SAPLANTILI AŞKLARIN FAİLİMİYİZ KURBANI MI?
Yayınlanma :
13.12.2012 01:09


Genç delikanlı saatine
baktı sevdiği kızla telefon görüşmesinin üzerinden 3 saat 40 dakika geçmişti.
Zaman geçmek bilmiyordu, eline telefonunu aldı ve kızın aramasını beklemek
yerine kendi aramaya karar verdi. Sonra vazgeçip sevgilisinin biraz daha
sakinleşmesini beklemek istedi. Biz ayrılamayız bana çok kızdığı için bitirdi
birazdan sakinleşecek ve beni arayıp özür dileyecek diye mırıldandı kendi, kendine.
Vakit gece yarısını çoktan
geçmişti, genç adamın beklediği telefon gelmemiş gerçekten terk edildiğini
anlamıştı artık. Bir kuş gibi çırpınan yüreğiyle dertleşircesine sordu ben
onsuz ne yapacağım, nasıl yaşayacağım? onu geri kazanmalıyım, benim dışımda bir
başkasını sevmesine izin veremem. Evin içinde nefes alamıyor, boğulacak gibi
oluyordu Kendini bilinçsizce sokağa attı arabasına bindi ve kendini
sevgilisinin kapısının önünde buldu. Deli gibiydi oda ne yaptığının farkında
değildi aslında. Gerçekten sevdiği için mi oradaydı, yoksa ayrılığı kendine,
erkekliğine mi yedirememişti? kızın odasının camına bakarak bu sorularla
kendini sorguladı dakikalarca.
Kimseler duymasa da adamın
kulaklarını sağır edecek kadar bağırdı adamın yüreği. Seviyorum onu çok seviyorum
bir başkasına yar etmeyecek, gerekirse ölüp, öldürecek kadar çok seviyorum.
Kendisini hiç bu kadar
çaresiz hissetmemişti, yapabildiği tek şey kafasını avuçlarının arasına alıp
sessizce ağlamak oldu. Kendini toparladı ve eve gitmesinin daha doğru olacağını
düşündü, böylelikle biraz uyuyacak sabah daha dinç uyanarak sevgilisiyle daha
sağlıklı bir görüşme yapacaktı.
Sabahın ilk ışıkların da
büyük bir umutla uyandı ve hemen eline telefonunu aldı mesaj bölümüne baktı
gülümseyen yüzü birden asıldı beklediği mesaj yoktu ve hiç bir zamanda
olmayacaktı.
Genç adam her gün biraz
daha büyük bir tutkuyla bağlanıyor unutmayı aklının ucundan bile geçirmiyordu.
Sevgilisiyle her konuşmasında ret cevabı alması onu olumsuz bir şekilde
etkiliyor, Artık büyük sevgisinin yanında büyükte bir öfke oluşmuştu içinde.
Kıyamadığı canım dediği kızı sokak ortasında dövüyor, tehditler savuruyordu.
Ve bir gün hayatının en
büyük korkusu, görmek istemediği tek manzara karşısındaydı. Genç kız yeni
sevgilisiyle el ele, göz göze bir cafede oturuyordu. Sinirleri beynine
sıçramış, şoka girmişti onları orada bırakarak arabasına koştu torpido gözünden
beylik tabancasını aldı ve tekrar koşarak yanlarına geri döndü. Aslında
anlatmak istediği çok şey vardı belki de sevgisini tekrar dillendirecek
sevgilisini böylelikle kazanabilecekti, fakat kızın alaylı bakışları bunu
yapmasına engel oluyordu. Son çareydi elindeki tabanca. Ve hiç düşünmeden iki
el ateş açtı. Gözlerinin önünde sevdiği kız can vermişti pişman değildi, içi
rahatlamıştı artık ondan başka bir erkek kıza dokunamayacaktı.
Anlattığım bu hikaye Benim
sizin hatta bir çoğumuzun kurtulmaya çalıştığı, bize beslenen saplantılı
aşkların hikayesidir.
Bu hikaye Geçtiğimiz ay
eski sevgilisi tarafından reddedilği için hiç acımadan öldürülen Gülşah Öğretmeninin
(Gülşah Aktürk) ve onun gibi yüzlerce aşk kurbanı olan insanların hikayesidir.
Peki yaşadığınız şeyin
saplantı olduğunu nasıl anlayacaksınız? Kendinizi dinlerseniz, kendi
hareketlerinizi gözden geçirirseniz saplantı mı aşk mı olduğunu rahatlıkla
anlayabilirsiniz. Saplantı güvensizlik duygusu getirir. Aşktaki gibi
heyecanlanırsınız ama asla gerçek anlamda mutlu olamazsınız. İçiniz de büyüyen
şüpheler, onun tarafından sevilmediğinize dair düşünceleriniz vardır. Hayal
bile kuramazsınız. Saplantılı insan sürekli huzursuzdur, Sinirlidir, en ufak
bir şeye bile öfkelenir. Öfkesini kontrol edemediğinden sevdiği insana ve
çevresindekilere zarar vermeyi bile düşünebilir. Canını yakmak ister. Çoğu
zaman da geri dönüşü olmayan büyük acılar yaşatır Ölüm gibi.
Oysa aşkta, aşık olduğunuz
kişiyle ilgili sürekli hayal kurarsınız. Yine heyecanlanırsınız ama o heyecan
bile mutlu eder sizi. Aşkınızın sizi sevmediğini aklınıza bile getirmek
istemezsiniz. Sevgisinden şüphe etmek aklınıza bile gelmez.
Saplantılı insanın
düşüncelerin de, sevdiğim benim değilse hiç kimsenin olamaz gibi bencilce
düşünse de aşık insan tam tersi kendisiyle birlikte olmasa bile sevdiğinin
mutlu olmasını ister. Hatta başkasıyla mutlu olacaksa eğer aradan çekilmeyi
bile kabul edebilir.
Gülşah Öğretmen ve onun
gibi aşk kurbanı olanları rahmetle anıyor, Saplantısız, makul, aklı başında
aşklar yaşamınızı diliyorum.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: