ziyaretinde, Kınık CHP İlçe Başkanı Mehmet Çetinkaya – yöneticiler,
partililer ve vatandaşlar tarafından yoğun coşku ile karşılandı. Vatandaşların yoğun ilgisi nedeniyle parti
binasına sığmayan yurttaşlar Güler’i sokakta kurulan ses düzeni ile dinledi.
Toplantı sonrası bir partilinin düğününe de katılan Güler düğün sahiplerini
kutladı ve düğün evinde düğün sahipleri ve vatandaşlar ile birlikte yemek yedi.
Güler;
“Sizlerin bana emanetinizin gereğini yerine getirmeye çalışıyorum. Aynı
zamanda ettiğim yeminin de gereğini yapmaya çalışıyorum” diyerek sözlerine
başlayan Güler, gündemdeki konulara
ilişkin değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:
“AKP çok tehlikeli ve telafisi
olmayan işler yapıyor. Ülkemizin birliğini parçalayacak, insanlarımızı soy –
kök farklılığında ile ayıracak daha da önemlisi devletin yönetimini de buna
göre şekillendirecek uygulamalara gidiyor. Ulusal bütünlüğümüzün harcı olan
ulusal vatandaşlıktan; herkesi soyuna – sopuna göre ayıracak Anayasal
vatandaşlığa geçmek istiyor. Biz bunlara, ulusal vatandaşlık bu memleketin
birliği, barışı ve geleceğidir diye itiraz ettiğimizde de bize ırkçı diyerek
saldırıyorlar. Biz kan bağı ya da soy – köken üzerinden kimsenin etnik
kimliğini öne çıkarmadan ulusal birliğimizi sağlayan ve tüm etnik kimlikleri
eşit mesafede kucaklayan ulusal vatandaşlığı savunuyoruz. Onlar ise
insanlarımızı soy – kök ve kan bağları üzerinden ayrıştırarak ulusal
birliğimizi parçalamaya çalışıyorlar. Şimdi size soruyorum; burada kim ırkçılık
yapıyor?
Kanunu göç demek
Kınık’ın
beldelerine yaptığı ziyaretlerde
Büyükşehir kanununla birlikte belde ve köylerde yaşanacak değişiklikleri
anlatan Güler, “Bu kanunla birlikte yaşanılacak olan şey pahalılaşma. Tarım,
hayvancılık ve mazotun durumu ortada. Bir de hizmetler bakımından vergisiyle
algısıyla hayatı pahalılaştırırsan köylülerimiz hayatlarını nasıl sürdürecek?
Bu yolla köylü elindeki tarlayı, araziyi satıp savar çekip gider, o da
gidebileceği bir yer varsa gider. Büyükşehir Kanunu göç demek, Türkiye yeni bir
göçü kaldırır mı?” dedi.
Büyükşehir
Kanunu ile birlikte meraların vasfının değiştirilmeye çalışıldığının altını
çizen Güler, “Bu toprakları kime satacaksınız? Buralarda meraların kimler tarafından
üleşildiğini benden iyi köylü yurttaşlarımız biliyor. Bu meralara yerli yabancı
madenciler tarım yapma amacıyla gelmeyecekler, bizim topraklarımıza el koyarak
tatlı hayat sürecekler” dedi.
“Başbakan
ikide bir söylüyor oligarşi oligarşi
diye işte asıl oligarşi bu”
Büyükşehir
Belediye Kanunu kendi kendimizi yönetme hakkımızın elimizden alınması olduğunu
söyleyen Güler, “Biz halkın içinden çıktık, biz halkız, biz halkın çocuklarıyız
diyenler bu kanunla 16 bin 82 köyü, bin 592 beldeyi kapatarak 29 ilde 100 bin
sandalyenin kırılmasına neden olacak.
Köy muhtarı, köy muhtarı azası, il genel meclisi, belde belediye başkanı,
belde belediye meclis üyesi bu kanunla ortadan kalkacak. Biz köylerde
beldelerde 100 bin kişi seçerken gel bizi temsil et derken 90 bin sandalyeyi kırmak
demek bu. Bu işleri nasıl yapalım diye 100 bin insan konuşurken şimdi bu sayı
10 bine düşüyor. Yönetme hakkı giderek çok daha az bir kesimin eline geçiyor.
Buna kesinlikle demokrasi denmez. Başbakan ikide bir söylüyor ya oligarşi
oligarşi diye işte asıl oligarşi bu. Demokrasi yönetimi halka vermek demek,
oligarşi ise yönetimi bir avuç insana vermek demek” diye konuştu.
muhtarıyla, mahalle muhtarı arasında siyahla beyaz gibi fark vardır”
Köylülerden
gelen sorular üzerine köy muhtarı ile mahalle muhtarı arasındaki farkı
anlatan Güler, “Köy muhtarıyla, mahalle muhtarı arasında siyahla beyaz gibi
fark vardır. Anayasa’da köyler yerel yönetimden sayılır fakat mahalleler yerel
yönetimden sayılmaz. Büyükşehir Kanunu Belediye sınırlarıyla il sınırlarını
çakıştırdı. Kınık’ın 29 köyü var bunlar mahalle olacak, Kınık’ın 2 tane belde
belediyesi var bu beldelerin belediyeleri de kapatılarak buralar da mahalle
olacak. Eğer köyünüzün nüfusu 500’ün altında ise mahalle dahi olamayacaksınız.
Maalesef bu kanun sonrasında da Kınık’ta bir belediye olacak ve bu belediye 29
köye, 2 beldeye Kınık Merkezinden hizmet verecek. Bu şu demek şuanda köy
muhtarlıkları kendi topraklarına sahiptir. Alır satar, icara verir elde ettiği
kazançla yatırım yapar. Köy mezarlığına yakınlarımızı defnini köy muhtarlığı
yapar, defin ruhsatını muhtar verir. Köy kahvesi köy muhtarlığınındır, ihaleye verir
götürü usulden kahve işletilir. Köylerin suyu kanalizasyonu köy muhtarı köylere
hizmet götürme birliği eliyle yapılır. Ben bir ev yapacağım zaman onun ruhsat
işleri daha kolaydır. Köy muhtarı gençlerin nikâhlarını kıyar, köylerimizde
böyle bir sistem yürür. Bu yasayla birlikte köyler mahalle olunca bunların hiç
birini mahalle muhtarı yapamaz. Çünkü
mahalle muhtarının tüzel kişiliği yoktur. Bundan sonra 29 il içerisinde kalan
eski adıyla köy ve beldelerimize yeni adıyla mahallelerimize hizmet ilçe belediyesinden
ve büyükşehir belediyesinden gelecek. Sen orada yaşayan yurttaş olarak orunla
ilgilenemezsin. Büyükşehir Belediye Kanunuyla köylere iyi hizmet götürürüz
diyenler cevap versinler. Bu yasanın neresinden köylü kazanacak?” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: