İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu, Ege Çağdaş Eğitim Vakfı (EÇEV)’in geleneksel ‘Kültür
Sohbetleri’nin konuğu oldu. Kente ve kentliye bakışlarını EÇEV gönüllüleriyle
paylaşan Başkan Kocaoğlu, halk arasında Bütünşehir Yasası olarak bilinen “Büyükşehir Belediyesi Kanunu
ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun”a ilişkin görüşlerini de açıkladı.
Başka ilçelere bağlanan
bazı belediyeler ile kapatılacak belde belediyelerinde yapılan halk
oylamalarında red kararı çıktığını hatırlatan İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı, “Aslında bu kararın anayasal olarak da anlamı büyük, Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi’ne müracaat edilince de anlamı büyük. Gözardı edilecek bir konu değil
gibi görüyorum ama sonuçta ne olur bilemiyorum. Yasanın her tarafının Anayasa
Mahkemesi tarafından bozulacağı kanaatinde değilim. Yasanın belli maddelerinin
bozulması söz konusu olabilir” diye konuştu.

Bu ülke yerelden kalkınır
Yasanın iyi ve kötü
yanları olduğuna değinen Başkan, “İyi yanı, planlamanın tek elden yönetilmesi.
Kentin geleceği açısından, doğru planlanması açısından, donanımlı ekipler
tarafından yapılması anlamında doğru bir iş. Planlamanın süzgeçten geçirilmesi
anlamında en az 40-50 yıl geç bile kalmış bir projedir. Ama geçmişten bu yana
artarak devam eden bir yanlış var: Yerelleşiyoruz diyerek, yerel yönetimlere
görev verip ama yetki vermeyip, son imza yetkisini İçişleri Bakanlığı’na ve
Bakanlar Kurulu’na veriyor. Bu kanun da, Vali’nin veya Yardımcısı’nın
başkanlığında kurulacak olan bir izleme kurulunda, Büyükşehir Belediyesi’nin
yatırımı ve stratejisinin belirleneceğini söylüyor. Ben bu kentte 45 yıldır
yaşıyorum. 9 yıldır da belediye başkanı olarak Büyükşehir Belediyesi ekibiyle
birlikte çaba gösteriyorum, çalışıyorum. Yine de bu kenti henüz tam anlamıyla
tanıdığımı söyleyemem. Bunu 5 yıllık gelen Vali’nin, 3 yıllık gelen Vali
Yardımcısı’nın yönetmesi, karar vermesi mümkün mü? Bu demokrasinin değil,
Demoklas’in kılıcıdır” dedi.
Başkan Kocaoğlu, yetkilerin
merkezi hükümette toplanacağını belirterek şöyle devam etti:
“İstediğime veririm,
istediğime vermem; istediğimi yaparım, istediğimi yapmam diye bir yasal
düzenleme hazırlayan bir yapıyla karşı karşıyayız. Sadece bugünkü değil, hiçbir
hükümet yetkisini yerel yönetimlerle paylaşmak istemez. Bir de belediye
başkanlarına güçlü oldukları için başka gözle bakılır. Onun bir çok nedenleri
vardır. Belediye başkanları partilerde biraz aykırı görünür. Çünkü çalışır,
üretir, halka direk ilişki kurar. Genel kabul gören belediye başkanı, kendi
bölgesinde bir güçtür. Başka türlü olmaz, çünkü zaten öbür türlü seçim
kazanamaz. Benim şahsi görüşüm; bu ülkeye demokrasi yerleşecekse yerelden
yerleşir. Bu ülke, kent kalkınacaksa, yerelden kalkınır. Merkezi hükümetler de,
yerel yönetimlerin yol haritalarını dikkate alırlarsa kenti kalkındırabilirler.”
Hazırlıklıyız
Bütünşehir Yasası’nın
oylara yansımasını da değerlendiren Başkan Kocaoğlu, “İzmir’in oylarında bir
sıkıntı söz konusu değil. Hatta yeni kanun, bizi daha da olumlu etkiyecektir
diye düşünüyorum. Kırsaldaki çalışmalarımız, tarım politikalarımız ve çevre
yatırımlarımızla Türkiye’de başı çekiyoruz. Biz 2009 yılında tarımla uğraşan
yerlerden açık ara birinci parti çıktık. Yeni bağlananlarla birlikte bunu
sürdüreceğimize inanıyoruz. Göstergeler böyle. Hizmet alanımız büyüdü. Göreve
başladığımızda 111 bin hektar kent merkezi arazimiz vardı. Sonra Büyükşehir
Yasası’yla 550 bin hektar oldu. Şimdi ise iki misli daha büyüyor. Biz bir
deprem daha geçireceğiz ama hazırlıklıyız. Ekibimiz var, kredi ve kaynak
sorunumuz da yok. Diğer beldeleri de rahatlıkla kucaklayacağız. Bir problem
yok. Faydası var, zararı yok diyebiliriz” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: