Filmleri Sadece ‘Seyretmek’……
Yayınlanma :
23.01.2013 21:32


Bazıları için sinema
sadece hoş ya da boş vakit geçirme aracıdır. Oturulur, çerez ya da patlamış
mısır eşliğinde izlenir. Film bittikten sonra da, sabun köpüğü gibi uçar,
unutulur gider.
Bir kısım filmler bu tarz
izlenebilmekle birlikte, öyle filmler
vardır ki, müziğiyle, sahneleriyle, oyuncularıyla ve yönetmeniyle, belli bir
ciddiyet içinde izlenmesi gereken eserlerdir. Örneğin Türk sinemasında, eğer
bir filmi Yavuz Turgul yönetmişse, bilirsiniz ki, o film izlenmeye değer bir
filmdir.
Keza Amerikan sinemasında da birçok böyle
yönetmen ve filmi vardır. Örneğin, ‘Bir Zamanlar Amerika’ filminin müziğini,
iyi kötü bir müzik kulağına sahip olan herkes bilir ve ıslıkla çalar…
Tıpkı iyi bir
izleyicinin, bir Stanley Kubrick filmini birkaç kare görüntüden sonra hemen
ayırt edebileceği gibi…
Gelelim sinema konusunda
ukalalık
etmeme sebep olan filme.
JFK filmini ilk ne zaman
izledim hatırlamıyorum.
Ancak her seferinde, filmi oynarken her gördüğümde, kendimi bir şekilde içinde
buluyorum. Sanıyorum şu ana kadar yaklaşık on kez izlemişimdir desem abartı
olmaz!
Düşünebiliyor musunuz,
bazen bir filmi, ilk izleyişte bile sıkılıp, sonuna kadar sabredemezken, bir
başka filmi on kere izleyebilmek ne demektir!
Dün yine bir kanalda denk
geldim gecenin bir saati. İzlememek için birkaç kere kanal değiştirdim, ancak her defasında
kendimi yine o kanalda buldum. Film bittiğinde saat sabahın dördü olmuştu…
Burada filmi
sinematografi anlamında çok fazla anlatmak istemiyorum. Bunu merak edenler açıp
internetten diledikleri anda öğrenebilirler. Benim esas değinmek istediğim,
yönetmen ve film oyuncularının başarısı yanında, filmin dayandığı senaryo
gerçekliği.
Yani yaşanmış, gerçek bir
öykü olması…
Gazetede yazdığım, ‘Ulusal
Stratejiler Hükümetlere Göre Değişir mi?’ başlıklı köşe yazısında ABD’yi örnek
vermiş, “Hangi hükümet gelirse gelsin,
büyük devletlerin yıllara, hatta yüzyıllara sarih stratejileri, taktikleri,
ulusal ilişkileri vardır.” konusunu işlemiştim. Çünkü öyle güçlü kurumları, öyle araştıran,
strateji üreten güçlü kurumları vardır ki, hükümetlerin ne kadar değişirse
değişsin, bu kurumları çok fazla etkileyemezler.
Aslında JFK filmi bu teze
çok uyan bir örnektir.
Olaylar 1963 yılında, Amerikan
Başkanı Kennedy’nin Teksas’ta bir suikasta kurban gitmesi ile başlıyor. Gözüpek
bir bölge savcısı (Kevin Costner) olayları ve delilleri yan yana getirerek bu
suikastla ilgili bir soruşturma açar.
Soruşturma başladıktan
itibaren, dünyada uygarlığın ve demokrasinin beşiği iddiasında olduğu bilinen
bir ülkenin, o güçlü ve yerleşik kurumlarının (Pentagon, CIA, FBI ve bir kısım
özel sektör silah üreticileri) halkın seçtiği bir başkanı, nasıl da gündüzün
gözü, bir kentin ana caddelerinden birinde, halkın gözü önünde ortadan kaldırdıklarının
gerçek öyküsüdür.
Dava açılma sürecinde
esrarengiz tanık ölümleri, savcının odasına dinleme cihazları konması,
savcılardan bazılarının tehdit ve şantajla soruşturma grubundan çekilmesi,
delillerin (öldürülen Başkanın beynini bir bölümü dâhil) karartılması, hatta
yok edilmesi vs vs vs…
Yönetmen Oliver Stone
öyle bir film yapmış ki, drama, macera, belgesel, kısaca ne ararsanız var filmde.
Özellikle filmin son
bölümünde, aralıksız neredeyse yarım saat-kırk dakika süren mahkeme sahnesinde, Kevin
Costner gerçekten insanı nefessiz bırakan bir performans sergiliyor. Ancak bu
filmi izlemek için mutlaka dikkatinizin dağılmayacağı uzuun bir zaman dilimi ayarlamak
zorundasınız.
Çünkü film, tamı tamına 189 dakika!
Filmin ‘The End’i geldiğinde, kafanızın
içinde onlarca soru, düşünmeye başlıyorsunuz:
-ABD gibi, dünyanın gözünün üzerinde
olduğu bir ülkede böyle bir şey nasıl olabilir?
-Eğer söz konusu ülke,
başkanının ölümünü bile örtbas edebilen bir komplolar ülkesi ise, bu ülkede
böyle bir filmin çekilmesi çelişkisi nasıl açıklanabilir?
-Orada bile bu boyutta ‘derin devlet’ işleri olabiliyorsa, biz neyin
demokrasisinden söz ediyoruz ve acaba bizim ülkemizde neler oluyordur?
Planlamadan sonra yüksek
lisansa devam ettiğim SBF’de, Siyasal Teoriler dersi okurken, rahmetli hocam Prof. Dr.
Yavuz Sabuncu, “Kennedy’ler dışındaki
bütün Amerikan başkanları WASP’tır (White, Anglo-Sakson, Protestan). Bir tek
JFK Katolik’ti.” demişti. “Acaba bu
farklılık mı Kennedy’lerin sonunu getirdi?” diye düşünüyor insan.
Oysa filmde bu konudan
hiç söz edilmiyor…
Sonuç olarak, filmi her
izlediğimde,
yeniden düşüncelere dalıp, “Dünyada
gerçekten demokrasi var mı? Eğer yoksa (ki yok görünüyor), biz neyin peşinde
koşuyoruz ?” diye düşüncelere dalıyorum…
Bir Adıyaman’lı olarak geçen
Mayıs ayına kadar Nemrut Dağı’na çıkmamıştım. Bu konunun konuşulduğu ortamlarda
rahatsız olurdum o nedenle. Geçen Mayıs ayında büyük maceralarla Nemrut’a
tırmandım ve artık göğsümü gere gere, ‘tam bir Adıyaman’lı gibi’ (!)
dolaşıyorum.
Eğer ben sizin
yerinizde olsam ( If I were you ), şimdiye kadar bu filmi izlemediysem, bir an
önce mutlaka izlerdim…
NOT: Ölümünün yirminci yılında, gerçek
devrimci, yurtsever gazeteci Uğur Mumcu’yu saygı ve rahmetle anıyoruz. Medya maymunu olmuş
insanlarla onun adını aynı cümle içinde dahi geçirmiyoruz. “Kör ölür, badem
gözlü olur” atasözünü doğrulamıyoruz. “Eğer, ‘yaşarken her haltı yiyen’
insanlar, öldükten sonra aklanacaksa, ilkeleri uğruna yaşamını hiçe sayan
insanlara haksızlık olmaz mı bu” diyoruz.
Uğur Mumcu’nun
kemiklerini sızlatmıyoruz…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: