Sözcü Muhabiri Ulu: Haberimden Önce Darbeciler Erdoğan’ın Yerini Biliyordu
Tutuklu yargılanan Sözcü muhabiri Gökmen Ulu, kendi haberinden çok daha önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın yerinin darbeciler tarafından bilindiğinin birçok kez kanıtlandığını söyledi.
Yayınlanma :
07.11.2017 15:04


‘Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek yardım etmek’ten 15 yıla kadar hapis istemiyle yargınan Ulu, Erdoğan’ın 15 Temmuz’da kaldığı oteli haberleştirmişti.
Sözcü’nün aktardığına göre duruşmada savunma yapan Ulu, hiçbir cemiyet ya da derneğe angaje olmadığını, evrensel gazetecilik ilkelerinden ödün vermediğini, ‘FETÖ’nün ele geçirdiği yargıya ve hukuksuzluğa karşı durduğunu söyledi.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de liderlerin attığı her adımın siyasi magazin olarak haber olduğunu aktaran Sözcü muhabiri, “Gazeteciler haber atlatma yarışı yapar. Ödüllük haberlerdir. Liderin neler yaptığına kimlerle konakladığına bakılır. Yemek yemiştir yazılır, yürümüştür yazılır. İmkan olursa haber fotoğraflarla süslenir” dedi.
‘Her yerde haberdir’
Ulu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın da buna benzer haberleri yapıldığını, DHA, Milliyet ve Sabah’ta cumhurbaşkanının konakladığı otellerin önceden haberleştirildiğini ifade etti.
Suçlamanın art niyetli olduğunu aktaran Sözcü muhabiri, şunları anlattı: “Her zaman olduğu gibi gazeteler ve internet sitelerinde liderler ve ünlülerle ilgili haberler vardır. Şu anda haberi yayınlanmakta olan ünlülerden birine, birileri saldırganlık yapmaya çalışırsa bu gazetecilere ‘Yer bildirdi’ denebilir mi? Ben cumhurbaşkanının Marmaris tatilini, hayatın olağan akışında yaptım. Haber saat 16.25’te yayımlandı. 17 Temmuz’da Sabah ve Takvim gazeteleri algı operasyonu yaptılar. Bir savcı harekete geçti 166 gündür bir zindandayım. Yapılan zulümdür.”
Haberi nasıl yaptı
Gökmen Ulu, haberi nasıl yaptığını da şöyle özetledi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tatiline ilişkin ilk haberi Doğan Haber Ajansı bizden dört gün önce yaptı. 11 Temmuz günü saat 13.50’de yayınlanmış. Aynı haber. 11 Temmuz 2016 tarihinde saat 14.20’de Hürriyet’ten birçok gazeteye kadar yayımlandı bu haber. Onlar da haber yapmış. Ben de görünce haber yaptım. Cumhurbaşkanıyla aynı otelde kaldığını paylaşan vatandaşlar da vardı sosyal medyadan. Yazıcı otelde kalan Türk turistler bunlar. Bunlar hep doğal. Ben de bu haberleri görünce iki gün sonra İzmir’den Marmaris’e gittim. Marmaris’te turizmcilere, esnafa gittim. Otelin önüne gittim. Sözcü logolu arabayla otel önünde açıkça bekledim. Otelin içine gittim. Otelin genel müdürüyle, yöneticileriyle yemek yedim. Onlar da cumhurbaşkanlığı yetkililerine söylediler. O yetkililer de biliyordu benim orada olduğumu. Bu bir tatil haberi. Otelin güvenlik kameralarından görülebilir bu.
Marmaris MOBESE kameralarının yaygın olduğu bir yer. Her adımım devletin arşivindedir. Marmaris’te işletme ve otellerin de kameraları var. Marmaris’te beni herkes tanır. Grand Yazıcı Otel’in salonlarında televizyon programları yaptım. FETÖ kumpasına mağdur olan Erol Manisalı ile Ergenekon kumpasını konuştuk. Uğur Dündar ve Haluk Şahin’le bu otel salonunda 2012’nin Nisan ayında program yaptım. Hain FETÖ’nün kumpaslarını anlatmaktan hiç çekinmedim. FETÖ’nün hışmına uğrayan Soner Yalçın’la bu otel salonunda TV programı yaptım. Yazıcı otele gittim. Haber merkezine gönderdim haberi. 16.25’te yayınlandı. Hayatın olağan akışı devam ediyordu. Hedef gösterme diye nitelendirilmesi mümkün değil.”
‘Erdoğan’ın çağrısını ilk duyuran benim’
Ulu, darbe girişimi başlayınca Erdoğan’ın yanına gittiğini kaydetti: “Marmaris’teki tüm basın mensupları davet edildi. Anadolu Ajansı, İhlas Haber Ajansı. TRT ve diğer yerel gazeteler. Villanın bahçesine alındık. Saat 00.05’te Cumhurbaşkanı ilk kamuoyu açıklamasını yaptı. 5 dakikalık açıklamasını tamamladıktan sonra Hasan Doğan bizi villanın çıkışına uğurladı. İstanbul’daki haber merkezini arayıp ‘Yaz birader’ dedim. Hemen Erdoğan’ın açıklamasının satırbaşlarını yazdırdım. Cumhurbaşkanının açıklaması saat 00.13’te sozcu.com.tr’de yayımlandı. Erdoğan’ın ‘Herkesi meydanlara bekliyorum’ açıklamasını ilk duyuran gazeteci benim. Bu haberi yayımladım. Durmadım. Otele geçip kafetaryaya gittim. Tam metnini yazdım açıklamanın haber merkezine gönderdim. Halk, Atatürk meydanında toplandı. Halkın darbeye karşı yürüyüş haberini de yaptım.”
‘Erdoğan İstanbul’a geliyor’ diye haber yaptılar’
Aklından “Ortada durayım, sessiz kalayım, nasıl sonlanacak bekleyim” düşüncesinin geçmediğini vurgulayan Ulu, şöyle devam etti: “FETÖ başarılı olsa belki ben burada olamayacaktım. Savcının uydurma iddialarıyla ilgili bir örnek daha vereceğim. İktidar medyasında o gece ‘Cumhurbaşkanı İstanbul Atatürk Havalima’na geliyor’ ifadeleri kullanıldı. Kaçırdıkları F-16’lar ise cirit atıyordu havada. O basın mensupları darbecilere yardım mı etti? Ben gündüz yaptım bu haberi 16.25’te. Acayip bir suçlamayla karşılaşıyorum. Ben bir gazeteci ne yapması gerekiyorsa onu yaptım. ”
‘Darbeciler biliyordu’
Ulu, mahkemelerce kabul edilen Muhafız Alayı ve Muğla suikast davası iddinameleriyle Meclis’te dokuz AKP’li vekilin de imzasının bulunduğu Darbe Araştırma Komisyonu raporlarında, Erdoğan’ın yerinin öğrenilmesi için 13 Temmuz’da bir tuğgeneralin keşif yaptığının belirlendiğini söyledi.
‘Polisi oturup bekledim’
Sabah gazetesinde 17 Ağustos 2016’daki haberde darbecilerin kontrolünde keşif yapıldığı bilgisinin yer aldığını aktaran Gökmen Ulu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Özetle, darbecilerin Erdoğan’ın yerini gazetecilerden öğrenmedikleri kanıtlandı. Hakikat ortaya çıktı. Buna rağmen şu ana kadar yaptıklarımı da vurgulamak istiyorum. İddia makamı ispat zorunluluğunu yerine getirdi mi? Aleyhimde kanıt yok? Lehimde kanıt var mı? Çok var. İspat yükümlülüğü iddia makamında olmasına rağmen savcı ve beni tutuklayan hakim görmezden geldi. Her şey göz göre göre ortadayken. Hakkımda Ağustos 2016’da soruştuma başlatıldı. Bunu bilmeme rağmen operasyona kadar koskoca 10 ay boyunca bir yere kaçtım mı? Darbeden 10 ay sonra bir baktım hakkımda gözaltı kararı var. Bunu öğrenince çantamı hazırladım. Polisi beklemeye başladım. Saatlerce bekliyorum gelen giden yok. Saatler geçti, çay içiyoruz. Milletvekilleri geldiler bekliyoruz. Yine gelen, giden yok. Biz bu filmi görmüştük birinci kumpas sürecinde. Sabah saat 06.00’da gelmesi gereken polis akşam saat 18.00’de geldi. Ben bir yere kaçtım mı? Kaçma şüphesi bunun neresinde sabit? İkametgah sahibiyim.”
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: