Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından Mehmet Uçum, pazar günleri için seri haline getirdiği pazar yazısında 'TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ!' başlığı altında dikkat çeken bir yazı kaleme aldı. 22 Ekim tarihinde başlayan süreci, 1 Ekim 2024 tarihinde Erdoğan'ın meclis açılışında yaptığı konuşma ve sonrasında Bahçeli'nin adımları ile devlet politikası olarak resmen başladığı ifade edildi.
Süreç kapsamında Öcalan'ın yaptığı çağrının büyük ve tarihi bir adım olduğunu ifade eden Uçum, bu çağrının anlam ve işlevini şu şekilde ifade etti:
- Çağrının temel özelliği: Nesnel gerçekliğe uygun olmadığı için statü taleplerinden tümden vazgeçilmesidir.
- Çağrının temel amacı: Devlet ve toplumla bütünleşmedir. Tek devlet ve tek ulus yaklaşımı çağrının omurgasıdır.
- Çağrının kapsamı: PKK’nın Suriye dahil bölgedeki ve Avrupa’daki tüm unsurları ve ilişkileri kapsamdadır.
- Çağrıda mücadele yöntemi: Demokratik siyaset olarak benimsenmiştir. Başka hiç bir yol meşru kabul edilmeyecektir.
- Çağrının perspektifi: Daha ileri bir demokrasiye ulaşmak için siyaset üretmek olarak belirlenmiştir.
"GEÇİŞ'TEN SONRA DEMOKRATİK SİYASET ALANI GENİŞLEYECEK"
İktidarın Terörsüz Türkiye dediği süreç için 'geçiş süreci' tanımlamasını kullanan Uçum, bu sürecin tamamlanmasının ardından siyaset alanının genişleyeceği ve reform aşaması olarak çok daha etkili olacağını öne sürdü:
- Geçiş süreci tamamlandıktan sonra demokratik siyaset alanının genişlemesi ve derinleşmesi bir reform aşaması olarak çok daha etkili devreye girecektir. Geçiş sürecinin en önemli özelliği bu aşamaya hazırlıktır.
KAYYUM VE TUTUKLAMALARA İŞARET ETTİ
Uçum yazısının devamında bu sürecin ihtiyaçları olduğunu, süreç kapsamında terörle mücadele tedbirlerinin gözden geçirilmesi gerektiğini ifade etti. Uçum bu gözden geçirmeye kayyum uygulamasının da dahil olduğunu ifade etti. Yargısal süreçlerde de tutuklamaların dahil tüm tedbirlerin yargı mercilerince inceleneceğini aktaran Uçum, önemli olanın kayyum ve tutuklama adımlarında sürece destek olmak için zamanında ve etkin yapılması olduğunu kaydetti.
- Elbette bu gözden geçirme kayyum dahil idari işlemler ve tedbirler bakımından yürütmenin ilgili birimlerince yapılır.
- Hukuksal sınırlar içinde gelinen duruma uygun ne tür ilerlemeler olabileceği yetkili mercilerin dikkate alacağı bir konudur. Önemli olan bu gözden geçirmenin geçiş sürecine destek olmak ön şartıyla zamanında ve etkin yapılmasıdır.
Uçum'un yazısının tamamı şu şekilde oldu:
TERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ!
Ülke Liderimiz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Ekim 2024 günü TBMM’nin yasama yılı açılışında vurguladığı yeni paradigma ile büyük bir tecrübeye ve bilgeliğe sahip Sayın Bahçeli’nin öncü hamleleriyle ‘geçiş süreci’ 2024 Ekim ayında bir devlet politikası olarak resmen başladı. Öcalan’ın 27 Şubat 2025 tarihli Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı geçiş süreci pratiğinde büyük ve tarihi adımlardan biri oldu.
27 Şubat Çağrısının Anlamı ve İşlevi:
Çağrının temel özelliği: Nesnel gerçekliğe uygun olmadığı için statü taleplerinden tümden vazgeçilmesidir.
Çağrının temel amacı: Devlet ve toplumla bütünleşmedir. Tek devlet ve tek ulus yaklaşımı çağrının omurgasıdır.
Çağrının kapsamı: PKK’nın Suriye dahil bölgedeki ve Avrupa’daki tüm unsurları ve ilişkileri kapsamdadır.
Çağrıda mücadele yöntemi: Demokratik siyaset olarak benimsenmiştir. Başka hiç bir yol meşru kabul edilmeyecektir.
Çağrının perspektifi: Daha ileri bir demokrasiye ulaşmak için siyaset üretmek olarak belirlenmiştir. Münfesih PKK’nın tüm unsurları ve bağlantılı legal siyasi mecralar her aşamada Çağrının bu çerçevesi ve içeriğiyle bağlıdır.
Geçiş Sürecinin Özellikleri! Türkiye ideolojik referanslı terör pratiklerinin tasfiyesi bakımından özgün bir geçiş süreci modeli uygulamaktadır. Türkiye modelinin öne çıkan kimi özellikleri şunlardır: Kayıtsız, şartsız ve pazarlıksız bir geçiş süreci hedeflenmiştir. Örgüt ideolojik olarak anlamsızlaşma ve kendini tekrar realitesi sebebiyle, kurucusunun iradesine uyarak fesih ve silah bırakma kararı almıştır. Geçiş süreci toplumsal bütünleşmenin hazırlıklarının yapıldığı ve devamı adımların atılacağı aşamaya ulaşmıştır. Terörü terk ederek münfesih olan örgütün ard etkisi demokratik siyaset alanına hem yeni fikirler hem yeni aktörler olarak yansıyacaktır.
Geçiş süreci tamamlandıktan sonra demokratik siyaset alanının genişlemesi ve derinleşmesi bir reform aşaması olarak çok daha etkili devreye girecektir. Geçiş sürecinin en önemli özelliği bu aşamaya hazırlıktır.
Geçiş Sürecinin İhtiyaçları! Gelinen duruma bakıldığında fesih ve silah bırakma kararı yoluyla PKK’yla bağlantılı aktif ve destek terör faaliyetlerinin bittiği ilan edilmiştir. Gelinen durumda; Türkiye içinde ilk aşamada PKK’yla bağlantılı aktif ve destek terör unsurlarına yönelik bazı terörle mücadele tedbirlerinin gözden geçirilmesi gündemi oluşuyor.
Elbette bu gözden geçirme kayyum dahil idari işlemler ve tedbirler bakımından yürütmenin ilgili birimlerince yapılır. Yargısal süreçler, tutukluluk da içinde tüm tedbirler ve mevcut statüler yargı mercilerince incelenir. Hukuksal sınırlar içinde gelinen duruma uygun ne tür ilerlemeler olabileceği yetkili mercilerin dikkate alacağı bir konudur. Önemli olan bu gözden geçirmenin geçiş sürecine destek olmak ön şartıyla zamanında ve etkin yapılmasıdır.
Geçiş Süreci Kanunu! Gündeme gelen geçiş süreci kanunu önerisi geniş bir kabul görüyor. Daha önce ifade edilen hususları özetlemek gerekirse şunlar vurgulanabilir: Rutin dışı bir geçiş süreci söz konusudur. TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun süreçle ilgili kanuni ihtiyaçlar konusunda TBMM’ye hukuk politikası önerme görevi de vardır. Komisyon buna beşte üç yani nitelikli çoğunlukla karar verebilir.
Rutin dışı geçiş döneminin hukuku rutin yaklaşımlarla ele alınamaz. Bugün örgütün kendini feshettiği ve silahların yakılmasıyla silah bırakma aşamasına geçilen bir durum var. Bu duruma uygun yeni bir düzenleme olması gerekir. Buna, teknik adı farklı konsa da, geçiş süreci kanunu diyebiliriz. Tek, geçici ve özel bir kanun yapılabilir. Kanun geçişte ihtiyaç duyulan toplumsal ve ekonomik hayata katılım ve bütünleşme hukuku, ceza ve infaz hukuku ile sosyal hukuk konularını kapsamalıdır. Bu kanunun ivedilikle ve olabildiğince geniş bir mutabakatla çıkması son derece önemlidir. Elbette geçiş süreci kanununun Anayasaya aykırı olmaması, milli hassasiyetlere ve kırmızı çizgilere uygunluğu tartışma dışıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: