

milyon, Türkiye'de 10 milyon engelli olduğu tahmin ediliyormuş. Türkiye
nüfusuna göre çok yüksek bir sayı. Türkiye'de engelli nüfusta kadınlar ilk
sırada yer alırken özür grupları sıralamasında ortopedik engelliler birinci
sırada.
Türkiye
nüfusunun yüzde 12 sini engellilerin oluşturduğu ve her gün çeşitli
hastalık ve kazalar nedeniyle yüzlerce kişinin de engelli durumuna düştüğünü
görürsek bu konuya toplum olarak ne kadar duyarlı davranmamız gerektiğini göz
ardı etmememiz gerekmektedir.
Ülkemizde engellilerin
yüzde 90'ının istihdam dışıdır. Engelliler yardıma muhtaç, zorunlu ev
hapsi hayatı sürmektedir. Engellilerin yaşamının her anında negatif ayrımcılığa
uğramakta, ulaşım, erişim, eğitim öğretim haklarından yararlanamamakta ve
sosyal yaşama katılmamakta ve hayatlarını birilerine bağlı olarak devam
ettirmektedirler.
Kamusal
alanların binaların ve toplu ulaşım araçlarının engellilerin kullanımına
uygun hale getirilmesi için verilen sürenin Temmuz ayında dolmuş fakat yasada
yaptırım içeren cezai hüküm olmadığından yerel yönetimler ve kamu kurumları
konuya duyarsız kalmışlar ya da göstermelik düzenlemelerle adeta yasak savmış
ve daha büyük engeller oluşturmuşlardır.
Benim yerel
yöneticilere veya kamu yöneticilerine bir önerim var. Gelin bir tekerlekli sandalye veya bir beyaz bastonla veya koltuk değneği ile yarım gün geçirin. Sokaklarda
bakın, yaşam ne kadar zor bu gün engel olarak karşınıza çıkmayan ayrıntıların
ne büyük dağlar olduğunu göreceksiniz ve bu empati sayesinde sorunlara daha
duyarlı olacaksınız. Yoksa engelliler gününde cilalı laflarla güzel salonlarda
yapılan toplantılarla veya engelli kardeşlerimizi makam odalarımızda kabulle bu
işler olmuyor.
Engeli kardeşlerimizle sık sık yaptığım sohbetlerde özellkle "Peki
toplumdan beklentiniz ne?" sorusunu sordum. Aldığım cevaplar özetle şunlar oldu;
-Sadaka değil İŞ,
-Kamusal alanlarda, binalarda, araçlarda
güvenli, engelsiz bir yaşam,
-Ayrımcılığa karşı toplumu bilgilenmesi,
-Yaşamın her anında eşitlik,
-Eğitimin önündeki tüm engellerin
kaldırılması,
-Nitelikli eğitim,
-Sosyal yaşama katılabilmek,
Üstat Necip
Fazıl Kısakürek’ten bir söz ile yazıma son vermek istiyorum;
“Ayağın taşa
takıldığında ''Allah kahretsin'' bile dememelisin, dua etmelisin ki taşa
takılan bir ayağın var.''
Engelsiz
bir TÜRKİYE için hepimiz engelleri kaldıralım.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: