FEYZİOĞLU BAHÇELİ'YE YANITI İZMİR'DEN VERDİ
Yayınlanma :
13.05.2014 23:54


Gazeteci Seda Anık'ın Bahçeli'nin sözlerinin hatırlatması
üzerine TBB Başkanı Feyzioğlu, "Bu komplo teorilerinden artık kurtulsalar
rahatlayacağız. Devlet Bahçeli'nin benimle ne alıp vermediği var. Bu sözlerinin
delili neymiş ki?" diye yanıt verdi.
ALAN ÖNERİMİZİ
BAHÇELİ KABUL ETMEDİ
Engin Alan'ın hapisten çıkarılması için kaydettikleri
girişimleri de hatırlatan Feyzioğlu, "Biz Engin Alan'ı kurtarmak için çok
mücadele verdik ve hala veriyoruz. Ancak, bizim yasa teklifimizin ucu Öcalan'la
da ilişkilenir kaygısıyla Sayın Bahçeli önerimizi kabul etmedi" şeklinde
konuştu.
Feyzioğlu, sözlerini 'Engin Alan benim için milli bir kahramandır'
diyerek tamamladı.
FEYZİOĞLU DANIŞTAY'I
ANLATTI
Danıştay'ın kuruluş yıldönümü töreninde Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan ile girdiği tartışmanın adından Türkiye'nin de gündemine oturan
Metin Feyzioğlu, “Vereceğimiz rahatsızlık son bulmadı. Biz insani hukuk demeye,
sosyal hukuk devleti demeye, ödleri de kopsa Atatürk demeye, Atatürk
milliyetçiliği demeye, 'bu milleti din istismarı yaparak ayrıştıramazsın'
demeye devam edeceğiz. Cumhuriyetin 100. Yıl Marşı'nı da birlikte yazmamız
lazım" dedi.
ALIŞMAMIŞLAR İNSAN
İÇİN HİZMET ETMEYE
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi 55. yıl tören şölen alanında,
Atatürkçü Düşünce Topluluğu üyesi olan üniversiteli gençlerle bir araya gelen
Metin Feyzioğlu'nu, büyüklerin yanı sıra ve çeşitli meslek kuruluşlarından da
çok sayıda kişi dinledi. Toplantı, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Atatürkçü
Düşünce Topluluğu Başkanı Ahmet Can Urgancı'nın açılış konuşmasıyla başladı.
İzmir Tabip Odası Başkanı Suat Kaptaner'in konuşmasının adından ise TBB Başkanı
Metin Feyzioğlu kürsüye çıktı. Katılımcıların büyük ilgi gösterdiği Metin
Feyzioğlu Danıştay'da yaşananları anlatırken şunları söyledi, “Ne yaparlarsa
yapsınlar ne kadar tehdit ederlerse etsinler. Bizim bir birimize olan sevgimizi
önlemeyecekler. Alışmamışlar insan için bir şey söylenmesine, alışmamışlar
insan için hizmet etmeye. Ne dersen 'siyaset yapıyor' diyorlar. Bunları
söylemekse siyasetse siyaset yapıyorum. Seviyesiz siyasetse seviyesiz siyaset
yapıyorum var mı? Ama biz buna insanlık diyoruz, insan odaklı hukuk diyoruz,
insan merkezli hukukçuluk diyoruz ve tavsiye ediyorum insan olmanın ne demek
olduğunu gördüklerinde, kendi yaptıkları siyasete hiç benzemeyen bir hukukçuluk
olduğunu görürler. TBB Başkanı Van'da konteynır kentte açıkta kalan 44
kiracının derdini 'selam getirdim' diye dile getiremezmiş, yeri orası değilmiş
yani o konuyu pazarda mı konuşacağım. İşte orda başbakan. Orada Cumhurbaşkanı,
orda muhalefet lideri, Anayasa'nın ikinci maddesi 'TC Sosyal Hukuk devletidir'
diyor. O değiştirmeyi kafalarına koydukları anayasanın ikinci maddesi. Ne
demişim ben? 'Bütün mal sahiplerine yıkılan evleri verdiğiniz Allah sizden razı
olsun' demişim. Biz hepimiz seferber olduk.Ankara Barosu 5 TIR gönderdi.
'Van'ın acısı bizim acımızdır' dedik. Kiracılara artan evlerin dağıtımı kurayla
yapılmış. Kurada çıkmayanlar ne olmuş evsiz kalmış. Onlara da 'gidin bir yıllık
kiranızı verelim' demişler. O kuradan çıkan kişilerle ev sahibi yaptıklarınız
arasında ne fark var. Bu kadar insanı bu kadar hukuki bir talebi söylemekten
ibaret. Neymiş yargının sorunu değilmiş. Nerede insanının sorunu varsa yargının
sorunudur. İnsana dair ne varsa yargının sorunudur. Sonra 1 Mayıs'ı gündeme getirmenin
yeri orası değilmiş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 1 Mayıs'ı yasakladığınız
dönemde Türkiye'yi mahkum etti. İnsanlar istedikleri meydanlarda kutlama hakkı
var. Bizde yılmak yok. Kucaklıyoruz. 2011, 2012 yılında bu meydanı açtınız
teşekkür ettik. Gurur duyduk, başımız dik. Ama 2014 yılındaki yasağınız,
polisle vatandaşı, provokatörler karşı karşıya getirdi. Taksim yasaklanmasaydı,
provokatörler, bu çatışma iklimini bulamazlardı ama yasaklar provokatörlere
iklim sağlıyor. Bu yasakçı zihniyete düşmeyelim diyoruz. Yanlış mı yaptığımız?
Asla."
ZULÜM KALMASIN DEDİK
Türkiye'de, mazlumların adının değiştiğini ama zulümlerin
hep olduğunu dile getiren Feyzioğlu, “1960 yılında bu ülke başbakan astı.
Acısını yüreğimizde taşıyoruz, acısını taşımayan var mı burada? Ben de
üzülüyorum. Deniz Gezmiş'lerin asılmasına üzülmeyen varmı? Başbakan'ın şiir
okuduğu için mahkum edilmesini 21. yüzyılda doğru diyen var mı? Hemen
arkasından da, Hrant Dink'in cımbazla seçilmiş cümlesini gerekçe gösterip
cahilce mahkum edenleri kınıyorum. Sivas'ta yakılanları Çorum'u,
Kahramanmaraşlarda kaynar kazanlara atılan insanları anmayacakmıyız? Yeri
değilmiş, yeri tam da orası gelin diyorum, ey siyasetçiler, güç kimin eline
geçtiğinde mazlumların adı değişiyor. Mazlumların adı değişiyor ama zulüm hep
kalıyor. Gelin gücü eline geçiren, barış getirsin, huzur getirsin. 76 milyonun
cumhurbaşkanını seçtiğimiz sırada 30 Marta’ bir birimizin gözünü oyarak
yapmayalım. 76 milyonun cumhurbaşkanı olacak. O zaman gelin süreci güzellikler
içerisinde götürelim derken kıyamet kopuyor. Ama ben cahil ilan edilmeye, bütün
gazetelerinde hedef gösterilmeye her türlü tehdide hepsine bin kere katlanmaya
razıyım. Söylediklerimiz doğruysa. Burada siz dediklerimizi teyit ediyorsanız
doğruluğuna devam diyorsanız. Sonun yoktur. Diyeceksiniz ki sus. O zaman karar
sizin" dedi.
ATATÜRK, İSMİNİ
KULLANANLARI SOPAYLA KOVALARDI
Atatürkçülüğe sahip çıkma adına kızların başörtüsünden
dolayı üniversite kapılarından döndürüldüğünü ifade eden Metin Feyzioğlu,
“Bakın dostlar bu ülke çok zulüm gördü. Açık konuşalım şapkamızı önümüze koyup
düşünelim. Atatürk'ü anlamayanlar, Atatürk ayağa kalksa 'sen Kemalistsen ben
değilim' diyerek sopayla kovalayacağı adamlar, Atatürkçülüğe sahip çıkma adına
başörtüsü takan kızlarımızı, üniversite kapılarından döndürdüler. Bu ayıptır.
Zor durumda kalanları sahiplenmek için örgütlendik. Başını açacaksın diye
parmağını sallıyor. Açmayacak açmıyor işte. Başı açığımız, kapalımız, Kürdümüz,
Türkümüz beş parmak gibiyiz. Dünya görüşlerimiz ayrı olabilir. Siyasetçi olarak
bakışlarımız farklı olabilir ama biz Türk milletiyiz. Birbirimizi kategorize
etmekten vazgeçmeliyiz. 'Göbeğini kaşıyan, biat eden insan' dememeliyiz. Her
insan değerlidir. Hiçbir insan, bir başkasının kölesi değildir. Yürekten yüreğe
köprü kurulmazsa, olmaz. Parmak sallayarak olmaz" dedi.
DANIŞTAY'DA KUCAKLAYICI
KONUŞMA OLDUĞU İÇİN ÖFKELENDİ
Sık sık Danıştay konuşmasına değinen Metin Feyzioğlu,
“Danıştay konuşmasının bu kadar öfkelendirmesini sebebini size söyleyeyim. Türkiye'yi
kuzeyden güneye, doğudan batıya insanını hukuk anlayışıyla kucaklayan bir
yaklaşım vardı. Türkiye'yi dışarıda bir tek yurttaşını bile öksüz bırakmayacak
şekilde sahiplenmenin, hukuk anlayışı vardı. Öfkelendiren budur.
Öfkelendiremeye siz istiyorsanız devam. Bir tane can borcumuzu var Allaha.
Buradaki herkes milleti için vatanı için ölür. Başka hiç kimseyi hiçbir şekilde
yıldıramaz. Niye yılmayız biliyormusunuz? Çünkü biz Ankara'da, 'biz bu
milletinin makus talihini yeneceğiz' diyen ataların torunlarıyız. Çünkü 19
Mayıs'ta Samsun'a çıkmış ve en büyük devrimini apoletlerini çıkartıp 'ben bir
sivilim milletin bir ferdiyim' diyerek milletiyle birlikte kurtuluş savaşını
başlatmış Mustafa Kemal'in torunlarıyız. Atatürk'ün halkçılığından milliyetçiliğinden
söz etmeyi ucuz siyaset demek bizi ucuzlatmaz. Diyeni ucuzlatır. Son nefesimizde
de Allah bize kelime şahadet getirmeyi nasip etsin ve evlatlarımıza Atatürk'ün
ışıklı yolundan yürümeyi vasiyet etme gücü versin. Biz halkçıyız, ağalar
halkçıyız hanımefendiler, Oturduğumuz yerde ahkam kesmeyiz. Yüksek semtlerde
oturup Türkiye gerçeğini anlamadan planlama yapmayız. Hepimiz dertlerin içinde
mücadele ettik. Mücadelenin içerisinden geliyoruz" dedi.
100'ÜNCÜ YIL MARŞINI
YAZALIM
Kürsüye geldiği sırada “Sarı saçlım mavi gözlüm"
parçasının çaldığını hatırlatan Feyzioğlu, “Gururla söylüyoruz. 10. Yıl
marşımızı. Yüzüncü yılımızda da iki yüzüncü yılımızda da gururla söylemeye
devam edeceğiz. 10. yıla kadar neler yaptınız. Bir Cumhuriyet bir lira dış borç
almadan ve Osmanlın bütün dış borçlarını tıkır tıkır ödeyerek bu işleri yaptı.
10 yılda yaptığı mucizeydi. Bize düşen görev Cumhuriyetinin 100. yıl marşını
bestelemektir. Bize düşen görev bu. Sevgili yurttaşlar. 10. Yıl marşıyla gurur
duymaya devam ama sermayesini yemeye hayır. 10 yılda yapılanın sermayesi yendi.
Ne varsa sattılar. Biz sizinle 100. yılın marşını yazacağız. Mücadelemiz bu.
Devlet dairelerinin ön kapıların yurttaşa açık olacak. Ülkeyi sanattan ve
bilimden mahrum edenler, sanatın içine tükürenler, sanatı sadece içi boş yerler
açmayı sananlar, toplumu tavuk toplumu olmaya mahkum ediyorlar. Yani
yumurtalarını birilerini tarafından sürekli alınan, sömürülen toplum. Biz 100.
yılımızda sömürüye hayır diyeceğiz" dedi.
YENİ BİR HEYECANA
İHTİYAÇ VAR
Metin Feyzioğlu, “Bir tek mucize bilirim bu mucize çalışmak,
çalışmak ve daha çok çalışmaktır. Bunun dışında hiçbir mucize yoktur. Koşup
trene yetişip makinist koltuğuna oturacaksınız. Siz karar vereceksiniz trenin
nereye gideceğine. Yeni bir heyecana ihtiyacımız var. Mısırın diktatörleri, 10
dakikada yüzlerce kişinin idamına karar verirlerse bizim yüreğimiz yanar.
Balyoz davasında zindanları atılan komutanlarımızın acısını da aynı şekilde
duyarız. Mısır'da Tahrir meydanında katledilenlerin acısını duyarken
Eskişehir'de ara sokaklarında tekmelenerek öldürülen Ali İsmail için üzülmemek
mümkün müdür?" dedi. Metin Feyzioğlu konuşmasını bitirdiği sırada ise,
“Vereceğimiz rahatsızlık son bulmadı. Hukuktan rahatsız olanlar rahatsız olabilirler.
İnsani hukuktan rahatsız olanlar istekleri kadar rahatsız olsunlar. Biz insani
hukuk demeye, sosyal hukuk demeye ödlerini koparsa da Atatürk demeye, Atatürk
milliyetçiliği demeye, hiç hoşlanmasalar da 'bu milleti inanan inanamayan diye
din istismarı yaparak ayrıştıramazsın' demeye, devam edeceğiz. Üslubumuz
tarzımız yapıcı, herkesi kucaklayıcı" dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: