
Basın Bayramı’nın “Sözde Basın Bayramı” olduğunu vurgulayarak sözlerine başlayan İGC Yönetim Kurulu Başkanı Misket Dikmen, “Bugün 24 Temmuz. Basından sansürün kaldırılışının 111'inci yılı. Osmanlı İmparatorluğunda 1908 yılının 24 Temmuz günü padişahın ‘Âli Kararname’ ile hayata geçirdiği sansür, 32 yıl sonra kaldırılmıştı. Basın böylece özgürleşmişti. 1946'da Basın Bayramı olarak kutlanan 24 Temmuzlar uzun zamandır bayram olmaktan uzaklaştı. Çünkü bayramlar güzel günlerde kutlanır” şeklinde konuştu.
Türk medyası’nın bugün hiçbir dönemde olmadığı kadar kuşatma altında olduğunu ifade eden Dikmen, “Dünyada ifade ve basın özgürlüğü açısından 180 ülke arasında 157'inci sıraya düşmüş bir ülkede, 24 Temmuz imdat çanlarının çaldığı gündür. Ülkenin çeşitli yerlerindeki cezaevlerinde gazeteci, yazar, düşünür, akademisyen, hukukçu çile doldururken, gazetecilik eleştirel yapısından giderek uzaklaştırılırken; kendimizi aldatmayalım, gerçek gazetecilikten söz edilemez” dedi.
“Hukuk nerede!”
Dikmen, sözlerine şöyle devam etti: “Tek sütunluk haber ve karikatürün bile suçlu görülüp, halkın habere ulaşması engelleniyorsa, yazarı hapse atılıyorsa, neredeyse idama eş sayılan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları kolayca verilebiliyorsa…
Neyin 24 Temmuz'unu kutlayacağız? Mahkemelerce "Hükmün açıklanması geri bırakılıp" cezalar erteleniyorsa, 24 Temmuz'da ‘Hukuk Nerede!’ diye haykırmalıyız.”
Medya yüzde 95 iktidar yanlısı oldu
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç’de medyanın bugün tarihin en ağır baskısı altında olduğunu ifade ederek, “Baskılara karşı savunma gücü her açıdan kuşatılmıştır. Yüzde doksan beşi iktidar yanlısı haline getirilen medya, siyasi anlayışın dayanılmaz operasyonlarıyla el değiştirmeye devam ediyor. Geriye kalan yüzde beşin haberini gözlerken, sürekli birileri yalnızlaştırılmaları için kamu ilan - reklam ambargosuyla her türlü baskıyı devreye sokuyor. Adaletsiz, eşit olmayan bu politika özellikle ulusal ve yerel basını dayanılmaz duruma düşürüyor” diye konuştu.
Gazetecilere saldıranlar cesaretlendiriliyor
Gazetecilik yapma gayreti içinde çırpınan gazetecilerin sözde ‘andıçvari’ raporlarla fişlendiğini, hedef gösterildiğini ve neredeyse hain ilan edildiğini söyleyen Türenç, “Gazetecilere acımasızca saldıranlar cezalandırılmıyor. Adeta ödüllendiriliyor, cesaretlendiriliyor. Döviz kurlarının dizginlenememesi, SEKA'nın yok edilmesi, girdi fiyatlarının artması ile ulusal ve yerel medyanın can damarı olan üçüncü hamur kağıttan mahrum bırakılan gazeteler, kitabevleri birer birer kapanıyor. Haber yok sayılırken kültüre de gem vuruluyor” dedi.
Habere ve tutsak gazetecilere özgürlük istiyoruz
Türenç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün 24 Temmuz. Tek isteğimiz var. Elinizi basının üzerinden çekin. Basın özgürlüğünün evrensel standartlara ulaşabilmesi için sadece gazeteciler, medya çalışanları değil halkın da özgür habercilik için verilen çabalara ortak olmasını istiyoruz. Habere ve tutsak gazetecilere özgürlük istiyoruz.
Gün mücadele günüdür. El ele vermeliyiz.”
Yorumlar
Kalan Karakter: