

Değerli Dostlar CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz
Cuma ve Cumartesi günleri İzmir’deydi.
Cumhuriyet
Halk Partisi ve onun Genel Başkanı için İzmir hiç şüphesiz kritik öneme sahip
bir kenttir.
Bunu
daha öncede yazdığımı biliyorum. Bu önemin
biri sayısal diğeri siyasal iki ayağının olduğunu söylemeliyim.
2011
Milletvekili genel seçimi sonuçlarına göre;
CHP’nin aldığı toplam oyun % 10’u İzmir’den gelmektedir.
Meclisteki
CHP’li 135 Milletvekilinin 13’ü İzmir’den
seçilmişlerdir.
2009
Yerel seçim sonuçlarına bakıldığında ise
tartışmasız büyük bir başarı vardır. İzmir’in başta Büyükşehir Belediyesi olmak
üzere 28 ilçesinde Belediyeler, CHP’li Başkanlar tarafından yönetilmektedir.
Bu
sayılar, oranlar ve sonuçları İzmir’in CHP açısından
sayısal önemini açıklamaya kâfidir.
İşte bu sayısal gerekçelerle
Sayın Kılıçdaroğlu İzmir’e önem vermek zorundadır ve kendisi de zaten bunu
yapıyor.
Sizin işinizin % 10’nu
yapan bir örgütü göz ardı edemezsiniz. O örgütün başarı ve başarısızlığı sizin
performansınızın tayininde kritik öneme sahipse; gözünüzün kulağınızın o
örgütün üzerinde olması tabidir.
Sayın Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmalarda, İzmir’deki demokrasi, hoşgörü
ve barış ortamına sık sık değinerek bunun tüm Türkiye’ye teşmil edilmesinin
gereğine işaret etti.
İşte İzmir’in siyasi önemi de
bu örnek gösterilme durumundan kaynaklanıyor.
Değerli Dostlar, İzmir’in göç alan bir kent olduğu hepimizce malum. Bu
doğal olarak kentin çeperlerinde demografik ve kültürel yapıyı çoğullaştırmakta
ve renklileştirmektedir.
Şehirle entegrasyon arttıkça,
zincire ikinci ve üçüncü kuşaklar eklendikçe bu demografik ve kültürel yapı,
merkeze doğru invaze (yayılma) olmaktadır.
Bu yayılmanın beklenen sonucu
olarak, ekonomik, siyasi, kültürel ve sosyal hayat zenginleşmekte kentlilik
bilinci öne çıkmaktadır.
Diğer kimlik ve aidiyetler
sekonder (ikincil) kalmaktadır.
Bu
tespitimin yanlış anlaşılmasını istemem.
Diğer kimlik ve aidiyetlerin yok edilip önemsizleştirildiğini yazmıyorum.
Bunların sekonder kaldığını ve kentlilik bilincinin öne çıktığını yazıyorum.
Kentlilik
olgusunun yerleşmesinde, entegrasyonun ve yeni kuşakların rolü belirgindir.
Bilhassa eğitimli yeni kuşaklar kent dinamiklerinin oluşumunda etkili rol
oynamaktadır.
Başta
siyasi partiler olmak üzere, meslek odalarında, sivil toplum kuruluşlarında
yönetim organlarında görev almakta ve liderlik üstlenmektedirler.
İzmir’de önemli ölçüde
başarılan budur.
Coğrafyanın, iklimin, eğitimin, kültürün, batıya olan yakınlık ve
bağlılığın bu süreçte rolü olduğunu düşünüyorum. Ötesi ciddi bir sosyolojik
incelemenin konusudur tabi ki.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun övgüyle söz ettiği bu durumun sürdürülmesi için
yerel yönetimler kritik öneme sahiptir.
Kent
için, ulaşım, çöp, su, alt yapı gibi rutin belediye işlerinden daha fazla önemi
haiz bir görevdir bu.
Özellikle
kentin çeperlerinde yaşayan vatandaşlara
sağlanacak ekonomik ve kültürel destek programları başta Büyükşehir olmak üzere
tüm ilçe belediyelerinin öncelikleri arasında olmalıdır.
Parti
ise; seçkinci değil, insan ve hak odaklı
siyasi çalışmalarla bu süreçte vatandaşa yakın durarak siyaset yapmalıdır.
Merkez
ve çeperlerdeki oy oranları göz önüne alındığında
kentin çeperlerindeki vatandaşların teveccühlerini kazanmak öncelikli görevler
hanesine ilk sırada yazılmalıdır.
Siyaset
sosyolojisinde “konsensus” kavramı “duyguların,
çıkarların ve inançların birliğini” ifade eder.
Eğer vatandaşlarımızın
duygularda, çıkarlarda ve inançlarda ortak bir zaviyede birleşmesini istiyor ve
önemsiyorsak söz ve eylemimizle bunu açıkça ortaya koymalıyız.
“sol”
dan bakmak bunu gerektirir.
Halkın partisi, vatandaşın
partisi olmak budur.
Kimin belediye başkanı
olacağından daha mühim bir konudur bu.
Sayın Kılıçdaroğlu’nun övgü ile Türkiye’ye örnek gösterdiği İzmir’i
barışın, demokrasinin ve hoşgörünün kenti olarak yarınlara taşıyacak siyasi
kadroların, kente yaşayanlara bu empati gözlüğü ile bakmaları mecburidir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: