Erdoğan'ın özellikle Suriye ve Libya konusunda Türkiye içinde en güvendiği insanlardan birinin SADAT'ın kurucusu Adnan Tanrıverdi olduğuna dikkat çeken Serdar Öztürk de "Erdoğan'ın özellikle Suriye ve Libya konusunda Türkiye içerisinde en güvendiği insanlardan biriydi. SADAT'ı son dönemlerde devreden çıkartmıştı. Çünkü çok tartışılıyordu. Hatırlarsanız Kemal Kılıçdaroğlu SADAT'ın önüne kadar gidip eylem yapmıştı. Ondan sonra biraz böyle Erdoğan'ın kendi taktiğiyle kamuoyuna duyurmadan geri çekti. Zaten Kılıçdaroğlu'nun tepkisinden sonra Tanrıverdi Cumhurbaşkanlığı görevinden de istifa etmişti. Erdoğan her zaman yaptığı gibi sessiz sedasın devreden çıkartmıştı. Çıkartmış olması SADAT'vari bir yapının kullanılmadığı anlamına gelmiyor. Çünkü bildiğim kadarıyla Libya'da hala varlar. Hatta Suriye'de eğit-donat hikayesini SADAT'ın yaptığı biliniyor. Bunu daha önce sık sık konuşmuştuk" dedi.
YAŞ kararlarına değinen Öztürk, "Kurmay amiral diye terfi edenleri yazmışlar. Ortalıkta çok dolaşıyordu. Bir insan hem kurmay hem amiral olamayacağı için YAŞ toplantısından çıkan kararların bir hatasını bulmuş Türk Milleti. Ama epey bir generalimiz oldu. Bu arada o değişen sistemle artık kimseyi ilgilendirmiyor öyle görülüyor YAŞ'ta ne karar çıkıp çıkmadığı. Hiç konuşulmaması sivilleştiğimizin bariz örneği oldu. Şimdi tartışması yapılmadığına göre öyle bir sorunumuz kalmadı artık" dedi.
Ahmet Nesin de kurmay olmadan general olan komutanlara dikkat çekti. Öztürk ise "O eskiden de vardı. Muharip olmayan birliklere öyle çok iyi hatırladığım Manisa Tugay Komutanı bir dönem bandocuydu. Bandodan general olmuştu. Öyle kurmay olmayanlardan yapıyorlar. Genelde tabi kurmaylardan yapıyorlar. Kurmaylardan general olanlar orduda daha yükselme şansına sahipti" diye konuştu.
İlim Yayma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan'ın Ayasofya Meydanı'nda "Şehit Heniyye'den son çağrı" etkinliğinde konuşma yapmasını hatırlatan Ahmet Nesin, "Ayasofya'daki gıyabi cenaze namazında bir şeyi fark ettim. Bilal Erdoğan'ın gitmesi bir babanın 'öldürülürüm' diye gitmediği yere oğlunu göndermesi ciddi bir felaket. Bence o mantıkla yapılıyor. Hiç öyle o da biliyor ki Bilal'den başkan falan olmaz. Onu söyledim dün programda. Emine Erdoğan'ın eşine söylemesi lazım. Sen korkudan gitmeyip oğlunu gönderiyorsun. Hadi İran'a meclis başkanını gönderdin. Ama oğlunu göndermek ciddi bir şey. Ya oğlunla beraber gidersin" dedi.
New York Times'ın haberine göre Haniye'nin odasına aylar önce bomba yerleştirildiğini hatırlatan Serdar Öztürk, "Habere göre aylar öncesinden yerleştirilmiş. Sonra bu konuda bilgisine güvendiğim insanlarla. İran'da devrim muhafızlarının açıklamasına göre orta menzilli bir füzeyle vurulduğu yönünde kanaat var. İki olasılık yüksek ancak oraya nasıl gittiği yönünde tartışma var. Kimisi SİHA, kimisi radara yakalanmıyor diye F35'ten bahsedenler var. Bir de Hürmüz Boğazı'ndan Amerikan gemilerinde atıldığı yönünde iddialar var. Bu önümüzdeki günlerde çıkar ortaya. Erdoğan güvenliğine çok önem veriyor. Karayoluyla giderken helikopterler tarafından çevrilen güvenlik önlemi var. Dünyadaki pek çok lider için bu suikast ciddi bir soru işareti oluşturdu. Ama şunu da söylemek gerekir. Konuştuğum ve yaptığım bir takım araştırmalarda şunu gördüm. İçerden bir yardım olmasa İran içinden Haniye'nin kaldığı odaya varana kadar içeride birçok istihbarat alınmış. Bu da bize gösteriyor ki İran o kadar da söylendiği gibi bu işlerde çok da iyi değil. Uygulanan ambargolar neticesinde Cumhurbaşkanını bile helikopter kazasında kaybetmiş bir ülke. O yüzden bu tür sıkıntılar önümüzdeki dönem çok sık olacak gibi" ifadelerine yer verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: