Toprak, "Dışa bağımlı olmamız gıda egemenliğini sıkıntıya sokuyor"
Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Uğur Toprak, Türkiye’nin dışa bağımlı bir ülke haline gelmesinin gıda egemenliğini tehlikeye soktuğunu söyledi.
Yayınlanma :
09.02.2022 15:59


Yüksek enflasyon ve gıda ürünlerinde fahiş fiyat artışlarına dikkat çeken Toprak, “Patlıcan geçen aya oranla yüzde 54 geçen yıla oranla yüzde 165 Salatalık geçen aya oranla yüzde 45 geçen yıla oranla yüzde 111 zamlanmış. Kabak geçen yıla oranla yüzde 82 domates yüzde 73 mercimek yüzde 83 buğday unu yüzde 71 tavuk eti yüzde 93 dana eti yüzde 52 ay çiçek yağı yüzde 55 yumurta yüzde 61, ekmek ise yüzde 59 oranında zamlandı” dedi.
“Temel gıdalar bile lüks oldu”
Toprak, gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve lüks tüketim malı haline geldiğini vurguladı ve şunları söyledi:
“Şu an ülkemizde yeterli ve dengeli beslenemeyen yüz binlerce insan, yoksulluğun en alt seviyesi olan temel ihtiyaç maddelerine ulaşamama ve açlık riski ile karşı karşıya kalmış durumda. Etbir'in verilerine göre pandemi döneminde et tüketimi yüzde 33 azalırken Makarna Sanayicileri Derneği'nin verilerine göre makarna tüketimi yüzde 25 artış gösterdi. Tabii ki bunda en büyük etken de artan gıda enflasyonu. Bu durum vatandaşın gıda alışverişinde öncelikli olarak fiyat kriterini baz almasına ve hangi ürün, nerede ucuzsa oraya yönelmesine neden olmakta. Burada da karşımıza iki büyük sorun çıkmakta; birincisi neredeyse hammadde fiyatına satılan ve merdiven altı veya kayıt dışı şekilde uygun olmayan koşullarda üretilen gıda maddeleri, ikincisi ise taklit ve tağşiş. Her iki durum da halk sağlığı açısından risk teşkil ediyor.”
“Asgari ücret ilk aydan eridi”
Yüksek kur politikası sonucu her geçen gün yabancı paralar karşısında Türk Lirası’nın değerinin düştüğünü kaydeden Toprak, “TÜRK-İŞ araştırmasının Ocak 2022 ayı sonucuna göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı 4 bin 249 TL oldu. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut, ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise 13 bin 843 TL Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 5 bin 587 TL oldu. 2022 yılı için ülkemizde belirlenen asgari ücret ise 4 bin 253 TL. Asgari ücretin daha ilk aydan açlık sınırına denk olduğu ülkemizde gıda harcamaları, çok büyük bir kesim için en fazla harcama kalemi ve hane bütçesinde de önemli bir paya sahip” diye konuştu.
“Enflasyon emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcı”
Toprak, yükselen döviz fiyatları ve artan işsizlikle birlikte gıda enflasyonundaki artış vatandaşın alım gücünü büyük ölçüde azalttığının altını çizerek, “Yurttaşlar indirim günlerini takip edip hangi ürün nerede daha uygun fiyatlı diye araştırıyor. Halk ekmeklerin önünde uzun kuyruklarda dakikalarca bekliyor. Çünkü 5 kuruşun dahi önemi hane bütçesi için oldukça büyük. Pazarın kapanma saatlerine yakın alışverişe giden hatta ne yazık ki pazar toplandıktan sonra geride kalanları toplamak zorunda kalan yurttaşlarımızı da görüyoruz. Sonuç olarak enflasyon sabit bir geliri olan ve emek gücüne dayanan kesimler için yıkıcı” ifadelerini kullandı.
“Halkın satın alabilirliği sıralamasında 65’inciyiz”
Küresel Gıda Güvenliği Endeksinde Türkiye, 2012-2020 arasında dünyada gıda güvenliğinde en çok kan kaybeden 7'nci ülke olduğunu hatırlatan Toprak, “Türkiye endeksin ilk hazırlandığı yıl olan 2012'de 36'ncı sırada yer alırken, 9 yılda 11 sıra birden kaybetti. Son endekste Türkiye 47'nci sıraya düşerken, son bir yılda 6 basamak birden geriledi. Her ne kadar Tarım ve Orman Bakanı efsane olarak nitelendirse de bir zamanların ‘gıdada kendine yeten nadir ülkelerinden’ biri olan ülkemiz, halkının gıda ürünlerini ‘satın alabilirliği’ sıralamasında 65'inci sırada yer alarak bırakın gelişmiş ülkeleri Botsvana, Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün gibi pek çok ülkenin maalesef ki gerisindeyiz” açıklamasını yaptı.
“Dün aldığımız ürünü bugün aynı fiyattan alamıyoruz”
Toprak, TÜİK’in rakamlarına göre bile yüzde 60’a yakın bir gıda enflasyon olduğunu; ama gerçek enflasyonun yüzde 100’ler düzeyinde olduğunu söyleyerek, “OECD ortalaması yüzde 6,6 iken, Türkiye hariç enflasyon oranı yüzde 5,6. Dün aldığınız ürünün fiyatı, bugün farklı olabiliyor. Aynı ürünü iki gün üst üste aynı fiyata alamıyorsunuz. Döviz kurundaki artışın yanı sıra Euro’yu geçen Benzin/Mazot fiyatları, fahiş elektrik, su, doğalgaz faturaları taklit, tağşiş gibi bir tehlikeyi beraberinde getiriyor. İnsanlar ucuz ürün almak isteyecek ve bunlar kayıt dışı işletmeler tarafından üretilip piyasaya sunulacak. Çiftçinin mazotundan vergi alınırken, yatın mazotundan alınmazsa, ekmekten vergi alınırken pırlantadan alınmazsa, asgari ücretle çalışandan vergi alınırken bazı kesimlere vergi affı uygulanırsa burada eşitlikten ve adaletten bahsedilemez” dedi.
“Gıda ürünlerindeki KDV yüzde 1’e indirilmeli”
Vatandaşın üzerindeki vergilerin azaltılması, hafifletilmesi gerektiğine dikkat çeken Toprak, ülkenin buna bütçesi olmadığını söyledi. İşçinin, emekçinin ödediği dolaylı ya da dolaysız vergi işverenlerin, ödediği vergiden çok daha fazla olduğunu savunan Toprak, “Yapılması gereken şey aslında çok açıktır. Özellikle elektrik, su, doğalgaz, internet gibi temel tüketimlerden vergiler kaldırılmalı, bununla birlikte tabi ki tüm gıda ürünlerindeki KDV'nin sıfırlanmalı, en azından yüzde 1’e indirilmeli” diye konuştu.
“Yetersizlikten değil, adil dağıtılmadı için sorunlar yaşanıyor”
Toprak, FAO‘nun verilerine göre dünyada her dokuz kişiden biri yatağına aç girerken, yaklaşık 1,4 milyar kişinin obez olduğunu paylaşarak, “Aslında, yaşanan açlık ve yetersiz beslenmenin nedeni üretim yetersizliği değil, üretim ve tüketimin adaletli bir şekilde sağlanamamasıdır. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde de belirtildiği gibi, insanların temel gereksinimi olan gıdanın eşit ve adil dağıtılmadığı bir dünya güvenli değildir” ifadelerini kullandı.
“Gıdaya ulaşma hakkı güvenceye alınmalı”
Gıda ile ilgili sorunları gıda güvencesi ve gıda güvenliği olmak üzere iki ayrı açıdan değerlendirmenin gerektiğini vurgulayan Toprak, “Gıda güvencesi; Birleşmiş Milletler‘in kabul ettiği ve anayasamızda sosyal devlet anlayışı çerçevesinde yer alan; herkesin, yeterli ve dengeli beslenmesi için gerekli gıdaya ulaşma hakkının güvence altına alınmasıdır. Türkiye‘nin de içinde bulunduğu ülkelerin büyük bir kısmında, gelir dağılımındaki adaletsizlikler nedeniyle, açlık sınırında yaşayan insanların sayısı küçümsenmeyecek düzeydedir. Son dönemde hemen her ülkede yaşanan gıdaya ilişkin sorunlar, önümüzdeki dönemde daha dikkatli olmamız gerektiğini ortaya koymaktadır” açıklamasını yaptı.
.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: