, İçişleri Bakanlığı’ndan yada Başbakan’dan aldığı
emirlerle seyahat özgürlüğümüzü engellemek isteyen güvenlik güçlerinin
uygulamalarına maruz kaldık. Saat 03.00’e kadar uykusuz kaldık. Sabaha kadar
İzmir ve memleketimizin ne halde yönetildiğini görerek uykularımız kaçtı.
Bugüne kadar hiçbir yolcu otobüsünde ceset torbası yok diye yolcuların seyahat
hakkı engellenmedi. Araçların tüm evrakları tamam olmasına rağmen araçlar gasp
edildi ve kaçırıldı. Bunu bir suç duyurusu olarak takip edeceğiz. Araçlarımız 2
-3 saat kaçırıldı ve geriye gelmedi. İzmir Valiliğinin ve Emniyet Müdürlüğü'nün
, ‘Bu emri İçişleri Bakanı ve Başbakan verdi’ deyip bunu yiğitçe açıklamasını
bekliyoruz. Bu emri biz vermedik diyorlarsa bu işlemi yapan polis ve komiserler
hakkında işlem yapmasını talep ediyoruz.’’
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel de yaşananlar üzerine
ise dün gece İzmir Valisi Cahit Kıraç ve İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay ile gece
02:00'ye kadar defalarca konuştuklarını vurgulayarak, “Hiçbir problem yok
denmesine rağmen otobüslerin kentten çıkışına izin verilmedi. Bize önce
'Otobüslerin ferdi kaza sigortası yok' denildi. Sonra otobüsler birer polis
eşliğinde uzak ilçelere götürüldü. Emniyet müdürüne otobüsleri kaçırdığı, bizim
seyahat hakkımızı engellediği için kendisini dava edeceğimi söyledim. Emniyet
Müdürü ve Vali Bey bizimle dalga geçtiler, resmen alay ettiler” şeklinde
konuştu. Yaşanılan sıkıntıyla ilgili bir toplantı yapacaklarını kaydeden
Yüksel, bu görüşmenin ardından alınacak karara göre sorumlular hakkında suç
duyurusunda bulunabileceklerini de sözlerine ekledi.
Basın açıklamasının ardından Cumhuriyet Bayramı törenlerinin
yapıldığı alana gidip, protokoldeki yerlerine oturan CHP milletvekilleri, İzmir
Valisi Cahit Kıraç'ın gelmesiyle protokoldeki yerlerini terk etti. Protokol
sıralarından ayrıylırken milletvekillerinin Vali Kıraç'a yönelik “Emniyet
Müdürü otobüslerimize el koydu. Siz de artık hükümetin değil Cumhuriyet'in
Valyisi olun. Bu işin sorumlularını bulana kadar da resmi törenlere
katılmayacağız” dediği duyuldu. Protokoldeki yerlerini boşaltan milletvekilleri
daha sonra geçit törenini izlemek üzere vatandaşların bulunduğu alana gitti. Bu
arada polis, kurduğu bariyerlerle sabah erken saatlerde alana gelen
vatandaşların Cumhuriyet Meydanı'ndaki
tören alanına girmelerini engelledi. Vatandaşlarla polis arasında yaşanan
tartışmalar üzerine olay yerine giden CHP Milletvekilleri polisin koyduğu
bariyerleri kaldırtarak vatandaşların tören alanına girmesini sağladı.
İzmir Valisi Cahit Kıraç yaptığı konuşmada ise yaşananlara
hiç değinmedi. Son dönemlerde yaşanan terör saldırıları ve ülkemizi hedef alan
girişimler sonucunda önemli günlerin daha buruk yaşandığının altını çizen Vali
Kıraç, yaşanan acı olayların tüm yurtta aynı yankıyı bulduğunu sözlerine
ekledi. Türkiye'nin bölgesinde daha önemli bir konuma geldiğinin altını çizen
Vali Kıraç, “Türkiye'de 1923 yılında büyük çoğunluğu kırsalda ilkel koşullarda
üretim yapılırken, bugün dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri haline geldik.
Köklü, büyük, çağdaş yapısıyla birçok ülkeye model olmaya devam ediyoruz.
Türkiye'nin gelişmesi İzmir'in de ilerlemesine katkı sağlıyor. İzmir'in yaşam
kalitesini yükseltmek için çabalarımızdan biri de EXPO2020 adaylığı. Bu
projenin hayata geçmesiyle 30-40 milyarlık yatarım EXPO ile kente gelecek ve
imajımız değişecektir” dedi. Kıraç'ın konuşmasının ardından başlayan resgi
geçit törenlerine İzmirliler de hep birlikte coşku içinde eşlik etti.
Yorumlar
Kalan Karakter: