18 Mart'ta diploması iptal edilen, 19 Mart'ta gözaltına alınıp 4 gün sonra tutuklanan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu'nun "Diploma Davası"nın bugünkü duruşmasına bazı avukatlar ve izleyiciler alınmak istenmedi. Silivri'deki Marmara Cezaevi içerisindeki duruşma salonu önünde arbede yaşandı, bazı avukatlar, izleyiciler ezilme tehlikesi geçirdi.
CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmomoğlu'nun diploması 18 Mart'ta iptal edilmiş, ertesi gün de gözaltına alınmıştı. İBB'ye yönelik yürütülen ve bir dizi mali suçlamanın yer aldığı soruşturma kapsamında 23 Mart'ta tutuklanan İmamoğlu hakkında zincirleme şekilde "resmi belgede sahtecilik" suçlamasıyla açılan "Diploma Davası"nın ikinci duruşması İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi'nce bugün Silivri'de Marmara Cezaevi içerisindeki 4 no'lu duruşma salonunda yapılmak istendi.
Önceki duruşmanın yapıldığı 1 no'lu duruşma salonuna göre daha küçük olduğu belirtilen 4 no'lu duruşma salonuna bazı avukatlar ve izleyiciler alınmak istenmedi. Jandarma barikat kurdu. Sınırlı sayıda avukatın içeri girişine izin verilirken dışarıda kalanlar görevlilerle tartıştı. İçeri girmek isteyen ve aralarında avukat, milletvekili ve izleyicilerin bulunduğu grupla jandarma arasında arbede yaşandı. Ezilme tehlikesi geçirenler oldu, bir kişi bayıldı.
Çelik, büyük salon talep etti
CHP milletvekilleri Bülent Tezcan, Ali Gökçek, Fethi Açıkel'in de yakından izlediği tartışmalar sırasında CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "Siz bir yönetimle görüşün, salonu değiştirsinler, salon değişikliğini talep ediyorum. Öyle 50 kişilik salonda olmaz, burda 15 buçuk milyon insanın oyunu almış Cumhurbaşkanı adayı var." dedi.
Dışarıda bekleyenler "Cumhurbaşkanı İmamoğlu", "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz" şeklinde slogan atarken, bir süre sonra İmamoğlu ailesi de duruşma salonuna girdi.
Gerginlik üzerine hakim salondan ayrıldı
Duruşma salonun önünde yaşananlarla ilgili Dilek Kaya İmamoğlu, “Bizim duruşmalarımız kalabalık geçiyor? Neden küçük salona alındı?” sorusunu yöneltirken, hakim, “Cuma günü 1 No’lu salonda teknik aksaklık olduğu bildirildi ve tutanak gönderildi. Cuma günü bu mahkemeye bildirilmiş. Benim izinli olduğum gün hakim, bu salonu yazmış. Küçük salona gelsin, aile gelmesin, karmaşa çıksın; biz bunu istemeyiz. Ailenin ve basın mensuplarının alınmaması gibi bir durum yok. Geçen duruşma suç duyurusunda bulunmak zorunda kaldık. Uyarımıza gerek kalmadan ses ve görüntü alınamayacığını herkes biliyor. Sanığın da lehine bir şey değil bu. Alkış vs. oldu, gereğinde kestim, müdahale de etmedim. Duruşma esnasında kimsenin hakkını kısıtlamamaya özen gösterdim. Basın mensupları alınmadıysa bilgi alacağım, uyarılarımı yapacağım. Duruşmaya başlayamıyoruz.” dedi.
Bu sırada hakimin “İçeri alınmama talimatını ben vermedim” demesi üzerine CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, jandarmaların yanına giderek “Komutanım size bu talimatı kim verdi” diye sordu. Bir süre sonra da gerginliğin artması üzerine hakim salondan ayrıldı.
Büyük salona alındı, talimatla getirildi: Absürt bir dava
Küçük salon için süren mücadele sırasında salonu terk eden duruşma hakimi yaklaşık 15 dakika sonra salona döndü. Hakim iki nolu salonu hazırlattığını, yani salonun değişeceğini söyledi. Böylece duruşma yeniden büyük salona alınmış oldu. Salon krizi nedeniyle İmamoğlu ve avukatları duruşmaya katılmama kararı aldı. Sonrasında ise talimatla salona getirildi. Ekrem İmamoğlu, alkışlar eşliğinde salona girdi. Duruşmada sadece müdafi avukat Nusret Yılmaz yer aldı. Diğer avukatlar ise salon dışında.
Dört müdafinden üçünün salonda olmaması gerekçesiyle savunma yapmak istemediğini belirten İmamoğlu, yargılamanın ertelenmesini istediğini söyledi.
Ekrem İmamoğlu kürsüde şu ifadeleri kullandı:
Söyleyeceklerim çok fazla, bu mahkeme sınırlarına sığmayacak kadar. Tam 2 saat sonra haberdar edildim. 10.30’da buraya geldim, 12.30’u geçerken sizin bu salona geçiş yapmaya karar verdiğinizi bize söylediler. O esnada kargaşalar sürerken adını saydığım 3 müdafinin buradan ayrıldığını öğrendim. 2 saatten fazla durduğum yer de durulacak yer değil. Kendimizi burada ifade etmeye gayret edecektik. Belki de gelmiş geçmiş Türkiye’nin en absürt davası. Yıllar boyunca da konuşulacak. 35 yıl önce yaptığım geçişte tek bir evrakın dahi sahte olmadığı bir absürt mahkeme. Çok zor bir ortamdayız. Daha hassas davranılması gerektiğini düşünüyorum. ‘Yıllık izindeydim, başka salonları gördüm’ demeniz önemli ama dünyanın dalga geçtiği evrakta sahtecilik davasında Ekrem İmamoğlu’nun ve müdafilerinin daha önce bilgilendirilmesi gerekirdi. Bayılan avukat oldu, insanların o duruma düşmesine gerek olmazdı. Sadece bir müdafiim burada şu anda. Bu yargılamanın ertelenmesi gerektiği talebini size iletmek isterim. Yaklaşık 10 aya yakın mahkemeye muhatap hâldeyim.
Yorumlar
Kalan Karakter: