Katıldığı televizyon programında İzmirli gazetecilerin sorularını yanıtlayan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, kentsel dönüşüm konusunda net konuştu. Başkan Tugay, “Yapamayacağımız şeyi vaat edemem ama o inşaatlar yapılacak, bitecek. İnsanların mağdur olmayacağı şekilde herkese dairelerini yapıp teslim edeceğiz. Bizim görevimiz o inşaatları bitirmek” dedi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, Artı 35 TV canlı yayınında İzmirli gazetecilerin sorularını yanıtladı. İzmir’in sorunlarından, güncel olaylara kadar samimi açıklamalarda bulunan Başkan Tugay, hukuku süreci devam eden kentsel dönüşüm konusunda hak sahibi olanları rahatlatacak açıklamalarda bulundu. Başkan Tugay, “Hak sahibi olan vatandaşlarımızın mağdur olması asla kabul edilemez. Gerekeni yapacağız. Kooperatif ortağı olduğu için mağdur olma ihtimali olan vatandaşlarımız tedirgin olmasın. Onlara verilen taahhüt, konut sahibi olmalarıyla ilgiliydi. Keşke para tamamen benim olsa, yetki hesapsızca bizde olsa da ‘hepinize birer tane daire vereceğiz’ desek ama bu kamu kurumu. Kullandığımız bütçe kamuya ait bütçe. Bazı yasalara, mevzuata uymak zorundayız. Babamızın çiftliği gibi davranamayız. ‘Hukuka ve mevzuata uygun olacak şekilde sizler de daire sahibi olacaksınız, mağduriyet yaşamayacaksınız’ diyorum. Olay hukuki bir sürece taşınmış durumda. Oradan çıkacak sonuç kararlarımızı da ister istemez etkileyecek. Yapamayacağımız şeyi vaat edemem ama o inşaatlar yapılacak, bitecek. Yüzde 90 ihtimalle de insanların mağdur olmayacağı şekilde herkese dairelerini yapıp teslim edeceğiz. Bizim görevimiz o inşaatları bitirmek. Arkadaşlarımız iki kooperatif yönetimi ile anlaşmak üzere. Bugün yarın iyi niyet protokolü imzalayacaklar. Arkasından genel kurullarında da protokoller kabul edildiğinde kooperatiflerle aramızda hiçbir sorun kalmamış olacak. İnşaatları biz belediye olarak yaptırtıp teslime edeceğiz. Önünde sonunda anlaşacağımıza inanıyorum. Kimsenin mağdur olmayacağını düşünüyorum. Örnekköy’de devam eden inşaatta olduğu gibi diğer etaplarda da en kısa zamanda ihale yapalım, inşaatları bitirelim ve teslim edelim. Örnekköy’de 3 ve 4. etapta inşaat hızla ilerliyor. Firma önümüzdeki mart ayında teslim edecek” açıklamalarını yaptı.
“İş İzmir’e gelince durulacaksa bu haksızlık”
İzmir’in su, çöp yeri belirleme, ikinci çevre yolu gibi hükümet tarafından çözülmesi beklenen sorunları olduğunu aktaran Başkan Tugay, “Hamza Dağ aday olduğunda ‘ikinci çevreyoluna ihtiyaç var, yapacağız’ diye söz verdi. Seçim oldu, ben göreve geldim. İkinci çevreyolunun ihtiyacını defalarca söyledim. Bugün İzmir’in önemli ihtiyaçlarından biri çevreyolu, çünkü çok sıkışıyor. Altınyol, Ankara Caddesi, Yeşildere, Mürselpaşa aksının rahatlaması için alternatif yol yapılması gerek. Çevreyolu belediye tarafından yapılacak iş değil. Bu Ulaştırma Bakanlığının işi ve bunu yapacak gücü var. İş İzmir’e gelince belediye, başka parti diye durulacaksa bu haksızlık. Hamza Dağ’ın kampanyasında adeta söz verdiği, ihtiyaç olduğunu söylediği çevreyolu için hala harekete geçilmemiş olmasını İzmir açısından olumsuz bakış olarak görüyorum. Bunun değişmesi ve düzelmesi gerekiyor. Sorunun önemini anlatmak, iş birliği adına üzerimize düşeni yapacağımızı söylemek üzere çaba göstermeye devam edeceğiz” diye konuştu.
“Aralık ayına kadar planlamamızı yaptık’
Su sıkıntısı konusundaki soruları da yanıtlayan Başkan Tugay, İzmir’in susuz kalmaması için aralık ayına kadar planlamaların yapıldığını belirterek, şunları dile getirdi: “Biz Aralık ayına suyumuz yetecek şekilde planlamamızı yaptık. Günlük su tüketimine bakılıyor ve tasarruf edebileceğimiz alanlar belirleniyor. Ona göre adım adım ilerleniyor. İnsanların susuzluk hissetmemesi için geniş hareket alanı sağlanıyor. Türkiye’nin ve dünyanın şu anda sorunu aşırı sıcaklar ve susuzluk konusu. Kimse, susuzluğu biz şu an İzmir’de yaşarken başka şehirlerde problem yokmuş gibi düşünmesin. Kuzey Anadolu hariç Türkiye’nin her yerinde su problemi var. Bazı bölgeler İzmir’den çok daha vahim durumda. Su rezervlerimiz azalıyor doğru, dikkatli su kullanılması gerekiyor doğru, belki zaman zaman bazı kesintiler öngörülebilir, bu da doğru. Ama aslında normal yağışlar normal zamanda başladığında büyük ihtimalle rahatlayacağız. Kuraklık olacağını bekliyorduk ama herkesin beklediğinden çok daha ağır bir durum yaşadık. Şu an normal bir süreç yaşamıyoruz.”
“Çeşme’de sorun yüzde 5’i tamamlanmayan barajdır”
Çeşme’deki su sıkıntısı konusunda da detayları paylaşan Başkan Tugay, Büyükşehir Belediyesi’nin hiçbir hatası ve eksiği olmadığını, sadece yüzde 5’lik kısmı tamamlanmayan baraj nedeniyle uyarılara rağmen sıkıntının yaşandığını hatırlatarak, “Çok önceden defalarca uyarmamıza rağmen Çeşme’de tamamlanmayan bir çalışma var. Kutlu Aktaş Barajı’nın yetmeyeceği belliydi. Orada da bir baraj inşa edilmiş durumda. Çok eski aslında, yeni bir iş değil. Bağlantısının yapılması ve arıtmasının işler hale getirilmesi gerekiyordu. Büyük oranda, yüzde 95 tamamlanmış aslında. Niyeyse o yüzde 5’lik kesimi son 6 ayda bütün ısrarlarımıza rağmen tamamlamadılar. Kasıt yoktur herhalde ama ihmal olduğunu düşünüyorum. İnsanlar nasıl olsa belediyeyi suçlar diye rahatlar. Biz bu konuyu tartışma konusu etmeyelim diye iğnenin ucuna gelene kadar sesimizi çıkarmadık. Baktık ki kimse yerinden kıpırdamıyor, artık rahatsızlığımızı dile getirdik. Bu sefer de refleksle insanlara doğru olmayan şeyler aktardılar” diye konuştu.
“Vergi borcumuzu ödüyoruz, İZBAN’da konu para değil!”
Gündemdeki İZBAN konusundaki soruyu da yanıtlayan Başkan Tugay şunları söyledi: “Göreve geldiğimde İZBAN tablosuna bakınca şunu gördüm; İZBAN’daki bu ortaklık maalesef orayı kötü bir işletme haline çeviriyor. Rakamsal olarak yüzde 50 belediye, yüzde 50 Devlet Demiryolları ortak ama işletmeye baktığımızda Devlet Demiryolları’nın kontrolü altında. ‘İZBAN’da güvenlik görevlilerinin haklarında problem var, düzeltin’ diyorlar. Biz düzeltemiyoruz. Yönetimi Devlet Demiryolları’nda. Bugün İZBAN’da yaşanan bir sürü sıkıntıyı görüyoruz, duyuyoruz ama değiştiremiyoruz. Yönetimin çoğunluğu ve genel müdürlük Devlet Demiryolları’nda. Son bir iki ayda Ulaştırma Bakanlığı’na gittik ve Bakan’a durumu arz ettik. ‘Sorunlar var, düzeltilmesi için Devlet Demiryolları’nın çözümcül yaklaşımını bekliyoruz’ dedik. Bakan Bey de sağ olsun Devlet Demiryolları Genel Müdürü’ne ‘Teknik olarak bu konuyu çalışın, Başkan’ın önerilerini gerçekleştirelim’ dedi. O günden bugüne Devlet Demiryolları hiçbir şey yapmadı. Önerdiğimiz, yapıcı olan bütün önerileri de kulak arkası ettiler, sorunu ortada bıraktılar. Devlet Demiryolları ne yapmaya çalışıyor anlamadım. Bilal Saygılı makine mühendisi kimliği ile de olayı doğru değerlendirdi. İşletmeye baktı ve ‘Başkan doğru söylüyor, bu böyle olmaz. İki başlı olmaz bu iş’ dedi. Ben de ‘Ya siz bize devredin ya da biz size devredelim’ dedim. Şu kimsenin tuhafına gitmesin; Devlet Demiryolları İZBAN’ı işletebilir. Örneği var. İstanbul’da İZBAN’a benzer hat, Devlet Demiryolları tarafından işletiliyor. Gaziantep’te Devlet Demiryolları raylı sistemi yapmış, Gaziantep Belediyesi’ne vermiş. Onlar işletiyor. Bizde niye olmasın? Bizde de olur. Bilal Bey’in söyleminde rahatsız olduğum tek şey; ifade basına öyle yansıdı ki sanki biz vergi borcumuzu ödeyemiyoruz da ondan dolayı ‘devredin bize’ gibi…Borcumuzu ödüyoruz, burada konu para değil, işletmedeki aksaklıklar. Düzelmesi için iki başlılığın bitmesi lazım. Burada sorumluluk Devlet Demiryolları’nda. Bütün aksaklıkların sorumlusu Devlet Demiryolları’nın bizzat kendisi. Genel Müdür Devlet Demiryolları’nın görevlisi. Düzeltilmesi gerekeni söylüyoruz, yapmıyorlar. Bu iş bu şekilde gitmez.”
“Devlet Demiryolları İzmir Limanı’nı da yok ediyor!”
Devlet Demiryolları’nın bir başka sıkıntısının da İzmir Limanı olduğunu aktaran Başkan Tugay, “İzmir Limanı ölüyor. Her geçen yıl yükleme kapasitesi düşüyor. Niye böyle? Körfez’de navigasyon kanalı çalışması yapılması lazım. Gemilerin girebilmesi için yeterli derinliğe getirilmesi ve limandaki yükleme ile ilgili tesislerin modernizasyonu lazım. Şehrin merkezinde gittikçe daha fazla ölen bir liman var. Liman bu haliyle işlemez” dedi.
Başkan Cemil Tugay öte yandan gazetecilerin diğer sorularını da şöyle yanıtladı:
SOCAR’ın Aliağa'da bir barajı var, orada su verilmeme sıkıntısı vardı. Bir de Çeşme'de DSİ tarafından verilmeyen bir su vardı. Bu sorunu çözdünüz mü?
Cemil Tugay; Orada belediyenin ve İZSU'nun hiçbir hatası, eksiği yok. Tam tersine Çeşme'deki Kara Reis Barajı'ndan bahsediyorsak, bizim kış aylarından beri defalarca uyarmamıza rağmen tamamlanmayan bir çalışma var. Kutlu Aktaş Barajı'nın yetmeyeceği belliydi. Orada eski bir baraj inşaatı var, bağlantısının yapılması ve arıtmasının işler hale getirilmesi gerekiyordu. %95'i tamamlanmış bir işin %5'lik kısmını son 6 ayda tüm ısrarlarımıza rağmen tamamlamadılar. Bunda bir kasıt olduğunu sanmıyorum ama ihmal var. Şöyle bir rahatlık var diğer devlet kurumlarında, ‘Sorun çıkarsa insanlar nasılsa belediyeyi suçlar’ diye bir rahatlık var. Biz polemik olmasın diye sesimizi çıkarmadık ama baktık ki bir gelişme yok, rahatsızlığımızı dile getirdik. Bunun üzerine bazı siyasetçiler, bitmemiş arıtma tesisinde gezerek ‘Biz çalışıyoruz, siz bir şey yapmıyorsunuz’ gibi tuhaf açıklamalar yaptılar. Halbuki o iş zaten onların işi, belediyenin değil. Hatta ‘Yapmayacaksanız verin biz yapalım’ diye yazı yazdık, ona da cevap vermediler. Kendi yapmadıkları iş üzerinden insanları aldatmaya yönelik algı çalışması yapıyorlar. Bu ayıptır. Su, altyapı gibi temel ihtiyaçlar siyasete malzeme edilmez. Gördes civarında planlanan üç barajdan biri yapıldı ve biliyorsunuz parasını belediyeden alıyorlar. Fakat baraj su tutmuyor. Altı delik diyorlar. %10'dan fazla su tutamadı. Çok büyük bir yatırım ama hata yapılmış. Bu da mı belediyenin suçu? Diğer iki barajdan en azından birinin daha yapılmış olması gerekirdi, daha yeni ikincisinin ihalesini yapıyorlar. Bu da mı belediyenin suçu? Kurumlar iyi işlemiyorsa, milletvekilinin görevi halkın hakkını korumaktır. Ben AK Parti ve MHP'nin duyarlı, çalışkan, sorunlarımızla ilgilenen milletvekillerine bir şey demiyorum. Ama bir kriz çıksın da şov yapayım diyenlere söylüyorum. Kusura bakmasınlar, siyaset anlayışında böyle hata yapanlara bu şekilde davrananlara iyi bakmıyorum ben. Hoş karşılamıyorum. Ben vatandaşım önce kendi adıma ama diğer taraftan millet sıkıntıda çözelim diye gözümüzün içine bakıyor. Sizin yalan yanlış algı çalışmalarınızı kurbanı olmak zorunda mıyız?
Geçtiğimiz dönemde Büyükşehir Belediyesi'nin kuraklıkla mücadele projeleri vardı. Siz de dün tarımda suyun %75'inin kullanıldığını ve su istemeyen bitkilerin yetiştirilmesi gerektiğini söylediniz. Belediyenin bu konuda bir çalışması var mı?
Cemil Tugay; Yetkimiz yok ama bu hiçbir şey yapmayacağımız anlamına gelmiyor. Doğrunun ne olduğunu anlatıp teşvik edici olacağız. Türkiye'de temiz su büyük oranda tarımda kullanılıyor. Tarımda kullanılmasın diyemeyiz ama hatalar var. Vahşi sulama gibi tekniklerle suyun %90'ı israf oluyor. Damla veya yağmurlama sulama gibi teknolojilere yatırım yapılmalı. İkincisi, silajlık mısır gibi çok su tüketen ürünler var. İzmir'de hayvancılık oldukça gelişmiş durumda ve Türkiye'de ikinciyiz. Ama bunun bedelini suyla ödüyoruz. Bir litre süt için harcadığımız su inanamayacağınız kadar çok. Geçmiş dönemde Tunç Soyer de bu sorunları dile getirdi, iyi niyetle bazı çabalar içinde oldular, küçükbaşı teşvik etmeye çalıştılar. Bu iyi niyetli çabalar maalesef bir sonuca erişmedi. Verilen küçükbaş hayvanlar ya kesildi ya satıldı. Kamu kaynağını istediğimiz sonuca eriştirememiş olduk. Biz daha sonuç alıcı, bakanlıkla iş birliği içinde, doğru tarım teknikleri için daha fazla sübvansiyon sağlayarak gerçekçi politikalar üretmeye çalışacağız.
Sünger Kent projesi de gündeme gelmişti. Siz "pratik karşılığı yok" dediniz. Bu projenin durdurulması ve atık suların faydalanılması yönünde ne gibi bir çalışma düşünüyorsunuz?
Cemil Tugay; Sünger Kent projesinin lansmanına büyük bir heyecanla gittim. Benzer bir çalışmayı Karşıyaka Kent Ormanı'nda yağmur suyunun toprak tarafından emilmesi için yapmıştık. Orada bize çatılardan su toplamayı anlattılar. Biraz hayal kırıklığı yaşadım. Binlerce mavi plastik depo dağıtıldığını anlattılar. Göreve geldiğimde harcanan parayla elde edilen sonuca baktığımda, beklenenden çok uzak bir iş yapıldığını ve ekibi uygulamada başarılı olmadığını gördüm. Bu çalışmanın o ekiple değil, belediyenin yetkin birimleri (İZSU gibi) tarafından yapılması için görev değişikliği yaptık. Su depolarını ortadan kaldırmadık, başka şekilde kullanılıyorlar. Yağmur suyu toplamak isteyene yine destek oluruz. Diğer çalışmaları ise sembolik olarak değil, şehrin bütününde ihtiyaç olan yerleri önceliklendirerek zaten yapıyoruz. Ben tribünlere hoşgörüneyim diye değil, somut sonuç almak için çalışıyorum. Kimsenin emeğine saygısızlık yapmadım ve yapılan hiçbir iyi işi durdurmadım.
Kentin çöpü ne olacak? Harmandalı'dan başka yere taşınacak mı? Siyasiler "burada olmaz, şurada olmaz" diyor. Bu iş nasıl çözülecek?
Cemil Tugay, İki tane çöp bertaraf tesisi var; Ödemiş ve Bergama'da. Kapasiteleri sınırlı, yenilerini yapacağız. Göreve geldiğimden beri yoğun çaba içerisindeyim. Kemalpaşa OSB'de bir çöp yakma tesisi için ön anlaşma yapılmıştı, vali onaylamadı. Aylarca izin bekledik ama olmadı. Menemen Çaltı'da, Manisa'nın çöp tesisinin bitişiğindeki bir bölge için onay bekledik, o da olmadı. Menderes'te daha önceden projesi onaylanmış, ihalesi yapılmış bir proje vardı. Menderes'e zararı olmayacak bir projeydi ama yanlış anlatıldı. Oraya çöp dökülecekmiş gibi anlatıldı. Halbuki orası bir tesis, bir fabrika. Çöp ayrıştırılacak, bir kısmı geri dönüştürülecek, bir kısmı yakılacak. Bu basit şeyi anlatamadık. Karşı siyasetçiler de seçim öncesi bunu kullandı. Siyasete alet edilmemesi gereken bir konu daha istismar edildi.
Hükümet tarafından İzmir'in sorunları üzerinden Büyükşehir Belediyesi'nin sıkıştırıldığını düşünüyor musunuz?
Cemil Tugay; Tabii ki düşünüyorum, yaşıyoruz bunu. Belki belediye tarafında da diyalog için yeterince çaba gösterilmemiş olabilir. Ben bu suçlamaya maruz kalmamak için bakanlıklar ve genel müdürlüklerle siyasetten uzak bir iletişim kurmaya ve İzmir'in sorunları için yardım istemeye çalışıyorum. Ama bugüne kadarki tabloya baktığınızda, Büyükşehir'in taleplerine olumlu karşılık verilmedi. Su konusu ve çöp konusu bunun örnekleri.
Buca Metrosu'nu Konak üzerinden denizin altından Bostanlı ve Mavişehir'e bağlama gibi bir projeniz var. Bu nereden çıktı?
Cemil Tugay, Bu tamamen benim önerim. Buca Metrosu normalde Üçyol'a bağlanacak. Arkadaşlara dedim ki, bunu Üçyol yerine Konak'a, oradan da denizin altından Bostanlı ve Mavişehir'e bağlasak çok güzel olmaz mı? Bir nevi Marmaray gibi, ama toplu taşıma için, raylı sistem geçecek. Çok zor olmadığını düşünüyorum. Karşılığında Altınyol'daki yoğunluğu alacak muhteşem bir sonuç olur. Mavişehir'de zaten bir depolama alanı olduğu için pratik olarak da başarılı bir iş olur.
AK Parti İl Başkanı "İzban'ı bize verin, vergiden düşelim" dedi. Bu yaklaşıma bakışınız nedir?
Cemil Tugay; AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı'nın bunu iyi niyetle söylediğine inanıyorum. Bu konuyu bir senedir konuşuyoruz. İzban'daki %50-%50 ortaklık, kötü bir işletme ortaya çıkarıyor. Yönetim ve kontrol Devlet Demiryolları'nda olduğu için birçok sıkıntıya müdahale edemiyoruz. Ulaştırma Bakanı'na durumu arz ettik, çözüm için talimat verdi ama Devlet Demiryolları hiçbir şey yapmadı. Önerilerimizi de kulak arkası ettiler. Devlet Demir Yolları ne yapmaya çalışıyor anlamadım. Bilal Bey (Saygılı) de makine mühendisi kimliğiyle "iki başlı olmaz bu iş" dedi. Ben de "ya siz bize devredin ya da biz size devredelim" dedim. Bilal Bey'in söyleminde rahatsız olduğum tek şey, sanki vergi borcumuzu ödeyemediğimiz için devretmek istiyormuşuz gibi bir algı oluşması. Öyle bir şey yok. Biz borcumuzu ödüyoruz. Konu para değil, işletmedeki aksaklıklar ve bunun çözümü için iki başlılığın bitmesi lazım. Sorumluluk tamamen Devlet Demiryolları'ndadır. İşini yapmıyor. İzmir Limanı ölüyor. Yükleme kapasitesi her yıl düşüyor. Körfez'de navigasyon kanalı çalışması ve liman tesislerinin modernizasyonu yapılmıyor. Şehrin merkezinde ölü bir limanımız var. Karlı olmadığı için satılamıyor da. Buna karşılık Aliağa'daki özel sektörün akıllı liman yatırımları başarılı oldu, Allah'tan onlar var. Aynı zamanda Çandarlı'daki liman projesi de yanlış proje nedeniyle çöp oldu. Kamu kaynağı bir kez daha çarçur edildi.
Buca Metrosu'nda duraklarda değişiklik oldu mu? Sizin döneminiz bitmeden hizmete açılacak mı?
Cemil Tugay; Her şey normal giderse, hattın bir kısmı çok geç olmayan bir vadede hizmete açılacak. Görev sürem bitmeden seferler başlayacak. Diğer uçta da Gediz'den Fuar İzmir'e bir uzatma önerimiz var. Durak değişikliği, Özmen Caddesi'nden Kasaplar Meydanı'na dönen hattaki teknik bir sorundan kaynaklandı. İki keskin kıvrım trenlerin hızını kesecekti. Israrla anlatılınca ikna oldum. Hat yine belediyenin önüne çıkıyor, sadece Kasaplar Meydanı'ndan geçmeyecek ama insanların erişimi yine kolay olacak.
“CHP’de bir değişim süreci yaşanıyor”
CHP bir değişim süreci yaşıyor. Bu süreç tamamlanmadı. Partinin doğru bir yola girdiğine şüphem yok, yerel seçim sonuçları da bunu gösteriyor. Ama bazı milletvekilleri bu değişime adapte olamamış veya görünüşte değişim taraftarı olup davranışta bunu gerçekleştirememiş olabilir. Bu da sürecin bir parçası. Ben Genel Başkanımız ve Genel Merkez ile samimi bir iletişim içindeyim. Bu sürecin sonunda insanların hatalarını görüp düzelteceğine inanıyorum.
“Kendisini ziyaret etmedim, görüşmedim, nedeni süreç başlarken hedefe konulmuş olmam”
(Büyükşehir Operasyonu sonrası) İl Başkanı Şenol Aslanoğlu'nu ziyaret etmediniz. Kendisiyle görüştünüz mü?
Cemil Tugay, Kendisiyle görüşmedim ve ziyaret etmedim. Bunun nedeni, bu süreç başlarken anlamadığım bir şekilde hedefe konulmuş olmam. Bunu il başkanı yaptı demiyorum ama onun da bazı söylemlerinden bu anlam çıkıyor. Bu olayda sabah 5'te haberi alıp belediyeye koşan, büyük üzüntü yaşayan bir insan olarak mağdurum. Belediyem yolsuzlukla suçlanıyor, arkadaşlarımız haksız yere gözaltına alındı. Böyle bir süreçte birileri densizce beni suçlamaya kalktı. Gerekçe olarak da bir yıl önceki iç denetim raporu gösterildi. O raporla bu iddiaların ne kadar bağı var kimse bakmadı. Yandaş medya beni hedef gösterdi, sanki CHP içinde bir kavgaymış gibi yansıttılar. Ben kavga edeceksem böyle yapmam. Bazıları alçakça ve haince bunu yaptılar. Canı yanan insanların kafası karıştı. Olayların yatışması, durumu anlamak ve provokasyonlara karşı kendimi, kurumu ve partimi korumak için bir süre mesafeli durmamın doğru olacağını düşündüm. Sayın Tunç Soyer'i ziyaret etmek istediğim halde "ziyaretini kabul etmiyorum" gibi bir açıklaması bence büyük bir haksızlık. Benim amacım CHP'yi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni doğru bir noktada tutmak. Şu anki bilgilerimle söylüyorum; tutuklananların tutuklanmasına gerek yoktu. Bu haksız bir şey. Barış Karcı, Levent İşler gibi arkadaşlarımızın %100 masum olduğuna eminim. Bulunduğum konum itibariyle söylemlerime eylemlerime dikkat etmem gerektiğini kimse unutmasın.
Yeni operasyonlar olacağına dair söylentiler var. TÜMBELSEN ile imzaladığınız protokol bir ön alma mıydı?
Cemil Tugay; Protokol, geçmişte yaşananlardan dolayı masum olduğu halde mağdur olan arkadaşlarımızın gelir kaybı yaşamaması için yapılan teknik bir düzenleme. "Bir şey olacak da önünü alıyoruz" diye düşünülmesin. Yeni operasyon olur mu? Olabilir. Bu olasılık Türkiye'nin her yerinde var. Belediye başkanları toplantısında herkes sürekli operasyon söylentileriyle yaşadıklarını anlattı. Benim bildiğim bir konu yok ama ihtimal bütün belediyelerde vardır.
Hakkınızda kurultayda "parayla oy devşirildiği" iddiasıyla bir soruşturma var. Bu durum belediyedeki işleyişi etkiliyor mu? Siyasi yasak alırsanız başkanlık yarışı olacağı dedikoduları var.
Cemil Tugay; Benim bu dönemde siyasi yasak alma ihtimalim yok. Bana o iftirayı atan ahlak yoksunu adamın iftirasıyla bana bir şey olacağını kimse düşünmesin. Gerçekle miligram alakası yok. Bundan bir şey çıkmaz. Çıksa bile mahkeme, istinaf, üst mahkeme derken 5 seneden önce sonuçlanmaz. Kimse "bana siyasi yasak gelir de ben seçilirim" diye hayal kurmasın. Bu dedikodular belediyenin işleyişini etkilemiyor ama hukuk yoluyla baskı hali bürokraside tedirginlik yaratıyor.
15 Eylül'de ertelenen CHP kurultay davası var. Kemal Kılıçdaroğlu ile bir temasınız oldu mu? Kurultayın iptali halinde kendisiyle görüşür müsünüz?
Cemil Tugay; Önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile saygıya dayalı bir ilişkimiz var. Kendisi de beni tebrik ziyaretine geldi. Ancak son genel seçimdeki başarısızlıktan sonra görevi bırakması gerekiyordu. Şu an bir mahkeme kararıyla geri getirilmeye çalışılması affedilmeyecek tarihi bir hata olur. Partinin olağan kurultay takvimi işliyor. O kurultayda herkes aday olabilir, Kemal Kılıçdaroğlu da. Demokratik bir yarış olabilir. Ama uydurma sebeplerle kurultayı iptal edip haksız bir şekilde onu geri getirmeye çalışmak en vahim hatalardan biri olur. Kurultayın iptal edileceğini düşünmüyorum. Ben böyle bir süreçte "yarın genel başkan değişecek, gideyim ona yanaşayım" diyecek biri değilim. Haksız ve yanlış gördüğüm her şeye karşı duruşum değişmez.
İl başkanlığı seçimi için aklınızda bir model var mı?
Cemil Tugay, İl başkanlığı için bir adayı destekleyen ya da diğerine karşı çıkan bir pozisyonda olmayacağım. Parti örgütünün çatışmasını doğru bulmuyorum. Bu dönem birlik, beraberlik ve uzlaşma dönemi. Mümkün olduğunca tek listelerle gidilmeli. İl başkanlığı için de uzlaşma olursa en güzeli olur, ben de katkı koyarım. Uzlaşma olmazsa, Genel Başkan'ın "Ben şu kişiyle çalışmak istiyorum" şeklindeki yaklaşımı kabul edilebilir. Eğer Genel Başkan birini işaret ederse, mutlaka onun tarafında olurum.
Bazıları sizin iyi niyetli yaklaşımınızdan dolayı "AK Parti'ye mi gidecek?" diye soruyor.
Cemil Tugay, İnsanlar öylesine bir kutuplaşma mı istiyor ki kendi tarafımızdaki yanlışa doğru, karşı taraftaki doğruya yanlış diyelim? Bu kutuplaşma yüzünden hizmet alamıyoruz. Siyaset, hizmette yarışla yapılır. Hizmet etmeye çalışana engel olmak ya da karşı partiden olduğu halde iyi niyetle çalışana kötü demek nasıl bir anlayış? Bu hepimize zarar veriyor. Partim içinde beni sevmeyenler olabilir, çıkarlarına dokunmuşumdur. Ama hiç mi vicdanınız yok? Benim CHP'yi ve şehri iyi temsil etmeye çalıştığımı görmüyor musunuz? Bilal Saygılı'ya iyi derken boşuna demiyorum, adam çaba gösteriyor. Başka milletvekilleri de var. Onlara İzmir halkı adına teşekkür ediyorum. Bunda kötü bir şey yok. Biz de çok çalışalım, halkın takdirini hakaretle değil, iş yaparak kazanalım. Bunu halk istiyor. Bundan başka anlam çıkarmak ayıptır. İlkeli olmak lazım.
Yorumlar
Kalan Karakter: