"Fetret Devri" ve "Erdoğan Sonrası": Gazeteciler Öztürk ve Nesin Yorumladı

Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, bir YouTube yayınında yaptıkları gündem değerlendirmesinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Fetret Devri" çıkışının arka planını ve "Erdoğan sonrası" senaryolarını analiz etti. İkili, Türkiye'deki siyasi partilerin iç demokrasi krizini de masaya yatırdı.
Gazeteciler Serdar Öztürk ve Ahmet Nesin, YouTube kanalı üzerinden yaptıkları programda Türkiye'nin "karışık süreç" olarak tanımladıkları siyasi gündemini değerlendirdi. Serdar Öztürk, "Her konu şu anda gündemde tartışılıyor. Erdoğan'ın sözleri de tartışılıyor... Siyasi partiler ayrı tartışılıyor... Bu bir karışık süreç" diyerek mevcut siyasi atmosferi özetledi.
"Fetret Devri" ve "Erdoğan Sonrası" Tartışmaları
Programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Fetret Devri" benzetmesi öne çıkan başlık oldu.
Ahmet Nesin, bu ifadenin sadece İstanbul Belediyesi'ne yönelik olmadığını, asıl hedefin "Erdoğan sonrası AKP" tartışmaları olduğunu savundu. Nesin, "Ben Fetret Devri'ne İstanbul Belediyesi için söylediğini zannetmiyorum. Orayı ima ederek söyledi ama... bugünlerde Erdoğan sonrası AKP çok tartışılmaya başlanmadı mı?" dedi.
Serdar Öztürk de bu konunun son 20 gün ila 1 aydır Ankara kulislerinde yoğun bir şekilde konuşulduğunu doğruladı. Öztürk, "Erdoğan'ın buna çok kızdığını söylemiştim. O Kulis bilgisi aslında bu fetret devri konuşmasıyla Erdoğan'ın ne kadar kızgın olduğunun da biraz delili. Çünkü çok ciddi bir içerde böyle bir tartışma yürüdüğü aşikar" ifadelerini kullandı. Öztürk, bu tartışmadan iktidar ortağı MHP'nin de şikayetçi olduğunu ve olaya "ucundan kıyısından bulaştığını" düşündüğünü belirtti.
Dört Adaylı "Fetret Devri" Analiz: "İki Damat, Bir Evlat"
Ahmet Nesin, tarihi "Fetret Devri"ne (Osmanlı'da 11-13 yıl süren taht kavgaları) atıfta bulunarak, o dönemde dört şehzadenin birbiriyle savaştığını ve sonunda Çelebi Mehmet'in (1. Mehmet) devleti yeniden kurduğunu hatırlattı.
Nesin, güncel durumu bu analoji üzerinden okuyarak şöyle dedi:
"Şimdi Hakan Fidan dışında Erdoğan sonrasında kimleri tartışıyoruz biz? İki damat bir evlat... Sayı aynı. Şimdi bak iki damat bir evlat bir Hakan Fidan sayı dört kardeş. Çünkü Hakan Fidan da manevi oğlu gibi büyüdü orada."
Nesin, ailenin "delisi" olarak nitelediği Burak Erdoğan'ın ise bu denklemin dışında olduğunu ve "alayınızı ifşa ederim" tehdidiyle bir kenarda durduğunu, potansiyel "1. Mehmet" olabileceğini iddia etti.
Fidan'a Karşı Albayrak Güçleniyor mu?
Serdar Öztürk, bu dört adayın yanı sıra Süleyman Soylu ve Hulusi Akar'ın da isimlerinin geçtiğini ancak edindiği kulis bilgilerine göre bu iki ismin "büyük damada" karşı Hakan Fidan'ın arkasında "mecburen" durduklarını söyledi.
Öztürk, "küçük damadın" (Selçuk Bayraktar) siyasete girip girmeyeceğinden emin olmadığını, ancak "büyük damadın" (Berat Albayrak) "siyasetten kendince alacağı" olduğunu belirtti. Albayrak'ın istifa sürecini hatırlatan Öztürk, babası Sadık Albayrak'ın Erdoğan ile olan eski dostluğu üzerinden ilişkinin devam ettiğini savundu.
Öztürk, geçtiğimiz hafta yapılan üst düzey bürokrat atamalarında "büyük damadın" Hakan Fidan'a karşı "2-1" üstünlük sağladığını iddia etti. RTÜK Başkanı'nın Telekom'un başına getirilmesi ve Siber Güvenlik atamaları gibi kararların "Erdoğan ikna edilerek büyük damat tarafından yapıldığını" ve Fidan'ın gücünün azaltılmaya çalışıldığını belirtti. Öztürk, buna paralel olarak Bilal Erdoğan'ın "veliaht" gibi gösterildiği sosyal medya paylaşımlarının arttığına dikkat çekti.
Öztürk, Erdoğan'ın "Fetret Devri" çıkışını, "kızım sana söylüyorum gelinim sen anla" sözüyle açıklayarak, bunun "kendisinin olduğu yerde başkasının tartışılmasından rahatsız" olduğunu gösteren hesaplanmış bir mesaj olduğunu savundu.
Siyasi Partilerde "Demokrasi Virüsü"
Yayında, Türkiye'deki siyasi partilerin iç işleyişi de eleştirildi. Ahmet Nesin, "Türkiye'de demokrasiyi savunan bir başbakan gördün mü? Buna Ecevit dahil" sorusunu ortaya attı.
Serdar Öztürk ise "demokrasiden ne anladıkları önemli... herkes demokrat olarak tanımlıyor kendini. Kimisi muhafazakar demokrat" yanıtını verdi.
Nesin, "CHP'de kaç tane sosyal demokrat vardır? 10 kişi sayabilir miyiz?" diyerek eleştirisini sürdürdü.
Öztürk, bu sorunun sadece CHP ile sınırlı olmadığını, "tabanla millet meclisinin aynı olmadığını" ve bunun bütün partiler için geçerli olduğunu söyledi. Özellikle Özal'dan sonra siyasete "biat kültürü" yerleştiğini belirten Öztürk, durumu şöyle açıkladı:
"Zaten kendisini sağda diye tanımlayan siyasi partilerde bu hiç yok... Orada bir lidere inanmışlık var... Bu virüs sosyal demokrat ve sol partilere de sıçradı. Bu siyasi partiler kanundan da kaynaklanıyor olabilir... Üye yapısı, mahalle delegesi, ilçe delegeleri, kurultay delegesi... Bu süreçler biraz demokratik olmayan yöntemlere kaymış durumda."
Öztürk, bu "virüsün" maalesef sosyal demokrat, sosyalist ve "kendisini komünist diye tanımlayan" partilerin içinde bile olduğunu ekledi.
Programın sonunda Serdar Öztürk, AKP'ye üç vekilin daha katılacağını ve partinin Meclis'te 400 sandalyeye ulaşmasına 14 vekil kaldığı bilgisini paylaştı