İktidar varsa direnme de vardır
Yayınlanma :
27.12.2012 13:15


Değerli Dostlar,
Geçen haftanın en önemli
olaylarından birisi de; ODTÜ öğrencilerinin Sayın Başbakanı protestosu idi.
ODTÜ öğrencilerinin protestosu
Sayın Başbakanı çok rahatsız etmiş olacak ki; başbakan yine esti gürledi.
Yok onlar gibi öğrenci mi
olurmuş. Yok o öğrencileri yetiştiren hocalara yazıklar olsunmuş vs vs.
Eh durumdan vazife çıkarmaya
hazır, bazı üniversitelerin rektörü olan zevatlar başbakanın yakınmalarını emir
telakki ederek olayın üstünden beş gün geçtikten sonra bildiri yayınladır.
Bildiri, “Üniversiteler öğrencilerin
ve bilim adamlarının fikir ürettiği, düşüncelerini özgürce paylaştığı; farklı,
hatta katılmadığı düşüncelere tahammül etmeyi içselleştirdiği ortamlar
olmalıdır. Şiddet içeren eylemlerin fikirlerin önüne geçmemesi esastır.
Öğrencilerin tek protesto aracı eleştirel fikirleri olmalı; taş, sopa ve
molotofkokteyli öğrencilerle anılmamalıdır. Kavga ve şiddet hiçbir fikre hizmet
edemez ve hiçbir fikir hedeflerine bu yöntemlerle ulaşamaz.” diyerek protestocu öğrencileri kınıyordu.
Bu bildiriye çeşitli üniversitelerden bilim insanlarının tepkisi
gecikmedi ve bir karşı bildiri yayınladılar.
Onlarda, “ODTÜ'de yaşanan olaylarda öğrencilerin maruz kaldığı polis
şiddetini kınıyoruz. ODTÜ'lü meslektaşlarımızın tüm ifadelerine rağmen, söz
konusu açıklamayı yapan üniversite yönetimlerinin, polisin olayları başlattığı,
olayların ilk aşamasından itibaren iyi niyetli davranmadığı ve orantısız güç
kullandığı gerçeğini gözardı etmelerini manidar buluyoruz. Polis şiddeti karşısında
tek vücut olarak tepki gösteren ODTÜ'lü meslektaşlarımızın ve öğrencilerin yanında
olduğumuzun bilinmesini istiyoruz.” diyerek ODTÜ’lülerin yanında olduklarını
beyan ettiler.
“İfade ve protesto
hakkının üniversite ortamının ayrılmaz bir parçası olduğu” vurgulanan bildiri; “baskıcı politikaların ana
hedefi haline gelmiş olan ODTÜ'lü akademisyen ve öğrencilerin yanında yer
almak, akademi ve demokrasi tarihi açısından vazgeçilmez bir sorumluluktur.
Basit iktidar hesapları ve ikbal kaygıları ile ODTÜ'ye karşı tavır alan
üniversite yönetimleri ve bu yönetimleri destekleyenler veya bu politikalar
karşısında sessiz kalanlar, bu davranışlarının hesabını, akademik özgürlükler
ve demokrasi tarihi önünde vermek zorunda kalacaklardır." diye son
buluyordu.
Değerli Dostlar, sayın içişleri
bakanı ile karşı bildiriyi yayınlayan öğretim üyeleri polisin “orantısız
güç” kullandığı noktasında hemfikirler.
Bunu çok önemli buluyorum ve gözden kaçmasını istemiyorum. Sayın bakanın bu ifadeleri not edilmeli. İleride
protestocuların yargılanacağı (ki hiç şüphem yok muhalif olanın başına
gelenleri biliyoruz) mahkemelerde delil olarak kullanılmalıdır.
Dün akşam bir tv kanalındaki tartışma programında ODTÜ öğretim üyesi
Prof.Dr. Semih Bilgen, kınama bildirisini yazan ve imzalayan öğretim üyelerini
tarihin yargılayacağını ve onların hakkında hükmü tarihin vereceğini söyledi.
Olanca nazikliği ve bilim insanı dürüstlüğü ile o meslektaşlarını tarihe havale
eden Prof.Dr. Semih Bilgen onların hakkında tarihin vereceği hükmü şimdiden
biliyor aslında.
Değerli dostlar bir
demokrasinin kalitesini sadece meşru yollar ile seçilmişmiş iktidar ve
muhalefetin oluşturduğu parlamento belirleyemez.
Demokrasi, Ankara’da ki meclisin çatısının altında cereyan eden siyasi iktidar mücadelesine ve muhalefetin
direnmesine indirgenemez.
Sadece bu alanın kabulü,
demokrasinin F tipine mahkûm edilmesidir. Tecrittir.
CHP İzmir Milletvekili Sayın
Rıza Türmen, geçenlerde “politus”
isimli bir internet bloğuna verdiği mülakatta “çoğunluğun tahakkümüne”
dikkat çekiyor ve bu tahakkümü önlemenin yollarını arıyordu.
Sayın Türmen, AKP’yi “çoğunluk
oylarına sahip olmak halkın iradesidir” yanlışını dayatması dolayısıyla
eleştiriyor ve “% 50 AKP’ye oy vermişse % 50 de vermemiştir” diyerek
halkın iradesi ile iktidar için gerekli oyun aynı şeyler olmadığını
vurguluyordu.
Sosyal Demokrat Cumhuriyet Halk Partisi, AKP’nin yaydığı bu demokrasi algısını bozmak ve demiri tersine
bükmek gibi önemli bir görevle karşı karşıyadır.
AKP’nin vesayeti bitiriyoruz masalı
ile aslında demokrasiyi modifiye edip rafa kaldırmak planını yırtıp atmak için
CHP’nin topluma önderlik etmek gibi bir misyonu vardır.
Toplumda birinci önceliği
demokrasiye, hak ve özgürlüklere veren tüm kesimlerin öncelikle baktığı siyasi
güç CHP’dir.
CHP’nin sağındaki ya da
solundaki partiler, sendikalar, odalar, dernekler tüm siyasi yapılar CHP ye
mutlaka bakmaktadırlar ve ondan beklentileri vardır.
Kendisine çevrilen gözlere, umuda ve beklentilere yanıt vermek ve toplumsal muhalefeti büyük demokrasi
potasında toplamak CHP’nin ertelenemez bir sorumluluğudur.
Bu sorumluluk ve misyonu görmezden gelmek ya da ıskalamak,
sonuçta Sayın Prof.Dr.Semih Bilgen’in protestocu öğrencileri kınayan
rektörleri havale ettiği tarihin yüce yargısı ve hükmünden Cumhuriyet Halk
Partisi’ni kurtaramaz.
Meclisteki yapılan onurlu
mücadelenin tüm Türkiye sathı-ı mahalline yayılması kaçınılmazdır.
Demokrasi sokakta, meydanlarda, alanlarda, kahvelerde, evlerde,
kentlerde, metropollerde, megapollerde insanın ayak bastığı her yerde yaşatılmalı ve savunulmalıdır.
Sokağa çıkmak haktır. Bu hak
kullanılmalıdır.
Türkiye’nin partisinin. Haklın
partisinin. Sosyal Demokrat, Cumhuriyet Halk Partisi’nin sokakta, örgütleriyle
ve diğer tüm demokrasi güçleri ile demokrasi, hak ve özgürlükler için
söyleyeceği şarkılar ülkenin en büyük en görkemli en muazzam korosunu
oluşturacaktır.
“Şikâyetim var cümle yasaktan / dillerimi hâkim bey bağlasan durmaz /
gelsin jandarma polis karakoldan / fikrim firarda mapusa sığmaz” şarkısı bir
Tahrir meydanı şarkısına dönüşür kim bilir.
Dağlara
değil şehirlere
Meydanlara çıkacağız
Şarkılarla türkülerle
Güllerle karanfillerle
Kalemlerimizle yazacağız
Biber gazın copun
tüfeğin
Fermanın
mahkemelerin
Beyaz camın
gazetelerin
Çok çok var her şeyin
ama biz kazanacağız…..
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: