Laik eğitime ‘dinamit’

Milli Eğitim Bakanlığı’nın İlköğretim Kurumları
Yönetmeliği’nin 31. Maddesi, 21 Temmuz’da yeni bir yönetmelikle değiştirildi.
Değişiklik kapsamında, imam hatip ortaokullarına kayıt yaptıran öğrencilerin,
Kuran kurslarında verilen hafızlık eğitimini almaları durumunda okula 1 yıl geç
başlayabilmelerine olanak sağlandı.



Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir, değişiklik kapsamında
“hafızlık eğitimi” adı altında içeriği, kapsamı ve niteliği bilinmeyen bir
olgunun eğitim sistemine sokulduğunu söyledi. Demir, Milli Eğitim Bakanlığı,
imam hatip ortaokuluna kayıt yaptıran veya devam eden öğrencilerden, hafızlık
eğitimine başladığını belgelendirenleri ayrı bir statüye koyduğunu, aynı okulda
eğitim görenler de dahil olmak üzere, onları, diğer öğrencilerden ayrıcalıklı
bir hale getirdiğini belirtti.



Bu öğrencilere, devamsızlık yaparak yıl sonunda sınıf geçme
hakkı tanındığını vurgulayan Demir, “Her şey bir yana, bu eğitimin, kim ya da
kimler tarafından, hangi koşullarda verileceği, eğitim sonunda öğrenci
başarısının hangi ölçütlere göre belirleneceği hususları tam bir muammadır.
Sonuç olarak ‘hafızlık eğitimi alanlar bu eğitimleri süresince’ ibaresinin
öncelikle yürütmesinin durdurulması, sonrasında iptali için Danıştay’a dava
açtık” dedi.



Tevhidi Tedrisat’a
aykırı

Demir özetle şunları söyledi: “Uygulama laik eğitime atılmış
bir dinamittir. Okullarımızda devamlılık esastır. Hafızlık bir yılda
tamamlanmayacak, çocuk 2 ya da 3 yıl hafızlık eğitim alacak sonra da okula
devam edecek. Bu kural haline gelecek. Burada yapılmak istenen kesintisiz
eğitimi 4 yıla düşürmek. İlk 4 yıldan sonra Türkiye’de eğitim sistemi
bitmiştir. Ortalama eğitim süresi 6 yıla çıkmışken, ortalama 2 yıla kadar
düşecek. Tevhidi Tedrisat Yasası’na aykırı bu uygulama iptal edilmelidir. Her
ne kadar Danıştay Başkanı, ‘Birçok dava durdu da ne oldu. Bundan sonra
durmayacak yola devam’ açıklaması yapsa da her şeye karşın yasalara güvenmek
istiyoruz.” (EMRE DÖKER-CUMHURİYET)