MEVCUT BAŞKAN NEDEN DOLAŞIR?
Yayınlanma :
12.03.2014 15:35


hazırlandığımız dönemdi. Daha birkaç gün önce üye olduğum DSP Balçova beni
bağrına basmış, kontenjan 1. sıradan meclis üyesi adayı yazmıştı.
Mevcut Balçova Belediye Başkanı önce SHP’den seçilip, ardından
ANAP’a geçmiş olan Mustafa Şentürk’tü.
1992 ara yerel seçimlerinde Balçova yeniden ilçe olmuştu ve
söz konusu belediye başkanı yedi yıldır görev başındaydı.
Çok yoğun bir çalışma temposu içindeydik. Gündüzleri bütün
gün sokak sokak geziyor, yürümekten tabanlarımız şişiyordu adeta. Geceleri ise ‘beyin takımı’ denilen (!) bir grup
olarak başkanın stratejilerini ve televizyon konuşmalarını hazırlamaya
çalışıyorduk kendimizce.
İşte o günlerde aklıma takıldı bu soru ilk olarak. “Balçova gibi küçücük bir ilçede, yedi
yıldır görev başında olan bir belediye başkanı neden seçim çalışması yapar?!”
Oradan yola çıkarak bir teori geliştirmiştim kendimce.
Başkan adayımıza demiştim ki “Eğer biz
seçimi kazanırsak, öyle bir çalışalım ki, tekrar seçim dönemi geldiğinde başka
adaylar çalışsın, biz bir kenardan seyredip gülelim. Boşuna koşturuyorsunuz.
Bizim bu hizmetlerimizden sonra Balçova halkı size oy vermez diyelim.”
Heyhat, o işler öyle yürümedi. O zor çalışma koşulları
unutuldu gitti. Neyse, daha derinlere dalmanın âlemi yok şimdi.
Şimdi yine bir seçim dönemi ve yine adaylar harıl harıl
çalışıyor. Ama ben yine hayret etmekten kendimi alamıyorum.
Kardeşim sen yıllardır görev başındasın. Esnafı, halkı ilk
defa mı görüyorsun da elini sıkıyorsun, vaatlerde bulunuyorsun? Bütün belediye
olanaklarını kullanarak, gazetelerde, televizyonlarda, billboardlarda yıllardır
zaten yok musun? Bu neyin telaşıdır?
Bırak seni icraatların anlatsın…
Sayın Dr. Hakan
Tartan’ı izliyorum örneğin.
Beş yıldır ulusal
kanallarda, anketlerde, bina büyüklüğündeki posterlerde hep o vardı. İZMİR’İN
GÜLEN YÜZÜ olarak…
ORC adlı firma ne
zaman bir anket yapsa, Aziz Abi’den daha başarılı, adeta Türkiye birincisi
çıkardı.
Ee doktora da olunca,
otomatikman “Büyükşehir benim hakkım. Aşağısı kurtarmaz. Zaten sermayesi o
kadar.” durumu söz konusu oldu. Oysa ben biliyordum CHP’nin kendisini muhtar
azası dahi yapmayacağını ya, neyse.
Sonunda tekrar oturduğu koltuğa da razı oldu ama nerdeeee…
Şimdi DSP’de yeniden aday ve sokak sokak dolaşıp, insanların
içine girip oy istiyor.
Yahu demezler mi, “Sen
hangi gün bu mahalleden geçtin beş yıl boyunca? Ne zaman randevu istedik de
verdin” diye?
Konak Belediyesinde dört yıl meclis üyeliği yaptım
biliyorsunuz. Beşinci yıl meclis üyeliğini bıraktım sonunda. Dört yıl boyunca,
bir meclis üyesi olarak sadece iki kere belediye başkanının odasını gördüm.
Oysa eski başkan Muzaffer Tunçağ döneminde bile daha fazla görmüştüm o odayı.
Üstelik Konak Belediye Meclis Üyesi olmadığım halde…
Zaten son yıllarda
duyduğuma göre kapıya şifre sistemi falan da konmuş.
Şimdi diyeceksiniz ki
“Adam yerinde oturdu da sen mi görmedin.”
O da doğru tabii.
Genellikle Türkiye dışındaki ülkelerde ve İstanbul’da geçti günlerin çoğu.
Neyse. Ben düşmüş insana vurmayı pek sevmem. O yüzden burada
kesiyorum konuyu. Zaten daha önce yazmıştım yazacaklarımı.
Konak CHP adayı Sema
Pekdaş’ı çok fazla tanımasam da, hakkında olumsuz bir kanaatim de olmadı
açıkçası…
Ancak yanındaki,
birlikte görev yapacağı arkadaşlarımı iyi tanıdığımı söyleyebilirim.
Sevgili hemşerim
Ahmet Karadağ ve birlikte Konak Belediye meclisinde birlikte görev
yaptığımız, meclisimizin Hukuk Komisyonu
Başkanı da olan Avukat Ali Büyükkayıkçı oradalar.
Ve tabii kıdemli
Nimet Haytabay…
Yani Sema Pekdaş
siyasi anlamda emin ellerde diyebilirim. Allah bir önceki meclisten onu
korumuş!
Samimi bir şekilde
çalıştıklarını görüyorum. Allah emeklerini boşa çıkarmasın.
Seçimden sonra da,
bazı Konak adaylarının oyu % 55
mi, yoksa % 5’mi görüp, hep birlikte eğleneceğiz!
BERKİN’İ KAYBETTİK…
Berkin üzerine ne yazsam, ne söylesem bu acıyı hafifletmez.
Söylenecek her şey söylendi, yazılacak her şey yazıldı. Mekânı cennet olsun.
Ancak sosyal medyada bazı paylaşımlar görüyorum ki “Bunlar insan olamaz.” demekten kendimi
alamıyorum. “Seçim üzeri mahsus
öldürüldü bu çocuk” diyenden tutun da, “Alevi ve eylemci olduğu için katli vaciptir.” noktasına gelenlere
kadar…
Artık acılarını bile paylaşamayan bir ülke haline geldik “Usta” sayesinde.
Dilerim Allahtan, buna sebep olanlar da aynı acıları
yaşasın.
Âmin…
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: