

Sosyal
medyanın hayatımızın içine bu kadar girmesi, normal olarak birtakım
değişiklikleri de beraberinde getirdi. Görselliği ön plana çıkaran net
mesajların iletilmesi, yayılması kolaylaştı. Eskisi kadar net bir siyasi çizgi
yok artık. Siyasi partiler ya da liderler çok net siyasi söylem değişiklikleri
yapıp bunu da kabul ettirebiliyorlar. Tabi bazen olanı biteni izleyen bizlerin
ağzı açık kalabiliyor, tıpkı en son iktidar partisinin reklamında olduğu gibi.
Bu seçim
kampanyaları da önümüzdeki süreçle ilgili önemli ipuçlarını da içinde
barındırıyor. Ülkedeki son gelişmeler görüşlerimizi destekler nitelikte. RTE
okyanus ötesinin artık kendisinden vazgeçtiğini anlamış durumda. Son birkaç
yıldaki tavırları ile ben tek başıma da istediğimi yaparım diyordu. Üst üste
gelen olaylar karşısında paniğe kapıldı. Bana kalırsa şu anki durum RTE'nin “Tamam, bir süre daha birlikte devam
edelim” teklifine, ABD'nin vereceği cevaba bağlı.
Yayınlanan
tapelere karşı RTE'nin hamlesi hızlı bir şekilde Ergenekon sanıklarını serbest
bırakmak oldu. 30 Marttaki seçimlerden istediği sonuçla çıkabilirse pazarlık
masasına eli güçlü oturabilir ve bir süre daha RTE'li AKP ülkedeki iktidarını
ABD desteği ile sürdürebilir.
RTE ilk
defa arkasında bir rüzgar olmadan seçime gidiyor.
Peki, durum
böyle olmasa ne olur? Mesaj, bir şekilde bu yolla sensiz devam edeceğiz
şeklinde olursa ne olur? İpuçları seçim kampanyalarında, meydanlarda
demeçlerde, RTE hızlı bir şekilde ulusalcılığa doğru yol alıyor. Rusya ile
temaslar sıklaştı. Dünyada güç dengeleri şekillenirken, RTE ülkede İran tarzı
bir ulus devlet modellemesini geliştirmeye, Rusya, İran, Çin ile birlikte
Amerikan karşıtı bir cephede bulunmakla, masadaki kartları gördüğünü fark
ettiriyor.
Peki, bu
kadar kolay mı?
Bir anda
“Bunlar kötü, ben iyiyim hep de öyle oldum” demek kolay mı?
Sen bu
ülkeyi on iki yıl Cemaat ve ABD ile birlikte yöneteceksin, ama yok
bunlar kötü, diyebileceksin?
Demokrasiden,
özgürlüklerden, vesayeti kaldırmaktan bahsedeceksin, otorite de önemli
diyebileceksin?
İlkeden, duruştan, ezilenden, dar gelirliden bahsedeceksin,
ama bakın sizin için hiç bir şey yapmamışım, artık yapacağım, diyebileceksin?
Ben yaptım
oldu, zenginleştim, kutu kutu paraları aldım, hukuku hiçe saydım ama hepsini
sizin iyiliğiniz için yaptım ey halkım, diyebilecek misin?
Demokrasi,
katılımcılık çok önemli kavramlar. Bugün en ileri medeniyet seviyesini
bunu iyi uygulayanlar yakalamış durumda. Siyasi demokrasilerde ise partiler
duruşları ve temsil ettikleri ideolojilerle var olurlar. AKP almış olduğu
destek ile her görüşten bir şeyler barındırarak Türkiye'deki algıları
değiştirdi. Sanki böyle yapmak her görüşten bir şey barındırmak doğruymuş gibi
bir hava oluştu. Ne demokrasi budur, ne de uzlaşma kültürü. Gelinen nokta
ortada her rengi barındıran AKP kendi otoritesine ve zenginliğine yöneldi.
Öyle sert
bir söylem değişikliği ile cemaatle bir olup esir aldıklarını bırakmak,
İstiklal marşı ve Bayrağa sığınarak reklamlar yaptırmak, “Ben bir kere daha değiştim, ey halkım” nutukları atmak, bunların
hiçbirisi tutmaz. “Bu ülkenin dar
gelirli insanları ben ne dersem inanır nasıl olsa” DİYEMEYECEKSİN!
Tek parti
algısı hızla zayıflayacak, istikrar kaybolmasın korkusu ile insanları
kandıranlar artık tasfiye olacak. Asıl önemli olan siyasi yelpazenin nasıl
şekilleneceği. Her rengi içinde barındırmak ve bu şekilde AKP’ye alternatif
olmak doğru değil. Demokrasiye ihtiyacımız var, siyasi partilerin net
çizgilerini korumalarına ihtiyacımız var. Barajın düşürülmesine, fikirlerin
gerçekten temsil edilmesine, uzlaşmadan doğan bir kültüre ihtiyacımız var. Ve
Türkiye'nin bunu başaracak birikimi de var.
NOT: Dün uzun bir yürüyüş yaparak ülkeyi, partileri
ve gündemi değerlendirdiğim değerli bir abime, dostuma buradan selam olsun.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: