Dünya Prematüre Günü, Farkındalığı Artırıyor

Coşar, Dünya Prematüre Günü'nde erken doğan bebekler ile ailelerinin ihtiyaçlarına dikkat çekmek için çeşitli etkinlikler düzenlendiğini ve konunun gündeme taşındığını dile getirdi.

Erken doğumda bebeklerin akciğerleri yeterince gelişmemiş olduğu için solunum sorunları yaşadıklarını ve solunum cihazı desteğine ihtiyaç duyduğu bilgisini veren Dr. Hese Coşar, “Prematüre bebekler, solunum yetersizliği, sindirim sisteminin gelişmemiş olması, beyin kanaması, kalp ve dolaşım yetersizliği ve bağışıklık sisteminin yetersizliğinden kaynaklanan çeşitli riskler altında” diye konuştu.

Türkiye'de Bebeklerin Yüzde 10'u Prematüre Doğuyor

Normal doğumun, annenin son adet tarihinin ilk gününden itibaren hesaplandığında 40 haftada gerçekleştiğini hatırlatan Dr. Hese Coşar, “Erken doğum (prematürite), son adet tarihinden itibaren 37 hafta, yani yaklaşık 8,5 aylık süreden önce gerçekleşen doğumlardır ve bu şekilde doğan bebekler, prematüre bebek olarak nitelendirilirler. Ülkemizde her yıl yaklaşık 1.4 milyon bebek doğuyor ve bunların % 10’u prematüre olarak dünyaya geliyor. Ülkelerin gelişmişlik düzeylerinin en önemli göstergelerinden biri yenidoğan ölüm oranlarıdır. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de prematüreliğe bağlı yenidoğan ölümleri ilk sırayı alıyor” ifadesini kullandı.

Anne Sütü Prematüre Bebekler İçin Önemli

Prematüre bebeklerin, uzun dönemde solunum sistemi, görme, işitme, hareket, dikkat dağınıklığı ve okul sürecinde öğrenme güçlükleri ile karşılaşabildiğini belirten Coşar sözlerini şöyle sürdürdü “Bu nedenle prematüre bebeklerin doğumlarından itibaren takip ve bakımları titizlikle yapılmalıdır. Zamanında doğan bebekler gibi prematüre bebeklerin beslenmesinde bebek için en uygun besin anne sütüdür. Prematüre bebeğin erken dönemde beslenme sondası yardımıyla anne sütüyle beslenmeye başlaması sindirim sisteminin gelişmesini sağlar. Anne göğsünden anne sütü almaları uzun ve sabır gerektiren bir süreç gerektirebilir. Öncelikle prematüre doğum sebeplerini azaltmaya çalışmak gerekir”