

Basına ve Kamuoyuna,Düzce'de düzenlenen mezuniyet şenliğinde türbanlı iki kadının erkek arkadaşlarının omuzlarında eğlenmesi günlerdir Türkiye'nin gündeminde. Türkiye'de sanki hırsızlıklar yolsuzluklar yapılmamış, sanki iktidarın kendisi 8 arkadaşımızı öldürmemiş, sanki Taksim ve tüm kent meydanları halka kapatılmamış ve hergün türlü müdahalelerle gündelik hayatımız cehenneme çevirilmiyormuş gibi iktidar sahipleri ve onların yol arkadaşları 2 genç kadının nasıl eğlendiklerine ve "edeplerine" kafa yoruyor. Özgürlük söylemleriyle başlayan yolun sonu gencecik 2 kadının türlü yollarla teşhir edildiği ve hedef tahtasına oturtulduğu bir noktada sonlandı.Yıllar önce türbanın üniversitelere girilmesinin özgürlük adına kutsanmasına şahit olduk. Türban serbestisini savunanlar, tek isteklerinin "başörtülü bacılarımızın" mağduriyetinin giderilmesi olduğunu savundular. Bugün ise "biz bu mücadeleyi siz edepsizlik yapın diye mi verdik" diyorlar. Gerçek yüzlerini açığa vuruyorlar. Türban tartışmasının hiçbir zaman kadınların özgürlüğüne dair olmadığını, muhazakar-islamcı yaşam biçiminin dayatılması olduğunu kendi ağızlarıyla itiraf ediyorlar.Laikliği savunanlar yıllarca "jakoben, elitist, kemalist" olmakla suçlandılar. Bugün geldiğimiz nokta laikliğin herkes için gerekli olduğunu tüm açıklığıyla ortaya koyuyor. Hem inanmayanların özgürce kendini ifade etmesinin hem de inanların inançlarını diledikleri gibi yaşamasının tek yolunun laik bir düzen olduğunu laikliğin esamesinin okunmadığı günümüz Türkiyesi tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor.Bizler, gençlik mücadelesinin ön saflarında özgür, eşit ve bağımsız bir Türkiye için mücadele edenler, günlerdir 2 genç kadın arkadaşımıza yönelik yürütülen çirkin linç ve teşhir kampanyasını kınıyoruz. Herkesin dilediği biçimde eğlenmeye hakkı olduğunu hadsizce ahlak ve edep dersi vermeye kalkanlara hatırlatıyoruz. İktidara ve onun yandaşlarına sesleniyoruz: Kokuşmuş ahlak anlayışınızı kendinize ve hırsızlıkla, yalanla, ölümlerle iktidarını pekiştiren AKP iktidarına saklayın. Nasıl eğleneceğimize, nasıl giyineceğimize karışmak haddinize değildir. Kadın bedeni, dilediğinizce kullanabileceğiniz, nasıl kullanacağına sizin karar verebileceğiniz bir meta değildir! Hergün 3 kadının sokak ortasında canice öldürülmesi karşısında sessiz kalan vicdanlarınız ve ahlakınız eğlencemizi hoş karşılamıyor olabilir. Bilin ki sizin ikiyüzlü ahlakınız bizim tertemiz vicdanlarımız karşısında hükümsüzdür.Tüm genç kadınlara sesleniyoruz: Bu ahlaksızlığı, kokuşmuşluğu yalnız kendi bedenlerimizden değil ülkemizin ve halkımızın üstünden defetmek boynumuzun borcudur. Özgür bir yaşam, özgür ve eşit bir ülke için birlikte mücadele edelim.Tüm yalanlara inat yaşasın laik, bağımsız ve aydınlık Türkiye!FKF İstanbul İl Başkanı Zozan Baran
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: