CHP Genel Başkanı Özgür Özel, başta Gezi davasından yargılananlar olmak üzere tüm siyasi tutuklular için bir mektup yazdı.
"İçeride haksız yere bulunan dostlara özgürlük sözüm var" diyen Özel'in yazısı Birgün'de yayımlandı.
“İçerisi” benim aslında çok iyi bildiğim yer diyen Özel, CHP Cezaevlerini İnceleme Komisyonu'nu kurulduğu zaman haksız ve siyasi tutuklamalara karşı ses olmak, için Türkiye'nin tüm illerinde çok sayıda cezaevine sayısız defa gittiğini söyledi.
"Can Atalay’ı serbest bırakmamak adına Anayasa’yı bile ihlal etmeyi göze almış Tayyip Erdoğan liderliğinde oluşan bir darbe girişimine karşı mücadele ediyoruz."
Dışarıdan içeriye mektup yazmanın içeriyi ve içeriyi daha iyi tanıyan kişiler için daha zor olduğunu söyleyen Özel, mektubuna şu sözlerle devam etti:
"Cezaevinde bulunanlara umut vermek adına yaptığım çok sayıda görüşmede, aslında onların bizi motive ettiğini, onların bizlere umut verdiğini şaşkınlıkla sayısız kere yaşadım.
Soma Davası’ndan bu yana tanıdığım değerli dostum Can Atalay’ı serbest bırakmamak adına Anayasa’yı bile ihlal etmeyi göze almış bir iktidar blokuyla, yargı ve yürütme içindeki çetelerin birlikteliğiyle, Tayyip Erdoğan liderliğinde oluşan bir darbe girişimine karşı mücadele ediyoruz. Türkiye’nin gençlerine ve bizlere yol göstermiş Gezi hareketinden içeride bulunan tüm tutuklular haksız yere içeride, yaşları geçmiş generaller haksız yere içeride, avukatlar, şehir plancıları, mimarlar, haksız yere içeride, gazeteciler, aydınlar, siyasetçiler, belediye başkanları haksız yere içeride…
Şimdi sorumluluğum çok daha fazla. Sadece Can Atalay için değil, Tayfun Kahraman için, Osman Kavala için, Selahattin Demirtaş için, Selçuk Mızraklı için, Selçuk Kozağaçlı için, Barış Pehlivan için, Çiğdem Mater için, Mine Özerden için ve adını sayamadığım onlarca haksız tutuklu için sorumluluğum çok daha fazla.
"Tüm yurttaşlarımıza adalet sözüm var"
Delegelerimizin verdiği görevin farkında olmakla beraber, sokağın, yurttaşlarımızın bana verdiği görevin çok daha fazla farkındayım.
Benim, Soma’da katledilen 301 madencimizin ailelerini hiçbir beklenti olmadan savunan Can Atalay’a, Selçuk Kozağaçlı’ya borcum var, Gezi’de her birimizin protesto hakkını korumak adına mücadele edenlere borcum var.
Benim, Saray rejiminin haksızlıklarıyla mücadele etmeye sözüm var. İçeride haksız yere bulunan dostlara özgürlük sözüm var. Tüm yurttaşlarımıza adalet sözüm var.
Benim Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olarak bu sözü vermiş olmamın pek bir önemi yok. Özgürlük ve adalet talebini haykıran milyonlar bir arada durabilirsek, bir arada ses verebilsek, bunu başarabilir ve cezaevinde haksız yere bulunan tüm dostlarımıza umut olabiliriz.
Mücadelem özgürlük içindir… Mücadelem adalet içindir… Mücadelem demokrasi içindir…"
Yazının tamamı için tıklayın
Yorumlar
Kalan Karakter: