İMRALI SÜRECİNE MEKTUPLU DESTEK
Yayınlanma :
20.02.2013 16:58


İzmir’in en büyük sivil toplum örgütü olan ve 34 hemşeri
derneğini bünyesinde barındıran Anadolu Birliği, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’a duygu dolu bir mektup gönderdi.
Ankara’ya
Başbakanlık Özel kalemine özel kurye ile gönderilen mektup şöyle:
“Sayın
Başbakanımız,
Biz adımızı; farklı dilleri, lehçeleri, dinleri,
kültürleri barındıran onlarca uygarlığın doğduğu Anadolu’dan aldık.
Aynı
(bir) kaynaktan gelen insanlar olarak da Anadolu Birliği Derneği kimliğiyle
İzmir’de 34 sivil toplum örgütünü bir araya getirdik.
Daha çok;
Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş, Hakkâri, Van,
Ağrı, Siirt, Elazığ, Bitlis, Muş, Erzurum, Erzincan, Iğdır, Malatya, Tunceli, Adıyaman ve Bingöl
illerinden İzmir’e göç etmiş yurttaşlarız.
Adımız
gibi bir rüyamız var:
“Türkiye’nin
birliği, Anadolu’nun yeniden dirliği”
Yaşanan
onca acıyı sonlandıracak, gerçek bir liderin ortaya çıkmasını bekledik.
Günlerce
duvar yazıları yazdık “Benim İçin Kardeşimi Öldürme” dedik. Ana
dilimizle akrabalarımıza seslendik
“edibese, yeter artık” dedik.
Biz
kardeştik, aynı camide namaz kılıyor, aynı mezarlıkta gömülüyorduk, aynı işte
çalışıyor, aynı aşı paylaşıyorduk. Dilimizi, rengimizi, ırkımızı sorgulamadan
düğünler yapıyor, aileler kuruyorduk. 80 milyon kez harmanlanmış, kaynaşmıştık.
Aynı cephede savaşmış, aynı vatana sevdalanmıştık.
Eşit
miydik?
Kuşkusuz değildik.
Ama
kardeştik, bundan daha büyük zenginlik olur muydu? Sizin de vurguladığınız gibi
“YaradılanıYaradandan ötürü sevmiştik “
Gediz’in
bereketinden, Dicle’nin asaletinden, Fırat’ın heybetinden, Menderes’in
mertliğinden beslenirdik. Aynı kilimin desenleriydik.
Öykülerimiz
de Türkülerimizde aynıydı.…”Burası Muş’tur, yolu yokuştur, giden
gelmiyor acep ne iştir”
Gidip de
dönmeyen şehitlerimize aynı ağıtları yaktık.
Çok zengin,
eşsiz bir memlekettik, büyümek daha büyümek yerine; birbirimizi yedik.
Çünkü
Osmanlı çözülürken; Anadolu, “Türk Modernleşmesi” denen daracık bir
parantezin içine sokulmuştuk.
Osmanlı
bakiyesi olan çok dilli, çok dinli, çok renkli Türkiye’miz; tek tip insan üretimine başladı.
O günden
sonra bu topraklar gözü yaşlı çocukların ülkesi oldu. Kimsenin değil, en yalın
ifadesiyle halka rağmen, bir kısım seçkinin ülkesi durumuna geldik.
Anadolu; Türkiye Cumhuriyeti’nden, Ankara’dan
uzak tutuldu. Anadolu’yu oluşturan halkların sesleri, dilleri Ankara’da karşılık
bulamadı, Ankara’da kurulan dil kendini halka dayattı.
Ve o
seçkinler dışında hepimiz ağladık.
Türkiye
tarzı modernleşme, dahası Anadolu’ya giydirilen gömlek, en zayıf
noktasından yırtıldı.
İşte sizler…
Cumhuriyetin
enkazı altında kalan bizleri kurtardınız. Sosyal, ekonomik ve kültürel
anlamda onardınız.
O süreci
başlattınız.
Şahsınıza
ve Başbakanlığınıza böylesi değerli ve kıymetli bir mesuliyet düştü.
“Dönemlerin ruhu kendisine omuz olacak insanları çağırır” denir. Biz
Türkiye’de, Anadolu’da böyle bir durumun yaşandığına inanıyoruz. Dolayısıyla
mesuliyetiniz büyük!
Yasakları
birer birer kaldırdınız, faili meçhul cinayetleri, siyasi suikastları
önlediniz. Diliyle, tarihiyle, kültürüyle, alfabesiyle dileyenin kendini ifade
etmesinin önünü açtınız.
Bu ülkenin
bütün çocuklarına aynı duygularla sarıldınız, kardeş kavgasında
yitirdiklerimize aynı acılarla ağladınız.
Muhterem
eşiniz Emine Hanımefendi’ nin Uludere/ Roboski köyünde 35 köylümüze döktüğü
gözyaşı birliğimizin, bu günlere ulaşabilmemizin harcı oldu.
Şimdi
geçmişiyle hesaplaşmak yerine geleceğe odaklanmanın, bu ülkeyi topyekûn onarmanın,
bütün yaraları sarmanın zamanı.
Geçmişin
hatalarından beslenen siyasi stratejiler iflas etmiştir. Geleceğin Türkiye’sini
inşa edenlere, barış ve kardeşlik adına yola çıkanlara selam olsun.
Sayın
Başkanımıza son sözümüz;
İnsanlık tarihi savaşı çıkaranları değil, barışı
sağlayanları rahmetle anacaktır.
Saygılarımızla…"
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: