Döviz kurlarının ekonomideki bütün gelişmelere anında tepki veren, öngörülmesi zor bir değişken olması fiyatlama kararlarında beklenti kanalını da önemli kılıyor. Bu nedenle de işletmelerin yaşanan bir kur hareketini ne ölçüde kalıcı/geçici algıladıkları veya döviz kurunun ileride hangi değeri alabileceğine dair beklentileri kur hareketlerinin fiyatlara yansıtılmasında önemli rol oynuyor.
Merkez Bankası çalışmasında bulgular enflasyona geçiş etkisinde beklentilerin de etkili olduğunu teyid ediyor. Beklentilerin güçlü değer kaybı yönünde olduğu durumlarda kur ve enflasyon arasındaki ilişkinin tarihsel ortalamadan daha yüksek olduğu görülüyor. Beklentilerin olumlu seyrettiği dönemlerde ise bu etki çok daha düşük olabiliyor.

'DOLARLA NE İLGİSİ VAR' ZAMLARI
İşte son günlerde görülen de tam anlamı ile beklenti fiyatlaması. Örneğin çarşıya pazara gittiğimizde yumurtaya, yoğurda, domatese, salçaya, çorbaya önemli oranda zam yapılmış durumda. Bir çoğumuz da bu zamları görünce aldığımız 'dolar arttı zam yaptık' savunmasına karşı 'Dolarla ne ilgisi var?' demekten kendimizi alamıyoruz.
Enflasyondaki bu yükseliş bir sonraki adımda ise faiz oranları üzerindeki baskıyı artırıyor. Bu durum kendi kendini besleyen bir kısırdöngüye yol açıyor. Şimdi başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomi yönetimi bu beklentiyi kırmaya yönelik eylem planlarını hayata geçirmeyi düşünüyor.
Eylem planının nasıl hayata geçirileceği henüz net değil ancak önceki kampanyalarda olduğu gibi sivil toplum örgütleri ve bir çok kurumun plana dahil edilerek çözülmesi gerektiği ortak düşünce.
Yorumlar
Kalan Karakter: