ILIMLI İSLAM MERKEZ SAĞ SOSYAL DEMOKRAT CEHAPE
Yayınlanma :
25.12.2013 03:22


Es Selamın Aleyküm Deliseverler…
Son
günlerde patronum Adem Nakçı’ya; “Bu
deli neden sadece AKP’ye sallıyor bu deli?” soruları giderek artınca “Ortaya Karışık” modunda bir yazı
yazmak farz oldu sevgili delisever dostlarım…
Cumhuriyet
tarihinin en büyük hırsızlık-yolsuzluk olayı deşifre olması gösterdi ki
kabinenin sevgili "bakan"ları
evlatlarına "bakamıyorlar"
ey cemaat-i müslimin... Delisever okurlarım cemaat dedim de aklıma geldi,
Fethullah Hocaefendi'nin gazabından korkmayan taş olsun. Milletçe izliyoruz.
Şahsen ben kendim olarak bedduası mı
daha etkilidir, yoksa kasetleri mi karar veremedim. Eeee ortalıkta bu kadar
kaset, operasyon, atamalar görev değişiklikleri o kadar çok ki zaten 3 gram olan aklımda başımdan
gidiyor. Yalanmı sevgili Deliseverler? Bir kaset patlıyor, hop bi operasyon
yapılıyor. Operasyonu yapan polise ayrı, savcıya ayrı operasyon yapılıyor. Bu
arada kaset montaj aşamasında olsa gerek, boşluk doğmasın diye Fethullah Hocaefendi
beddualarıyla şimşekler yağdırıyor.
Hele
Sayın Başbakanın durumu daha da vahim. Üç bakanının oğlunu operasyona
kaptırmış, iddialara göre kendi oğlunun da alınmasını "ha bugün ha yarın" diye bekleyen başbakanım boş
durmuyor, şehir şehir geziyor. Ayakkabı
kutusundaki 4,5 milyon doların, kirli ticarette dönen 87 milyar doların hesabını vermese de " komplo"
diyor, "darbe" diyor, "çete" diyor, "dış mihrak"
diyor, arada bir dili sürçse de alkışını alıyor.
Kafamın
basmadığı biri daha var oda ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu. Efendim
ben ana muhalefet partisi genel başkanı olsam hemen ertesi gün aynı şehrin aynı
meydanına gider, haklı olmanın dayanılmaz onuruyla soygunu talanı bir bir
anlatırım. Neden mi? Vallahi kardeşim halkın gözü öyle kör, kulağı öyle sağır
olmuş ki yaşananları yayınlayacak cesareti olan tv ya da gazetelere açıklama
yapmakla, parti grubunda, MYK’sında konuşmakla anlatmak mümkün değil.
Haaaa
öte yandan bakıyoruz ki ana muhalefetin daha önemli sorunları var. Eeee
adamların, ABD den alınan icazetle,
cemaat ve iman gücüyle yerel seçimde iktidarı ele geçirme şansı doğduğundan,
her kesimi hoşnut edecek aday seçmek durumdalar ki, şahsen ben yerlerinde olmak
istemem.
Sevgili
Deliseverler baksanıza şu aday profillerine; en popüler isim İstanbul adayı,
cemaatin sempatisini kazanmış olan Mustafa Sarıgül, bakıyoruz Hatay' da mevcut AKP’li belediye başkanı,
Ankara'da MHP’nin bile kabul etmediği MHP’li Mansur Yavaş CHP adına seçime
girecek büyükşehir adaylarından. Hele İzmir’e ne demeli? İzmir çantada keklik
görüldüğünden olsa gerek, gezi eylemcilerinin bağırış çağırışları görmezden
gelinerek mevcut başkan Aziz Kocaoğlu ile devam etmeye karar verdiler.
Partiye
emeği geçen örgüt tabanının şaşkın bakışları, hayret nidaları arasında seçilen
bu adaylarla resmen "Pardon ey millet,
Savaşta ve sandıkta herşey mübahtır. Bizde
adam yok da ordan burdan devşiriyoruz idare edin"
deniyor. Gösterilen
adayların temsil ettikleri siyasi ve ideolojik görüşlere bakınca da partinin ideolojisi "MERKEZ SAĞ,
ILIMLI İSLAMİ, SOSYAL DEMOKRAT" gibi yanarlı dönerli
ortaya karışık
birşey
oluyor.
Bu
süreç içerisinde en vahim durumda olanda parti tabanından gelip, aday adayı
olmuş haklı olarak seçilme hakkını kullanmak isteyen partililer. Bunlar neredeyse
genel merkezin kapısında yatıyorlar. Kendilerine yer bulabilmek adına güçlü
gördükleri isimlere yaklaşıyorlar ve hatta hiç bir araya gelmeyecek gibi
görünen isimler arasında ilginç ittifaklar oluşuyor.
Sevgili
deliseverler, bu ülkede ne zaman işler sarpa sarıp gemi karaya otursa
iktidar CHP ye geçer. Deniz
bittiğinden dolayıdır ki o iktidar hem uzun ömürlü olmaz, hem de
hayırla anılmaz.
Hırsızlık
yolsuzluk başını almış yürümüşken, yerel seçim furyasına kapılıp farkında bile
olmadan genel merkezin belirlediği adaylarla "merkez sağ, ılımlı islami, sosyal demokrat" olarak
dönüşen CeHaPe de bir türlü belirlenemeyen ilçe belediye başkanı aday adayları
arasındaki örtülü savaş bel altından sürüp gidiyor. Bence, en demokratik tüzüğe
sahip olmakla övünen CHP de yerel seçim öncesi görülen uygulama demokrasiden
çok "yamukrasi" şeklinde
devam ediyor.
Bu
arada sevgili Deliseverler, aklıma gelmişken, Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk,
olayında iç edilen paradan kişi başına 3.222 TL(Üç bin iki yüz yirmi iki TL)düştüğü
söyleniyor. Ben payıma düşen miktarı peşin ve nakit olarak istiyorum. Bende
sevgili devlet büyüklerim gibi ayakkabı kutusunda saklayarak bu mutluluğu
yaşamak istiyorum.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: