Her üç çocuktan biri akran zorbalığına maruz kalıyor
Uzman Psikolog F. Işıl Yenikaynak, yapılan araştırmaların 3 çocuktan birinin hayatlarında bir kere akran zorbalığına maruz kaldığını gösterdiğini söyledi.
Yayınlanma :
10.04.2019 22:00


“Çocukların ruh sağlığı uzmanlarına yönlendirilmesi oldukça önemli”
Akran zorbalığını uygulayan çocuklarda ise genelde davranış bozuklukları ya da dürtü kontrol bozukluklarını sıklıkta gördüklerini belirten F. Işıl Yenikaynak, “Bu doğrultuda şimdi buna maruz kalan çocuklarda genelde içe kapanma, akademik başarıda düşme, bazı psikosomatik yakınmalar yani karın ağrısı, mide bulantısı, baş ağrısı, baş dönmesi gibi okula gitmek istememe, anlamsız bir şekilde okul reddi gibi ya da sosyal anlamda izolasyon, arkadaşlarıyla çok oynamama, teneffüse çıkmama gibi belirtileri görmekteyiz. Buna maruz kalan çocuklar genelde karşı taraftan korktukları için diğer arkadaşlarından daha fazla dışlanmak istemedikleri için ya da suçlanacakları korkusuyla bu durumu çok fazla belli etmezler. Öğretmenlerine, arkadaşlarına ya da ailelerine açmazlar. Bu doğrultuda bizlerin beklentisi rehberlik servislerinin aktif bir şekilde çalışması, çocukları birebir tanımaları, davranış değişikliklerini takip etmeleri ve fark ettikleri noktada çocukla birebir yakın temas kurmaları, onları rahatlatmaları. Suçlayıcı tavır tabii ki de takınmadıkları için rahatlatıcı bir tavırla çocuğun kendisini ifade etmesine fırsat vermeleri ve hem uygulayan hem de uygulanan çocukların ruh sağlığı uzmanlarına yönlendirilmesi oldukça önemli” diye konuştu.
"Bu çocuklar evde bu tip davranışları ebeveyninden öğrenebiliyorlar"
Uzman Psikolog F. Işıl Yenikaynak, “Bu tür davranışlar hayatta kalıcı örselenmeye neden olan, insanların özellikle gelişme döneminde sosyal anlamda maruz kaldıktan sonra ileriki hayatlarını, eş seçimlerini, arkadaşlık ilişkilerini, sosyal hayatlarını ya da akademik ya da kariyer planlarını doğrudan etkilemekte. Bu nedenle küçük yaşta önlem alındığı takdirde bunların üstesinden gelmek mümkün. Tabii ki ailelere de iş düşüyor. Yapan çocukları da özellikle şimdi bu çocukların ailelerine baktığımız zaman ya bu çocuklar evde bu tip davranışları ebeveyninden öğreniyorlar hakaret içeren, aşağılayıcı, şiddete dayalı davranış profillerini öğrenebiliyorlar ya da ebeveyni buna teşvik edebiliyor. Yap, yapabilirsin, daha fazlasını yap, aferin oğluma, aferin kızıma gibi, bunu teşvik ettikleri zaman çocuklar bunu normalize edip kendi arkadaşlarına uygulayabiliyorlar. Ve altta davranış bozukluğu, dürtü kontrol bozukluğu gibi bir psikopatoloji çıktığı zaman bu kronik hale geliyor ve bu çocuklar toplumda da olumsuz davranışlar sergileyen, doğru ilişki kurmayı bilmeyen ya da sevgi bağını şiddetle kurmayı öğrenen bireyler haline geliyor. Ve sonrasında pek çok olumsuz; suça karışma, akademik başarısızlıklar ya da kariyerle ilgili, eş seçimleriyle ilgili olumsuz profiller karşımıza çıkabiliyor. Bu nedenle ailelerin de çocuklarını, uygulayan ya da mağdur olan hangisiyse iki ailenin de değerlendirmesi, çocuklara olumlu yaklaşması ve bununla ilgili koruyucu önlemler alması bu sürecin kontrol altına alınmasında oldukça önemli faktörler” dedi.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: