

Değerli Dostlar, geçen günlerde sevgili kardeşim Mustafa Balbay’ın Cumhuriyet Gazetesindeki köşesinde iki önemli yazısı yayınlandı.“Hedef ortaklığı ve CHP” ve “CHP’de kurultaylar ve sonrası”
başlıklı bu iki yazı CHP’nin iktidar olabilmesi için, Balbay’ın yaptığı
tespitleri ve önerileri içermektedir.
Çok önemli bulduğum bu tespit ve öneriler; benim bir süredir bu köşede
yapmak istediğimle de örtüşmektedir.
Bunda benim şaşırdığım bir şey yok. Çünkü sevgili
dostumla ortak bir derdimiz var.
Derdimiz, CHP nin iktidar olması.
Demokrasilerde ilelebet iktidar olunamayacağına göre; AKP’nin birgün yenilmesi
de kaçınılmazdır.
CHP için; seçmenleri ikna edip, onların oyları ile AKP’yi yenilgiye
uğratarak iktidar olmaktan başka bir yol düşünülemez ve olamaz.
Balbay, “Toplumun gönül rahatlığıyla ve heyecanla, ülkenin
yönetimini CHP’ne emanet etmek gerekir diyeceği bir iklim nasıl oluşturulur?” gibi kritik önemde bir soru
sormaktadır.
Bunun için; “Parti içinde barış, parti ile toplum arasında barış.” gerekliliğine işaret edip bu ay
ortasında yapılacak büyük kurultaya gönderme yapmaktadır.
Toplum ile yapılacak barışın toplumla bir “hedef ortaklığı” koalisyonu
kurmaktan geçtiğini söyleyerek, Avrupa’da ki sol partilerin son zamanlardaki
başarılarını bu stratejiye bağlamaktadır.
Balbay, “salt muhalefet yapmak CHP’ne yetmez”
diyerek iktidar olabilmek için halkı ikna edecek projelere ihtiyaç olduğuna
vurgu yapmaktadır.
“CHP dillendirmeye başladığı
demokrasi devriminin içini ve etrafını doldurup, bir iktidar projesi olarak
sunmaya başlamalı. Bunu sokaktaki insanın günlük yaşamını kolaylaştıracak
ekonomi politikalarıyla birlikte anlatmalı.” diye yazan Balbay, sokaktaki insanın kritik
önemine dikkat çekmektedir.
Sokaktaki insan yani siyasetsiz seçmen yani
vatandaş yani işçi, işsiz, emekli, memur, borçlu, ev kadını, hasta,
futbolsever, dar gelirli, köylü, mühendis, öğrenci, sanatsever, dağcı, bankacı,
müzisyen, otobüs, metro yada vapurdakiler, kahvedekiler ve tüm diğerleridir.
Seçimin kazanılması bu insanların
kazanılması ile mümkündür.
Sokaktaki insanın sorun değil çözümle
ilgilendiği ve sorunlarına kendince en iyi çözümü vaat edenleri ödüllendirdiği
konusunda bir şüphe yoktur.
Bu gerçeği gören Balbay, “CHP’nin
sorunları anlatan partiden çok çözümler üreten parti kimliğine
bürünmesiyle” diyerek partinin çözüm üretmesinin önemine işaret
etmektedir.
Değerli dostlar, isteğim ve
beklentim Sevgili Mustafa Balbay’ın derhal özgürlüğüne kavuşmasıdır.
Bu hem bir arkadaş olarak çok kişisel bir
istektir hem de halkın oyları ile seçilmiş bir milletvekilinin, kendisinin asli
görevi olan parlamentodaki çalışmalara katılmasının âmâsız lakinsiz talep
edilmesidir.
Mustafa Balbay yargılanmasın
diyen yok. Fakat tutuklu yargılanmasını gerektirecek bir durumda yok.
Tutukluluğun cezaya dönüşmesine
seyirci kalmanın arka planında intikam duygularının salyaları gözükmektedir.
Mustafa Balbay’ın durumu hukukla
açıklanamayacağı gibi vicdanlara da ağır bir yük oluşturmaktadır.
Özel Yetkili Mahkemeleri kaldıran
yeni yasanın, CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ve diğer tüm tutuklular
için yeni kazanımlar getirdiği konusunda hukukçular fikir birliği içindedir.
Mahkemelerin parlamentonun bu iradesini doğru
anlayıp yasanın olanaklarını sanıklar lehine kullanmaları güçler ayrılığı
prensibine halel getirmeyecektir.
Mustafa Balbay’ın CHP’nin değişim ve
iktidar arayışı mücadelesine önemli katkılar vereceği konusunda inancım tamdır.
Bu katkının boyutu cezaevi ve hücre ortamında yazdığı yazıların çok ama çok üstündedir.
Balbay’ın işaret ettiği CHP’nin
olağan büyük kurultayı partinin yönünü tayin edecek ve yeni politikaları
uygulamaya koyacak kadroların ortaya çıkması için de önemli bir fırsattır.
Değişime karşı çıkmak ve
değişime direnmek nafile bir çabadır.
Fakat değişim partinin tüm varlığının
ve bünyesinin tarumar edilmesi de değildir.
Partinin önünde, değişime
karşı çıkan ve direnenleri kendi başlarına bırakarak, yeni program, yeni
strateji ve yeni kadrolarla iktidara yürümekten başka bir seçenek yoktur.
Partinin kadroları arasında fikirsel
çeşitliliği görmemek ve kadroların ideolojik bütünlükte olduğu zehabına
kapılmak Sayın Genel Başkanın en büyük yanılgısı olacaktır.
Sayın Genel Başkanın en büyük
başarısı ve gücü ise; fikirsel çeşitlilik gösteren kadroları değişim ve
yenileşme büyük fikri etrafında birleştirmek, enerjilerini, bilgilerini ve
yeteneklerini partiye kanalize etmelerine olanak tanımak olacaktır.
Sayın Genel Başkanın bunu
yapması için kendisine yanlış sufle verenlere değil örgüte bakması yeterlidir.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: